2011-11-16 19:43
Tarih Haber / Kabe nin etrafındaki Osmanlı eserleri yıkılmamalı
Kabe nin etrafındaki Osmanlı eserleri yıkılmamalı
Kemal Kılıçdaroğlu, "Kabe'nin etrafına yapılan Osmanlı eserleri sadece o ülkenin iç sorunu değil dünyanın sorunudur. Tarihi yok etmek bir insanlık suçudur. Ey Recep Tayyip Erdoğan, olaya müdahale et, o tarihi eserler yıkılmasın. Bu eserler yıkılırsa sorumlusu sensin" dedi.
Antalya'da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muratpaşa Belediyesi Toplantı salonunda partilerle bir araya geldi. Burada partililere hitap eden Kılıçdaroğlu, AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
AKP'li milletvekillerine seslendiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Elinizi vicdanınıza koyun bir düşünün, eleştiriye tahammül edemiyor olabilirsiniz. Bir milletvekilini kürsü yasağını, onu şiddetle, cebirle uzaklaştırmayı içinize sindirebiliyorsanız. Size diyecek bir şeyim yok. Bir ayıbı birden fazla ayıp takip etmiştir. Sonra bunu yapana aklamak getiriyorsunuz. Onun için bütün yurttaşlara sesleniyorum. Demokrasilerde muhalafetin sesine iktidar kulak asmak zorundadır. Dinlemek kulaklarını açmak ve gerekirse yanıt vermek zorundadır. Hele hele yüzde 49 oy alan iktidar çoğunluğun diktatörlüğüne kısa sürede ulaşırsa orada sorun var demektir. AKP'ye oy veren bütün yurttaşlara sesleniyorum. O yurttaşlarıma şu örneği vermek istiyorum. Rahmetli İnönü, 1950 seçimi kaybettiğinde gazeteciler seçimi kaybettiniz diye bir soru yöneltmişler. İnönü,"Benim yenilgim benim en büyük zaferimdir. Çünkü ben, bu ülkeye demokrasiyi getirdim' demiştir"
Her ülkede iktidar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ama sadece demokrasilerde muhalefet vardır. Her türlü baskıyı şiddeti uyguluyorsunuz. Milletvekillerini konuşturmuyorsunuz. Siz böyle bir yolu açarsanız bu yolun sonu ciddi iç çekişmeler getirir. Devleti ele geçirmek bir siyasi partinin işi değildir. Tek kale maç olacak, ikinci kale olmayacak. Bunun adına demokrasi denilecek. Bu ayıba son verilmesi lazım, ayıp demokrasinin ayıbı. Ayıp çocuklarımızın geleceği için ayıptır. Şimdi ben merak ediyorum. O sendika ağasına sormak istiyorum. Sen nasıl çocuklarına yanıt vereceksin.' Ben milletin kürsüsünden bir milletvekilini iteledim, kakaladım diyeceksin' herhalde. Çocukların okulda arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak. Akılsız insanlar kaba güce başvurur. Akılı insanlar düşünceleriyle konuşur. Hangi demokraside şiddet vardır."
O BAKAN İSTİFA ETMELİDİR
Depremin ardından Van'a iki kez gittiğini ve halkın sorunlarını dinlediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP'li bakanlar gidiyorlar. Vatandaş şikayet edecek. Valiyi istifaya davet edecekler. Çünkü zorla vatandaşlar çadırlarından evlerine gönderildi. Arkasından deprem oldu. Vay efendim arkasından siz valiyi nasıl istifaya davet edersiniz, zaten deprem vurmuş, sonra sıra geldi AKP'nin copuna. Erciş'te deprem oluyor. Her yerden insanlar yardım için koşuyor. Dünyanın bir çok yerinden yardım geliyor. Ne oldu coplandı insanlar. Yakışır mı bu. 21. yüzyıl Türkiye'sine yakışır mı bu. Bir bakan daha gidiyor. Van ve Erciş deprem açısından en güvenilir iki kenti. Buyurun şimdi. Nereden biliyorsun. Sen deprem uzmanı mısın, hayır. Vatandaşlar çadırından çıkıp evlerine gittiler. Ardından deprem oluyor. Pek çok insan ölüyor. Sağlıklı demokraside o bakanın koltuğunda oturmuyor olması lazım."
