2016-08-31 11:37
Videolar / Tarih Videoları / Kurtuluş Savaşının Efsanevi 3. KILICI
Kurtuluş Savaşının Efsanevi 3. KILICI
15 Mayıs 1919'da İzmir'e Yunan Ordusu'nun girmesinden sonra özellikle batı cephesinde yoğunlaşan kurtuluş mücadelesi sonunda 13 Eylül 1921'de 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılması umutları güçlendirmiş adeta tüm dünyaya Türk'ün nihai zaferini müjdelemişti. Zafer büyük bir coşkuyla karşılandı ve bu coşku sadece Anadolu ile sınırlı kalmadı.Bütün Türk ve İslam dünyası da bu zaferi büyük bir sevinçle karşıladı. Hindistan, Pakistan, İran ve daha birçok Türk ve İslam topluluklarından Büyük Millet Meclisi ve Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya heyetler ve mektuplar gönderilerek, sevinç ve coşkuları dile getirildi. TBMM Reisi ve Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından kabul edilen bu heyet yanında kardeşliğin ve nihai zafere inancın göstergesi olarak bazı hediyeler de getirmiştir.
Nihayet 26 ağustos ile başlayan büyük taarruzun ardından 30 ağustosta Dumlupınar'da Yunan ordusunun perişan edilmesi ve Mustafa Kemal'in ''ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri...'' komutuyla Türk ordusu İzmir'e doğru akmaya başladı.
Yüzbaşı Şerafettin Hükümet binasının balkonuna çıktığında Yunan bayrağını indirdi,göğsünde sakladığı bayrağımızı çıkardı ve Ay-yıldızına boynundaki yarasından akan kanının bulaştığı bayrağımızı gözyaşları içinde göndere çekti...
Nihayet,15 Mayıs 1919‘daki işgal ile başlanılan mücadele 3 yıl 3 ay, 24 gün sonra 9 Eylül 1922’de İzmir'in kurtuluşu ile sonuçlanmış,Yüzbaşı Şerafettin de ''İzmir Fatihi'' olmuştu,böylece 3.kılıç da sahibini bulmuştu.
Peki, efsanevi kılıca ne oldu? Şerafettin Beyin vefatından sonra eşi Siret Hanım,bu maddi ve manevi değeri çok büyük kılıcı İzmir'de açılması planlanan İnkılâp Müzesi'ne verilmek üzere götürüp İstanbul Valiliği'nde birilerine teslim etti, teslim ettiğine dair bir belge de almadı.Ve kılıç maalesef kaybedildi.Kılıcın en son görüldüğü gün,o gündür.. kılıcın izine bir daha ulaşılamamıştır...
Nihayet 26 ağustos ile başlayan büyük taarruzun ardından 30 ağustosta Dumlupınar'da Yunan ordusunun perişan edilmesi ve Mustafa Kemal'in ''ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri...'' komutuyla Türk ordusu İzmir'e doğru akmaya başladı.
Yüzbaşı Şerafettin Hükümet binasının balkonuna çıktığında Yunan bayrağını indirdi,göğsünde sakladığı bayrağımızı çıkardı ve Ay-yıldızına boynundaki yarasından akan kanının bulaştığı bayrağımızı gözyaşları içinde göndere çekti...
Nihayet,15 Mayıs 1919‘daki işgal ile başlanılan mücadele 3 yıl 3 ay, 24 gün sonra 9 Eylül 1922’de İzmir'in kurtuluşu ile sonuçlanmış,Yüzbaşı Şerafettin de ''İzmir Fatihi'' olmuştu,böylece 3.kılıç da sahibini bulmuştu.
Peki, efsanevi kılıca ne oldu? Şerafettin Beyin vefatından sonra eşi Siret Hanım,bu maddi ve manevi değeri çok büyük kılıcı İzmir'de açılması planlanan İnkılâp Müzesi'ne verilmek üzere götürüp İstanbul Valiliği'nde birilerine teslim etti, teslim ettiğine dair bir belge de almadı.Ve kılıç maalesef kaybedildi.Kılıcın en son görüldüğü gün,o gündür.. kılıcın izine bir daha ulaşılamamıştır...