2013-09-01 23:11
Tarih Haber / Devlet Ana Anıldı
Devlet Ana Anıldı
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin babaannesi, ''Devlet Ana'' diye tanınan ''Hayme Ana'', Kütahya'nın Domaniç ilçesinde törenle anıldı.
KÜTAHYA
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin babaannesi, Ertuğrul Gazi'nin annesi ve ''Devlet Ana'' diye tanınan ''Hayme Ana'', Kütahya'nın Domaniç ilçesine bağlı Çarşamba köyündeki kabri başında bu yıl 732. kez düzenlenen törenle anıldı.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dört bir yanından ecdadın hatırasını yad etmek, anaların anası Hayme Ana’nın ruhunu şad etmek üzere toplandıklarını kaydetti.
Hayme Ana'nın, Gündüz Alp'in eşi, Ertuğrul Gazi'nin annesi, cihan imparatorluğuna adını veren Osman Gazi'nin ninesi, şefkat ve merhamet imparatorluğu Osmanoğullarını doğuran kadın olduğunu ifade eden Kılıç, şöyle konuştu:
"Mekanı cennet olsun. Bereketli toprağın derinliklerine kök saldık. Gökyüzünün mavi derinliklerine dallarımızı sonsuz biçimde uzattık. Sizler, bizler, hepimiz, birlik ve dirlik içerisinde bu büyük emanete sahip çıktığımız sürece kimse bizi birbirimize düşüremez, Kayı Boyu'nun torunlarını hiç kimse bu topraklardan sökemez. Sizler, bizler, hepimiz, başkaca hiçbir nedenle birbirimize düşmeksizin sahip çıktığımız sürece hiç kimse bu semalardan ay-yıldızlı bayrağımızı evvelallah, indiremez. Emanet, Türk milletinin, ecdadın, soyumuzun emanetidir. O soy, insanlığa zulüm etmemiştir, o soy insanlığın canına kastetmemiştir. Soyundan geldiğimiz soylu millet, şefkat, merhamet timsalidir. İmparatorluklarımız ve cihan devletlerimiz sevginin imparatorluğu, saygının devleti, insanca yaşamanın ve yaşam hakkına saygı duymanın birer mümessili olmuştur."
"Değerler çok çabuk eskitiliyor"
Kılıç, "Gençlik şühedanın izinde" diyerek dağları, yaylaları adımlarken, kahraman ecdadın mübarek kanlarını oluk oluk döktüğü toprakları Fatihalarla, Naslarla, Felaklarla arşınlarken kendilerine seslenenlerin olduğunu bildirdi.
Bazılarının çok büyük bir cehalet içinde "Selçuklu'dan bana ne? Ne mutlu Türk'üm diyene" dediğini anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
"Böyle bir şey olabilir mi? 'Selçuklu'dan bana ne' diyenin bu topraklarda ne işi var? 'Osmanlı'dan bana ne' diyenin bu topraklarda ne işi var? O soylar ve boylar bizim soyumuz, bizim boyumuzdur. Genç kardeşlerimiz emanete sahip çıkın. Her zaman olduğundan daha fazla sahip çıkın. Bilgi ve teknoloji çağındayız. Sosyal medya, çağındayız. Değerler çok çabuk eskitiliyor. Milli ve manevi değerlerimiz çok çabuk ve hızla aşındırılmak isteniyor. O nedenle çok okuyun, bilgi çağının esirleri olun. Köklü medeniyetimiz ariflerine, alimlerine, erenlerine de kulak verin. Bilgi toplumu inşa etme yolunda o mübarek bilgiye, dualı maziye dört elle, canımızla, başımızla sahip çıkmaya gayret edin. Bu topraklarda biz birliğimize inanan, herkesle birlikte yaşam iradesini bin yıldır aynı kararlılıkla sergilemişiz. 81 vilayetin tümünde, aynı dört değeri seslendirmişiz. Bundan sonra da bu değerler etrafında birliğimize, dirliğimize inanan bütün kardeşlerimizle bin yıl boyu olduğu gibi nice bin yıllar, devlet ve millet hayatında birlikte yürümeye devam edeceğiz. O değerler bellidir. 'Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet' dedik. Bu değerler her yerde aynıdır. Pusulamız şaşmaz.”
"Köksüz bir millet olmaz, olmayacaktır"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise milletlerin mazisinin, bir yanda geleceğini şekillendirirken diğer yanda kaderinin yönünü belirlediğini vurguladı.