YARDIM KONUSUNDA VAN'DA ERCİŞ'TE İKTİDARIZ
"Her protesto eden kişiye provokatör denir mi ?" diye soran Kılıçdaroğlu, parasız eğitim istiyorum diyen iki üniversite öğrencisinin 19 ay hapis cezası aldığını söyledi.
"Hangi demokrasiden söz ediyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa parlamentosundan bir grup milletvekili geldi. Türkiye'ye ne yapıyorsunuz, demokrasi nasıl işliyor diyecekler. Eğer demokrasi kötü işliyorsa bunun sorumlusu sizlersiniz. Buradan herkesin önünde söylüyorum. Referanduma destek verdiler. Anayasayı değiştirdiler, yargıyı siyasallaştırdılar. Şimdi otursun ellerine kına yaksınlar. Şimdi Türkiye'de demokrasi var mı, yok mu ? diye soruyorlar. CHP olarak çalışıyoruz. STÖ'lerle beraberiz. Medya yazmıyor, diye CHP yan gelip yatıyor diye düşünmeyin. Bütün belediyelerimiz Van'a kesintisiz yardım yaptı. Biz iktidar değiliz. Ama yardım konusunda Van'da da Erciş'te de iktidarız. Bakanlar CHP'nin kurduğu çadırda toplantı yaptı. Bir vatandaşımızın burnu kanasa CHP orada olacaktır. Sizden isteğim sadece benim ve milletvekillerinin alışması yetmez bu ülkede herkes çocuğunun geleceğini, ülkesini seven herkes, ülkeyi AKP'den kurtarması gerekir."
AKP'nin dini istismar ettiğini çok iyi bildiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Siyaset farklıdır, inanç farklıdır.Van ve Erciş'te neler yapılıyor bakın ona göre kararınızı verin. Kar yağıyor dile kolay oradaki, çocuklara annelere bakın. Bir anne Van'da bana geldi dedi ki: 'Ben soğukta yatmaya razıyım, bana yiyecekte vermeyin, iki oğlum var askerden gelecek. Onlara iş istiyorum' 9-10 yıldır iktidarlar. Açın gazeteleri Türkiye uçuyor. Türkiye bölgesinde lider. Hani her şey çok iyiydi. İşsizliği çözemeyen bir ülkede ekonomi nasıl parlak oluyor. Türkiye
uçuyormuş. Kim uçuyor. Birilerinin uçtuğu belli. Birilerinin uçtuğu büyüdüğü doğru. Benim için önemli olan kahvede oturan Mehmet efendinin cebine giren paradır. Yandaşlar büyüyecek. Birbirimizi kandırmayalım."
Türkiye'nin bölgesinde lider ülke olduğunun söylendiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Geçen gün Erdoğan, çok güzel bir şey söyledi. Dedi ki:"AB Liderler Toplantısı'na bizi çağırırlardı. Şimdi çağırmıyorlar" Hani sen liderdin. Lider ülkeyi kim çağırmaz. Adamlar seni dikkate bile almıyor. Sen misin lider. Ne diyor du: "Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi, Doğu Akdeniz'de petrol arayacakmış bu savaş sebebi olabilir, buna izin veremeyiz'. Adamlar do sözlerini şöyle sürdğalgazı ve petrolü buldular.
Ne oldu senin liderliğine. Gözünü sevdiğimin Recep Beyi ne oldu. Adamlar doğalgazı buldular. Çünkü, Amerika'da kulağı çekildi. Liderliği buraya kadar. Garibana lider, öbürüne gelince önünde el pençe divan."
