2011-11-08 23:34
Dökümanlar / Osmanlı Ordusu / Askeriye Genel / Sekban
Sekban
Sekban
Yeniçeri ocağının altmış beşinci ortası mensubuna verilen ad.
Sekban teşkilâtı, Sultan Birinci Murâd zamânında pâdişâhın av maiyeti olarak mevcuttu. Fâtih Sultan Mehmed Han zamânına kadar bağımsız bir teşkilât olan sekban ocağı, 1451'de, yeniçerilerin taşkınlık etmeleri üzerine itâatsizlik eğilimini kırmak için Fâtih'in emriyle yeniçeri ocağına dağıtıldı. O zaman sayıları, altı-yedi bin civârındaydı. Beş yüz sekban da av hizmeti için alıkonuldu.
Yavuz Sultan Selim Han devrinde bütün sekbanlar, bir orta hâline getirilerek, yeniçeri ocağının altmış beşinci ortasını oluşturdular. Piyâde ve süvârî sekbanlar, pâdişahla berâber ava giderler, av köpekleri yetiştirirler, sekban fırınında çalışırlardı. Savaş zamânında, diğer yeniçerilerle birlikte çarpışmaya giderlerdi.
Yerlikulu piyadelerinden olan sekbanlar, askere ihtiyaç hasıl olduğu zaman, gönüllü olarak toplanan köy halkından oldukları için, diger birlikler gibi sağlam bir askerî eğitime sahip degillerdi. "Salyâne"den kurtulmak için zaman zaman Hiristiyanlar bile bu birlige istirak edebiliyorlardi. Bunlar, bulunduklari bölgenin paşasindan baskasini tanımazlardi. Hizmet gördükleri müddetçe ulûfe alirlardi. Sekbanlar, "Bayrak" ismi ile sınıflara ayrilirlardi. Sekban bölükbasisi ve Bayraktar adinda subaylari vardi. Bunlar, silah olarak kiliç kullanirlardi. Zamanla sekbanlarin önemleri azalinca bunlarin yerini "Tüfekçi" adi ile yeni bir piyade sınıfi aldi.
Sekbanların başında sekbanbaşı bulunurdu. Sekbanbaşı, yeniçeri ağası İstanbul'da bulunmadığı zaman ona vekâlet eder, şehrin güvenliğinden o sorumlu olurdu. 1590 yılından sonra, vezir ve beylerbeyilerine sekbanlardan bir miktar muhâfız verildi. Bunlar, eyâletlerde paşaların kapı halkının çekirdeğini meydana getirdiler. Sekbanlık da, 1826'da yeniçeri ocağı ile beraber kaldırıldı.