osmanlı Teması
RSS
Siteye Giriş Favoriler
  • Büyük Tutkular Yeteneğinide Kendisi Yaratır.(Fatih Sultan Mehmed Han)
  • Davamız Kuru Bir Cihangirlik Davası Değildir Davamız Bilakis İslam Davasıdır(Ertuğrul Gazi)
  • Osmanlılar Kainat Tarihinin Gördüğü En Büyük İmparatorluklardan Birini Kurdular.
  • Osmanlı Başarısının İki Sebebi: Devlet Teşkilatında Mükemmellik Ve Askeri Teknikteki Üstünlük İdi.
  • Osmanlı Başarısının Asıl Sebebi: Adalet Düzenindeki Üstünlük Ve İnsaniliktir.
  • Osmanlı Bu Gün: Dünyanın Geri Kalan Devletleri Toplam Gücü Üzerinde Bir Kudrete Sahiptir.

Abdulvehhab İsa Rani

Abdulvehhab İsa Rani
Abdulvehhab İsa Rani
ABDÜLVEHHÂB-I ŞA’RÂNÎ
Osmanlılar zamanında Mısır’da yetişen ulemâ ve evliyânın en büyüklerinden. İmâm-ı Şa’rânî ve Kutb-i Şa’rânî lakabıyla meşhur olup, Aliyy-ül-Havvâs’ın talebesidir. Nesebi; Abdülvehhâb bin Ahmed bin Ali bin Ahmed bin Muhammed bin Zerka bin Mûsâ bin Sultan Ahmed Tilmsânî Ensâri’dir. Mısır’ın Kalkaşend kasabasında, 1493 (H. 89’de doğdu. Nesebi, silsile hâlinde Peygamber efendimize ulaşır. Dedesi, Tilmsân sultânı idi. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî, Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. Hadîs-i şerifler üzerinde çok çalışarak, hadîs âlimi, aynı zamanda Aliyy-ül-Havvâs hazretlerinden tasavvufu öğrenerek, büyük velîlerden oldu. Pek çok kerâmetleri görüldü. Üç yüzden ziyâde eser yazdı. Zamanının kutbu olduğu bildirildi. 1565 (H. 973)’de Mısır’da vefât etti. Zahirî ve bâtını ilimlerde çok yüksek derecelere ulaştı. Kendisinden önceki İslâm âlimlerinin yazdıkları kıymetli kitapların hepsini okudu. Bunlardan bâzısını defalarca okuduğu gibi bir kısmını da ezberledi.


Abdülvehhâb’ı, babası küçük yaşında ilim tahsiline verdi. Henüz yedi yaşında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Sekiz yaşında geceleri teheccüd namazlarını hiç terk etmez oldu. Bir işe başlayınca, en ince ayrıntılarına kadar iner ve eksiksiz yapardı. Çalışkanlığı ve anlayışı ile hocalarının kısa zamanda gönüllerini fethederdi. Hocalarından okuduğu kitapları kolayca ezberlerdi. Genç yaşında, hadîs ve fıkıh ilimlerinde üstâd oldu. Tasavvuf yolunda çalışarak, pek çok velînin feyz ve teveccühlerine kavuştu. Bunlardan en başta geleni Aliyy-ül-Havvâs hazretleridir. Ayrıca; Muhammed Mağribî, Muhammed bin Anân, Ebü’l-Abbâs Gamrî, Nûreddîn Hasenî, Şeyhülislâm Zekeriyyâ el-Ensârî, Ali Darîr, Ali bin Cemâl, Abdülkâdir bin Anân, Muhammed Adil, Muhammed bin Dâvûd, Muhammed Servî, Nûreddîn Mürsâfî, Tâcüddîn Zâkir ve Efdalüddîn gibi âlimler, feyz alıp sohbetleriyle şereflendiği hocalarıdır. Bunun yanında pek çok evliyânın teveccüh, feyz ve bereketlerine de kavuşan Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri, binlerce talebe yetiştirdi. Etraftan akınlar hâlinde gelen talebeler medreseyi doldurur, onun eşsiz bir derya olan bilgilerinden istifâdeye çalışırlardı. Talebelerine zahirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi.

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri Mîzân-ül-kübrâ adlı kitabında şöyle buyuruyor:

“Din kardeşim, iyi düşün! Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Kur’ân-ı kerîmde icmâlen yâni kısa ve kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, Kur’ân-ı kerîm kapalı kalırdı. Resûlullah’ın vârisleri olan mezheb imâmlarımız (r. aleyhim) hadîs-i şeriflerde mücmel olarak bildirilenleri açıklamasalardı, sünnet-i nebeviyye kapalı kalırdı. Böylece, her asırda gelen âlimler, Resûlullah’a tâbi olarak mücmel olanı açıklamışlardır. Allahü teâlâ, Nahl sûresinin kırk dördüncü âyetinde meâlen; “İnsanlara indirdiğimi onlara beyân edersin” buyurdu. Beyân etmek, Allahü teâlâdan gelen âyetleri, başka kelimlerle ve başka suretle anlatmak demektir. Ümmetin âlimleri de, âyetleri beyân edebilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi ve Kur’ân-ı kerîmden ahkâm çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ, Peygamberine; “Sana vahy olunanları tebliğ et!” derdi. Beyân etmesini emretmezdi Çok sayıda ve pek kıymetli kitaplar yazan Abdülvehhâb-ı Şa’rânî’nin eserlerinden bâzıları şunlardır:

1- Mîzân-ül-kübrâ, 2- Envâr-ül-kudsiyye, 3- Tabakât-ül-kübrâ, 4- Ahlâk-uz-zekiyye vel ulüm-ül-ledünniyye, 5- İrşâd-ül-mugfelîn, 6- Bahr-ul-mevrûd, 7- Tenbîh-ül-agbiyâ, 8- Cevahir ve dürer, 9- Cevher-ül-masûn ves-sırr-ül-merkum, 10- Hukuku ihvet-ü-islâm, 11- Dürer-ül-Gavvâs fî fetâvâ Seyyidî Aliy-ül-Havvâs, 12- Sirâc-ül-münîr, 13- Feth-ul-mubîn, 14- Feth-ul-vehhâb, 15- Ferâ-id-ül-kalâid, 16- Kibrit-ül-ahmer, 17- Keşf-ül-gumme, 18- Letâif-ül-minen vel-ahlâk, 19- Levâhık-ul-envâr-il-kudsiyye, 20- Meâsır vel-mefâhir fî ulemâ-i karn-il-âşir, 21- Meşârık-ul-envâr-il-kudsiyye, 22- El-Yevâkit vel-cevâhir.

MISIR’IN SAHİBİ!..
....
Devamını görmek için lütfen giriş yapınız veya Üye Olunuz.


Geri
Benzer Konular
Henüz yorum yapılmamıştır.

Oylar:
Average members rating (out of 10) : Henüz Oylanmamış   
Votes: 0