HANİ SEN GAZZE FATİHİ'YDİN
Başbakan'ın 'Gazzeye gidecek yardım gemilerine Türk donanması eşlik edecek dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben ne dedim. Sen onu yaparsan alnından öpeceğim. Söyledim bunu. Geçen gün iki gemi gitti. Donanma var mıydı. Yok. Hani sen liderdin. İsrailliler gene aldılar gemileri götürdüler. Bizimkilerde tık yok. Hani sen Gazze Fatihi'ydin. Kim senin paçanı bozdu. Ne oldu bu iş. Bunlara bakmayın. Medya yazmaz. Onların ensesinde boza pişiriyorlar."
BEDELLİ ASKERLİĞİ REFERANDUMA GÖTÜR
Seçimler sırasında ilk kez CHP'nin yaşamın bütün alanlarıyla ilgili raporlar hazırladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bir şey var ki çok önemli. Bizim bedelli askerlikle ilgili projemiz belli. Yoksul çocuklardan bedel alınmayacak. Şimdi bir çalışma yapıyorlar. Demişti ki, 'Bedelli askerlik önemli bir konudur. Bu kadar önemli konuyu parlamentoya getirirken düşünülmelidir. Bunu parlamentoya götürüp halkıma soracağım'. Antalya'dan sesleniyorum.' Adam gibi adamsan sözünde durursun
referanduma gidersin" Gider mi referanduma hemen çark edecektir"
KABE'DEKİ OSMANLI ESERLERİ YIKILMASIN
Kâbe'nin etrafında Osmanlı'nın yaptığı revaklar olduğunu anlatan
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Daha önce bir kale vardı yıkıldı, tık çıkmadı. Kâbenin etrafındaki o tarihi eserler yıkılmamalıdır. Siz hiç Erdoğan'ın buna itiraz ettiğini duydunuz mu? Kâbe'nin etrafına yapılan Osmanlı eserleri sadece o ülkenin iç sorunu değil dünyanın sorunudur. Tarihi yok etmek bir insanlık suçudur. Ey Recep Tayyip Erdoğan, olaya müdahale et o tarihi eserler yıkılmasın. Bu eserler yıkılırsa sorumlusu sensin."
SİLİVRİ TOPLAMA KAMPI
"Bayramda Silivri toplama kampına da gittim" diyen Kılıçdaroğlu, orasının bir cezaevi değil bir toplama kampı olduğunu söyledi. Orada hukuk, adalet olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Orada vicdanın sesini dinleyen hakimlerde yok. Orada sadece ve sadece ön koşullu, 'Ben bunları mahkum edeceğim diyen bir mahkeme var.' Sabah akşam orada tiyatro oynanıyor. Adaletin dağıtıldığı falan söz konusu değil. Oyuncuları ve aktörleri de belli. Toplama kampındakiler neyle suçlandığını bilmiyor, hepsi
şikayetçi. Biz yargılanalım diyorlar. Orası artık bir toplama kampıdır. Toplumun her kesiminden insanlar var orda. Siz misiniz AKP'ye karşı olan doğru Silivri toplama kampına. Böyle bir şey olmamalı Türkiye'de. Biz hiç kimse yargılanmasın demiyoruz. Ama adaletli şekilde yargılansın diyoruz."
CHP olarak her zaman halkın yanında olacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "demokrasi, özgürlük için çözümler üretmek için Türkiye'nin yolu hep beraber bir olmaktan geçer. Masada oturarak değil tarlada tapanda çalışarak geçer" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya ziyareti kapsamında Muratpaşa ilçesi Kırcami Mahallesindeki Kırcami Kıraathanesine uğrayarak vatandaşlarla selamlaştı. Vatandaşlarla kısa süreli sohbet 'özlerini şöyle sürdeden ve çay içen Kılıçdaroğlu, Kırcami'nin sorununu bildiğini çözümü için gerekli çalışmaları yapacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, partililere hitap ettikten sonra tekrar kızının evine geçti. Burada kısa süre kalan Kılıçdaroğlu, eşi ile birilikte kızı damadı ve torunu ile vedalaştıktan sonra Antalya'dan karayolu ile Ankara'ya gitti.
