osmanlı Teması
RSS
Siteye Giriş Favoriler
  • Büyük Tutkular Yeteneğinide Kendisi Yaratır.(Fatih Sultan Mehmed Han)
  • Davamız Kuru Bir Cihangirlik Davası Değildir Davamız Bilakis İslam Davasıdır(Ertuğrul Gazi)
  • Osmanlılar Kainat Tarihinin Gördüğü En Büyük İmparatorluklardan Birini Kurdular.
  • Osmanlı Başarısının İki Sebebi: Devlet Teşkilatında Mükemmellik Ve Askeri Teknikteki Üstünlük İdi.
  • Osmanlı Başarısının Asıl Sebebi: Adalet Düzenindeki Üstünlük Ve İnsaniliktir.
  • Osmanlı Bu Gün: Dünyanın Geri Kalan Devletleri Toplam Gücü Üzerinde Bir Kudrete Sahiptir.

Niyazi Mısri

Evliyanın büyüklerinden. Halvetî yolunun Mısriyye kolu kurucusu ve şeyhidir.
Evliyanın büyüklerinden. Halvetî...
Asıl adı Muhammed, mahlası Niyâzîi’dir. 1618 yılında Malatya’nın Soğanlı köyünde doğdu. Başka bir yerden gelip Malatya’ya yerleşen babası Ali Çelebi, Nakşibendî yoluna mensûb âlim ve fâzıl bir zâtdı.

Muhammed Niyâzî, Malatya’da, önce İslâmî ilimlere âid temel bilgileri, sonra da medrese tahsiline başlayıp, tefsir, hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilimlerini öğrendi. Medreseden icazet alıp çıkınca, çeşitli câmilerde verdiği vâzlarla halkın dikkatini çekti. Bu arada Malatya’daki Halvetî şeyhi Hüseyin Efendi’ye intisâb edip feyz aldı. Hüseyin Efendi’nin kısa bir süre sonra vefât etmesi üzerine anne ve babasından izin alıp uzun bir seyahate çıktı. Diyarbakır-Mardin yoluyla Bağdâd’a gelip bir müddet burada ilim tahsil etti.

Burada dört yıl süren tahsilini tamamladıktan sonra Mısır-Kâhire’ye gelen Muhammed Niyâzî, Şeyhûniyye denilen yerde Kâdiriyye tarikatı büyüklerinden bir zâtın dergâhına yerleşti. O zâta talebe oldu. Hocasının bereket ve himmetiyle kemâle erdi. Mısır’da uzun yıllar kalarak ilmini ilerletti ve Câmiülezher’de ders verdi. Mübarek günlerde câmilerde vâz etti.

Muhammed Niyâzî, devamlı ibâdet ve tâatta bulunduğu günlerde bir gece, rüyasında Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri onu yanına çağırıp; “Senin nasîbin diyâr-ı Rûm’dadır. Mısır’da değildir” buyurdu. Rüyasını hocasına anlatınca, hocası ona hilâfet verip duâ etti ve Mısır’dan ayrılmasına izin verdi.

1646 yılında İstanbul’a gelen Muhammed Niyâzî, Sultanahmed civarındaki Sokullu Mehmed Paşa dergâhına yerleşti ve uzun süre riyazette kaldı. Sonra devrin tanınmış âlim ve mutasavvıflarıyla görüştü. Mısır’da uzun yıllar kaldıktan sonra İstanbul’a geldiği için, buna nisbetle Niyâzî Mısrî diye tanındı.

Bir süre İstanbul’da kaldıktan sonra Bursa’ya geçen Niyazi Mısrî, Ulu Câmi yakınlarındaki bir medreseye yerleşerek inzivaya çekildi. Halkın isteği üzerine, Şeker Hoca Câmii’nde Cuma geceleri vâz verdi. Buradan Uşak’a geçerek, Elmalılı Şeyh Yûsuf Sinân’ın halîfesi Şeyh Mehmed’in dergâhına yerleşti. Daha sonra Ümmî Sinân’la tanışarak bütün varlığıyla ona bağlandı. Hocasıyla beraber Elmalı’ya gidip vâzlar verdi, dergâhın hizmetlerinde bulundu. Bir müddet sonra tekrar Uşak’a oradan da Çal ve Kütahya’ya geçen Niyâzî Mısrî, hocasının vefât haberi üzerine Uşak’a tekrar döndü. Fakat üzüntüsünden burada kalamayıp Bursa’ya gitti.

Bursa’ya yerleşerek burada evlenen Niyâzî Mısrî, Ulu Câmi’de devamlı vâzlar verdi. Şöhreti bütün ülkeye yayıldı. 1665’de sadrâzam Fâzıl Ahmed Paşa’nın daveti üzerine Edirne’ye gitti. Dönüşte İstanbul’a uğradığında, bâzı câhillerin tasavvuf aleyhine estirdikleri hava sebebiyle, sultan dördüncü Mehmed, âlimler ve tasavvuf büyükleri ile devlet erkânının da toplandığı bir gün Ayasofya Câmii’nde vâz verdi. Bu vâzında; tasavvuf yolunun hak olduğunu, tasavvuf ehlinin yaptıkları zikrin İslâm’a aykırı olmadığını en açık şekilde îzâh etti. Herkes ilmine hayran olup, tasavvufun, Allahü teâlânın emir ve yasaklarını seve seve yapmaya yardımcı olduğunu anladı. Bu şekilde tasavvuf aleyhine olan faaliyetleri durduran....
Devamını görmek için lütfen giriş yapınız veya Üye Olunuz.

Geri
Benzer Konular
Henüz yorum yapılmamıştır.

Oylar:
Average members rating (out of 10) : Henüz Oylanmamış   
Votes: 0