Tarihin içinde verilen her mücadelenin, yapılan her fedakarlığın sonraki nesiller için bir nimet, fırsat ve hazine olduğunu anlatan Bahçeli, şunları söyledi:
"Türk milleti bugünlere selamet ve saadetle vasıl olmuşsa bunun gerisinde elbette geçmişin devasa katkısı, desteği ve duası belirleyicidir. Köksüz bir millet olmaz, olmayacaktır. Nitekim dünümüz varlığımızın kaynağıdır. Hatıralarını yok saymış, tarihini unutmuş veya ihmal etmiş milletlerin yaşama şansı bulunmayacaktır. Türk milleti böylesi bir hata ve gafletin içinde hiç olmamıştır. Kutlu ceddimizin Domaniç'ten Söğüt'e kadar bıraktığı anıları hala taptaze bir şekilde durmaktadır. Domaniç'ten Söğüt'e kadar uzanan coğrafi alanda, müteakip asırlarda göğsümüzü kabartacak muhteşem fetihlerimizin harcı karılmış, mayası çalınmıştır. Hoşgörülü, vicdanlı ve insanlığa dayalı yönetim modelinin ana hatları üzerine bastığımız bu topraklarda vücut bulmuştur. Bu başarının arkasındaki güç hiç kuşkusuz Hayme Ana'mız olmuştur. Hayme Ana, Türk devletini kucağında büyütmüş, imparatorluğun sırtını sıvazlamış, birlik ve beraberlik meşalemizi nefesiyle canlı tutmuştur. Allah'a şükürler olsun ki, gelecek kuşakları düşünen bir ceddin torunlarıyız."
Şölen kapsamında, aralarında sinema sanatçısı Cemal Hünal'ın da bulunduğu İstanbul Atlı Okçuluk ve Tarihi Atlı Savaş Sanatları Kulübü ile mehter takımı gösteriler yaptı.
Etkinlik, halk oyunları, mehtar takımı gösterileri, Yörüklerin yöresel kıyafetleriyle tören geçişi yapması ve yazlıktan kışlığa göçü canlandırmasıyla sona erdi.
Hayme Ana
Hayme Ana, Gündüz Alp'in eşi, Ertuğrul Gazi'nin annesi ve Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin babaannesidir.
Kocası Gündüz Alp'in Fırat Nehri'ni geçerken boğularak ölmesi üzerine Kayı Boyu'nun başına geçen Hayme Ana, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın yer göstermesi üzerine önce Ankara Karacadağ, ardından da Domaniç ve Söğüt'e yerleşti. Domaniç Yaylası'nı yazlık, Söğüt'ü kışlık olarak seçen Hayme Ana, oğlu Ertuğrul Gazi ve torunu Osman Gazi'yi yetiştirerek imparatorluğun temelini attı.
Ertuğrul Gazi, ''Devlet Ana'' diye de anılan annesi ''Hayme Ana''yı, öldüğünde Çarşamba'da her yıl çadır kurduğu bir tepenin üzerinde defnettirdi. Sultan 2. Abdülhamid, 1892'de büyük ninesi Hayme Ana'nın kabrinin üzerinde bugünkü türbeyi yaptırdı.
KÜTAHYA
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin babaannesi, Ertuğrul Gazi'nin annesi ve ''Devlet Ana'' diye tanınan ''Hayme Ana'', Kütahya'nın Domaniç ilçesine bağlı Çarşamba köyündeki kabri başında bu yıl 732. kez düzenlenen törenle anıldı.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dört bir yanından ecdadın hatırasını yad etmek, anaların anası Hayme Ana’nın ruhunu şad etmek üzere toplandıklarını kaydetti.
Hayme Ana'nın, Gündüz Alp'in eşi, Ertuğrul Gazi'nin annesi, cihan imparatorluğuna adını veren Osman Gazi'nin ninesi, şefkat ve merhamet imparatorluğu Osmanoğullarını doğuran kadın olduğunu ifade eden Kılıç, şöyle konuştu:
"Mekanı cennet olsun. Bereketli toprağın derinliklerine kök saldık. Gökyüzünün mavi derinliklerine dallarımızı sonsuz biçimde uzattık. Sizler, bizler, hepimiz, birlik ve dirlik içerisinde bu büyük emanete sahip çıktığımız sürece kimse bizi birbirimize düşüremez, Kayı Boyu'nun torunlarını hiç kimse bu topraklardan sökemez. Sizler, bizler, hepimiz, başkaca hiçbir nedenle birbirimize düşmeksizin sahip çıktığımız sürece hiç kimse bu semalardan ay-yıldızlı bayrağımızı evvelallah, indiremez. Emanet, Türk milletinin, ecdadın, soyumuzun emanetidir. O soy, insanlığa zulüm etmemiştir, o soy insanlığın canına kastetmemiştir. Soyundan geldiğimiz soylu millet, şefkat, merhamet timsalidir. İmparatorluklarımız ve cihan devletlerimiz sevginin imparatorluğu, saygının devleti, insanca yaşamanın ve yaşam hakkına saygı duymanın birer mümessili olmuştur."
"Değerler çok çabuk eskitiliyor"
Kılıç, "Gençlik şühedanın izinde" diyerek dağları, yaylaları adımlarken, kahraman ecdadın mübarek kanlarını oluk oluk döktüğü toprakları Fatihalarla, Naslarla, Felaklarla arşınlarken kendilerine seslenenlerin olduğunu bildirdi.