Antalya'da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muratpaşa Belediyesi Toplantı salonunda partilerle bir araya geldi. Burada partililere hitap eden Kılıçdaroğlu, AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
AKP'li milletvekillerine seslendiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Elinizi vicdanınıza koyun bir düşünün, eleştiriye tahammül edemiyor olabilirsiniz. Bir milletvekilini kürsü yasağını, onu şiddetle, cebirle uzaklaştırmayı içinize sindirebiliyorsanız. Size diyecek bir şeyim yok. Bir ayıbı birden fazla ayıp takip etmiştir. Sonra bunu yapana aklamak getiriyorsunuz. Onun için bütün yurttaşlara sesleniyorum. Demokrasilerde muhalafetin sesine iktidar kulak asmak zorundadır. Dinlemek kulaklarını açmak ve gerekirse yanıt vermek zorundadır. Hele hele yüzde 49 oy alan iktidar çoğunluğun diktatörlüğüne kısa sürede ulaşırsa orada sorun var demektir. AKP'ye oy veren bütün yurttaşlara sesleniyorum. O yurttaşlarıma şu örneği vermek istiyorum. Rahmetli İnönü, 1950 seçimi kaybettiğinde gazeteciler seçimi kaybettiniz diye bir soru yöneltmişler. İnönü,"Benim yenilgim benim en büyük zaferimdir. Çünkü ben, bu ülkeye demokrasiyi getirdim' demiştir"
Her ülkede iktidar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ama sadece demokrasilerde muhalefet vardır. Her türlü baskıyı şiddeti uyguluyorsunuz. Milletvekillerini konuşturmuyorsunuz. Siz böyle bir yolu açarsanız bu yolun sonu ciddi iç çekişmeler getirir. Devleti ele geçirmek bir siyasi partinin işi değildir. Tek kale maç olacak, ikinci kale olmayacak. Bunun adına demokrasi denilecek. Bu ayıba son verilmesi lazım, ayıp demokrasinin ayıbı. Ayıp çocuklarımızın geleceği için ayıptır. Şimdi ben merak ediyorum. O sendika ağasına sormak istiyorum. Sen nasıl çocuklarına yanıt vereceksin.' Ben milletin kürsüsünden bir milletvekilini iteledim, kakaladım diyeceksin' herhalde. Çocukların okulda arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacak. Akılsız insanlar kaba güce başvurur. Akılı insanlar düşünceleriyle konuşur. Hangi demokraside şiddet vardır."
O BAKAN İSTİFA ETMELİDİR
Depremin ardından Van'a iki kez gittiğini ve halkın sorunlarını dinlediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP'li bakanlar gidiyorlar. Vatandaş şikayet edecek. Valiyi istifaya davet edecekler. Çünkü zorla vatandaşlar çadırlarından evlerine gönderildi. Arkasından deprem oldu. Vay efendim arkasından siz valiyi nasıl istifaya davet edersiniz, zaten deprem vurmuş, sonra sıra geldi AKP'nin copuna. Erciş'te deprem oluyor. Her yerden insanlar yardım için koşuyor. Dünyanın bir çok yerinden yardım geliyor. Ne oldu coplandı insanlar. Yakışır mı bu. 21. yüzyıl Türkiye'sine yakışır mı bu. Bir bakan daha gidiyor. Van ve Erciş deprem açısından en güvenilir iki kenti. Buyurun şimdi. Nereden biliyorsun. Sen deprem uzmanı mısın, hayır. Vatandaşlar çadırından çıkıp evlerine gittiler. Ardından deprem oluyor. Pek çok insan ölüyor. Sağlıklı demokraside o bakanın koltuğunda oturmuyor olması lazım."
YARDIM KONUSUNDA VAN'DA ERCİŞ'TE İKTİDARIZ
"Her protesto eden kişiye provokatör denir mi ?" diye soran Kılıçdaroğlu, parasız eğitim istiyorum diyen iki üniversite öğrencisinin 19 ay hapis cezası aldığını söyledi.
"Hangi demokrasiden söz ediyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa parlamentosundan bir grup milletvekili geldi. Türkiye'ye ne yapıyorsunuz, demokrasi nasıl işliyor diyecekler. Eğer demokrasi kötü işliyorsa bunun sorumlusu sizlersiniz. Buradan herkesin önünde söylüyorum. Referanduma destek verdiler. Anayasayı değiştirdiler, yargıyı siyasallaştırdılar. Şimdi otursun ellerine kına yaksınlar. Şimdi Türkiye'de demokrasi var mı, yok mu ? diye soruyorlar. CHP olarak çalışıyoruz. STÖ'lerle beraberiz. Medya yazmıyor, diye CHP yan gelip yatıyor diye düşünmeyin. Bütün belediyelerimiz Van'a kesintisiz yardım yaptı. Biz iktidar değiliz. Ama yardım konusunda Van'da da Erciş'te de iktidarız. Bakanlar CHP'nin kurduğu çadırda toplantı yaptı. Bir vatandaşımızın burnu kanasa CHP orada olacaktır. Sizden isteğim sadece benim ve milletvekillerinin alışması yetmez bu ülkede herkes çocuğunun geleceğini, ülkesini seven herkes, ülkeyi AKP'den kurtarması gerekir."
AKP'nin dini istismar ettiğini çok iyi bildiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Siyaset farklıdır, inanç farklıdır.Van ve Erciş'te neler yapılıyor bakın ona göre kararınızı verin. Kar yağıyor dile kolay oradaki, çocuklara annelere bakın. Bir anne Van'da bana geldi dedi ki: 'Ben soğukta yatmaya razıyım, bana yiyecekte vermeyin, iki oğlum var askerden gelecek. Onlara iş istiyorum' 9-10 yıldır iktidarlar. Açın gazeteleri Türkiye uçuyor. Türkiye bölgesinde lider. Hani her şey çok iyiydi. İşsizliği çözemeyen bir ülkede ekonomi nasıl parlak oluyor. Türkiye
uçuyormuş. Kim uçuyor. Birilerinin uçtuğu belli. Birilerinin uçtuğu büyüdüğü doğru. Benim için önemli olan kahvede oturan Mehmet efendinin cebine giren paradır. Yandaşlar büyüyecek. Birbirimizi kandırmayalım."
Türkiye'nin bölgesinde lider ülke olduğunun söylendiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Geçen gün Erdoğan, çok güzel bir şey söyledi. Dedi ki:"AB Liderler Toplantısı'na bizi çağırırlardı. Şimdi çağırmıyorlar" Hani sen liderdin. Lider ülkeyi kim çağırmaz. Adamlar seni dikkate bile almıyor. Sen misin lider. Ne diyor du: "Kuzey Kıbrıs Rum Kesimi, Doğu Akdeniz'de petrol arayacakmış bu savaş sebebi olabilir, buna izin veremeyiz'. Adamlar do sözlerini şöyle sürdğalgazı ve petrolü buldular.
Ne oldu senin liderliğine. Gözünü sevdiğimin Recep Beyi ne oldu. Adamlar doğalgazı buldular. Çünkü, Amerika'da kulağı çekildi. Liderliği buraya kadar. Garibana lider, öbürüne gelince önünde el pençe divan."