Bazılarının çok büyük bir cehalet içinde "Selçuklu'dan bana ne? Ne mutlu Türk'üm diyene" dediğini anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
"Böyle bir şey olabilir mi? 'Selçuklu'dan bana ne' diyenin bu topraklarda ne işi var? 'Osmanlı'dan bana ne' diyenin bu topraklarda ne işi var? O soylar ve boylar bizim soyumuz, bizim boyumuzdur. Genç kardeşlerimiz emanete sahip çıkın. Her zaman olduğundan daha fazla sahip çıkın. Bilgi ve teknoloji çağındayız. Sosyal medya, çağındayız. Değerler çok çabuk eskitiliyor. Milli ve manevi değerlerimiz çok çabuk ve hızla aşındırılmak isteniyor. O nedenle çok okuyun, bilgi çağının esirleri olun. Köklü medeniyetimiz ariflerine, alimlerine, erenlerine de kulak verin. Bilgi toplumu inşa etme yolunda o mübarek bilgiye, dualı maziye dört elle, canımızla, başımızla sahip çıkmaya gayret edin. Bu topraklarda biz birliğimize inanan, herkesle birlikte yaşam iradesini bin yıldır aynı kararlılıkla sergilemişiz. 81 vilayetin tümünde, aynı dört değeri seslendirmişiz. Bundan sonra da bu değerler etrafında birliğimize, dirliğimize inanan bütün kardeşlerimizle bin yıl boyu olduğu gibi nice bin yıllar, devlet ve millet hayatında birlikte yürümeye devam edeceğiz. O değerler bellidir. 'Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet' dedik. Bu değerler her yerde aynıdır. Pusulamız şaşmaz.”
"Köksüz bir millet olmaz, olmayacaktır"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise milletlerin mazisinin, bir yanda geleceğini şekillendirirken diğer yanda kaderinin yönünü belirlediğini vurguladı.
Tarihin içinde verilen her mücadelenin, yapılan her fedakarlığın sonraki nesiller için bir nimet, fırsat ve hazine olduğunu anlatan Bahçeli, şunları söyledi:
"Türk milleti bugünlere selamet ve saadetle vasıl olmuşsa bunun gerisinde elbette geçmişin devasa katkısı, desteği ve duası belirleyicidir. Köksüz bir millet olmaz, olmayacaktır. Nitekim dünümüz varlığımızın kaynağıdır. Hatıralarını yok saymış, tarihini unutmuş veya ihmal etmiş milletlerin yaşama şansı bulunmayacaktır. Türk milleti böylesi bir hata ve gafletin içinde hiç olmamıştır. Kutlu ceddimizin Domaniç'ten Söğüt'e kadar bıraktığı anıları hala taptaze bir şekilde durmaktadır. Domaniç'ten Söğüt'e kadar uzanan coğrafi alanda, müteakip asırlarda göğsümüzü kabartacak muhteşem fetihlerimizin harcı karılmış, mayası çalınmıştır. Hoşgörülü, vicdanlı ve insanlığa dayalı yönetim modelinin ana hatları üzerine bastığımız bu topraklarda vücut bulmuştur. Bu başarının arkasındaki güç hiç kuşkusuz Hayme Ana'mız olmuştur. Hayme Ana, Türk devletini kucağında büyütmüş, imparatorluğun sırtını sıvazlamış, birlik ve beraberlik meşalemizi nefesiyle canlı tutmuştur. Allah'a şükürler olsun ki, gelecek kuşakları düşünen bir ceddin torunlarıyız."
Şölen kapsamında, aralarında sinema sanatçısı Cemal Hünal'ın da bulunduğu İstanbul Atlı Okçuluk ve Tarihi Atlı Savaş Sanatları Kulübü ile mehter takımı gösteriler yaptı.
Etkinlik, halk oyunları, mehtar takımı gösterileri, Yörüklerin yöresel kıyafetleriyle tören geçişi yapması ve yazlıktan kışlığa göçü canlandırmasıyla sona erdi.
Hayme Ana
Hayme Ana, Gündüz Alp'in eşi, Ertuğrul Gazi'nin annesi ve Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin babaannesidir.
Kocası Gündüz Alp'in Fırat Nehri'ni geçerken boğularak ölmesi üzerine Kayı Boyu'nun başına geçen Hayme Ana, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın yer göstermesi üzerine önce Ankara Karacadağ, ardından da Domaniç ve Söğüt'e yerleşti. Domaniç Yaylası'nı yazlık, Söğüt'ü kışlık olarak seçen Hayme Ana, oğlu Ertuğrul Gazi ve torunu Osman Gazi'yi yetiştirerek imparatorluğun temelini attı.
Ertuğrul Gazi, ''Devlet Ana'' diye de anılan annesi ''Hayme Ana''yı, öldüğünde Çarşamba'da her yıl çadır kurduğu bir tepenin üzerinde defnettirdi. Sultan 2. Abdülhamid, 1892'de büyük ninesi Hayme Ana'nın kabrinin üzerinde bugünkü türbeyi yaptırdı.