HANİ SEN GAZZE FATİHİ'YDİN
Başbakan'ın 'Gazzeye gidecek yardım gemilerine Türk donanması eşlik edecek dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben ne dedim. Sen onu yaparsan alnından öpeceğim. Söyledim bunu. Geçen gün iki gemi gitti. Donanma var mıydı. Yok. Hani sen liderdin. İsrailliler gene aldılar gemileri götürdüler. Bizimkilerde tık yok. Hani sen Gazze Fatihi'ydin. Kim senin paçanı bozdu. Ne oldu bu iş. Bunlara bakmayın. Medya yazmaz. Onların ensesinde boza pişiriyorlar."
BEDELLİ ASKERLİĞİ REFERANDUMA GÖTÜR
Seçimler sırasında ilk kez CHP'nin yaşamın bütün alanlarıyla ilgili raporlar hazırladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bir şey var ki çok önemli. Bizim bedelli askerlikle ilgili projemiz belli. Yoksul çocuklardan bedel alınmayacak. Şimdi bir çalışma yapıyorlar. Demişti ki, 'Bedelli askerlik önemli bir konudur. Bu kadar önemli konuyu parlamentoya getirirken düşünülmelidir. Bunu parlamentoya götürüp halkıma soracağım'. Antalya'dan sesleniyorum.' Adam gibi adamsan sözünde durursun
referanduma gidersin" Gider mi referanduma hemen çark edecektir"
KABE'DEKİ OSMANLI ESERLERİ YIKILMASIN
Kâbe'nin etrafında Osmanlı'nın yaptığı revaklar olduğunu anlatan
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "Daha önce bir kale vardı yıkıldı, tık çıkmadı. Kâbenin etrafındaki o tarihi eserler yıkılmamalıdır. Siz hiç Erdoğan'ın buna itiraz ettiğini duydunuz mu? Kâbe'nin etrafına yapılan Osmanlı eserleri sadece o ülkenin iç sorunu değil dünyanın sorunudur. Tarihi yok etmek bir insanlık suçudur. Ey Recep Tayyip Erdoğan, olaya müdahale et o tarihi eserler yıkılmasın. Bu eserler yıkılırsa sorumlusu sensin."
SİLİVRİ TOPLAMA KAMPI
"Bayramda Silivri toplama kampına da gittim" diyen Kılıçdaroğlu, orasının bir cezaevi değil bir toplama kampı olduğunu söyledi. Orada hukuk, adalet olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Orada vicdanın sesini dinleyen hakimlerde yok. Orada sadece ve sadece ön koşullu, 'Ben bunları mahkum edeceğim diyen bir mahkeme var.' Sabah akşam orada tiyatro oynanıyor. Adaletin dağıtıldığı falan söz konusu değil. Oyuncuları ve aktörleri de belli. Toplama kampındakiler neyle suçlandığını bilmiyor, hepsi
şikayetçi. Biz yargılanalım diyorlar. Orası artık bir toplama kampıdır. Toplumun her kesiminden insanlar var orda. Siz misiniz AKP'ye karşı olan doğru Silivri toplama kampına. Böyle bir şey olmamalı Türkiye'de. Biz hiç kimse yargılanmasın demiyoruz. Ama adaletli şekilde yargılansın diyoruz."
CHP olarak her zaman halkın yanında olacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "demokrasi, özgürlük için çözümler üretmek için Türkiye'nin yolu hep beraber bir olmaktan geçer. Masada oturarak değil tarlada tapanda çalışarak geçer" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya ziyareti kapsamında Muratpaşa ilçesi Kırcami Mahallesindeki Kırcami Kıraathanesine uğrayarak vatandaşlarla selamlaştı. Vatandaşlarla kısa süreli sohbet 'özlerini şöyle sürdeden ve çay içen Kılıçdaroğlu, Kırcami'nin sorununu bildiğini çözümü için gerekli çalışmaları yapacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, partililere hitap ettikten sonra tekrar kızının evine geçti. Burada kısa süre kalan Kılıçdaroğlu, eşi ile birilikte kızı damadı ve torunu ile vedalaştıktan sonra Antalya'dan karayolu ile Ankara'ya gitti.