2012-01-06 23:15
Tarih Haber / Hüzünlü Son
Hüzünlü Son
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı devleti ve Rus Hanedanlığı arasında Sarıkamış'da gerçekleşmiş, sonucu Osmanlı devleti tarafı için büyük bir başarısızlık ile sonuçlanan bir askeri manevradır.
Rus çarı Nikola’nın yıllarca yenemediği ve kaçarak canını zor kurtardığı cephe de bir dram bayrağı dalgalanıyordu. İngilizleri arayıp Türkleri yenmenin yolunu soran Nikola’ya cevap Çanakkale Cephesini açmaktı. Böylece ordular Çanakkaleye sevk edilecek ve Doğu cephesi güçsüzleşecekti. Enver paşa bu durumda bir plan yaparak ütopik düşlerini de yanına almayı unutmadan, Oltu’dan, Allahuekber Dağlarını aşarak Sarıkamış’ı kurtaracak ve ötesine geçecekti. Enver Paşa’nın amacı Kafkasya’dan sonra Hindistan ve Afganistan’a yürümekti.
Ne yazık ki Enver Paşa planına bir şeyi katmamıştı, o da doğa koşullarıydı. Sarıkamış’ın soğuğu çok(–40 derece) sert olurdu. Allahuekber Dağlarında ki tipi ve boranda hesapta yoktu ve bu hesapsızlık 90 bin askeri şehit düşürdü.
Kaydedilen gerçek tarih çok iyi biliyor ki, bu tarihin gerçek belgeleri ABD ve Alman devlet arşivlerinde vardır. Kendi toprağında sürgün düşmüştür bu insanlar. Sarıkamış dramı şehitleri aslında 120 bin kişidir.
Savaşın kayıpları birçok kaynakta 90 bin kişi olarak görünmesine rağmen bazı tarihçiler bu sayının oldukça abartılmış olduğu ve gerçek kayıpların 35 - 40 bin civarında olduğunu savunuyorlar. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının bir çoğunun Rus'lar ile yapılan çarpışmalarda değilde ağır soğuk hava koşulları yüzünden şehit olmuş olmalalarıdır.
Savaştan sonra İstanbul'da dönen Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış Savaşı hakkında hiçbir haber, bildiri, yayın yapılmasını engellemiş ve Osmanlı halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllardan sonra öğrenebilmiştir.
Harekat Öncesi
Osmanlı-Rus Savaşı'nı sona erdiren 3 Mart1878 tarihli Ayestefanos Antlaşması, Kars, Ardahan ve Batum'u savaş tazminatı olarak Rusya'ya verdi. Aynı anda, Sarıkamış'da Berlin Antlaşması ile Rusya'ya verilmişti. 1914 yılında Döneminin Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Sarıkamış'ı geri ele geçirmek amacıyla 19 Aralık tarihinde harekat planını kurmaylarına sundu. Kurmaylar manevranın başarısızlığa uğrayacağını Enver Paşa'ya bir çok kez söylemiş olmalarına karşın Enver Paşa hareketin yapılmasına karar vermiştir.
Sarıkamış Harekatı
1914 sonunda Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya imparatorlukları yanında, Rusya, İngiltere, Fransa ve müttefiklerine karşı harbe katılmıştı. 1878’den beri Kars ve Artvin, Rusya’nın elinde idi. Türklerle meskun bu illeri geri almak Almanların Doğu Avrupa’daki Rus cephesindeki hareketlerini hafifletmek, bir muharebe kazanmak, Kafkasya ve diğer Türk illerine yaklaşmak gibi gayelerle, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, bu cephede taarruza karar verdi.
1 Kasım 1914 sabahı Rus güçleri Türk sınırına girdiler. Yavuz ve Midilli’nin Rus limanlarını bombalamasından sonra gelişen olaylar Rus saldırısı ile yeni bir döneme giriyordu.
Savaş başladığı anda Rus’ların Kafkasya mıntıkasında toplam 160.000. kişilik birlikleri vardı. Batum, Alexanrpol, Erivan ile sınır arasında 1. Kafkas Kolordusu , 66. Yedek Tümeni, 1.2.3. Plaston Tugayları, 1.2. Kazak Tümenleri ve bir Sibirya süvari Tugayı bulunuyordu. Bu güçlerin gerisinde de Tiflis’te 2.Tükistan Kolordusu vardı. Bu güçler saldırı için getirilmişti.
Güçleri şöyleydi; 86 Piyade tabur, 96 süvari bölüğü, 258 top olarak toplam 90.000. asker idi. Ayrıca Piyade tümenlerinde ikişer piyade ve birer topçu Tugayı bulunuyordu. Topçu Taburları 18 Toplu 3 Bataryadan müteşekkildi. Böylece Tümenlerde 16 Piyade Taburu ve 48 Top bulunuyor demekti. Kolordudaki Obüscü ve İstikam Taburları, Alay’lı ikişer Tugaylı süvari tümenleri vardı. bunlara 16 Tonluk 3’er bataryada verilmişti. Topların menzilleri 5-6 bir metre idi ki bizim topçu birliklerimizin mesafesini aşıyordu. Rus Kafkas ordusu ayrıca Türkistan birliklerinden takviye edilmek imkanına sahipti. Nitekim Sarıkamış harbinde bu takviyeler yetiştirilmiştir.
Doğuyu korumakla görevli 3. Ordunun bütün sahasında mevcut Jandarma kuvvetleriyle geri hizmetliler ve gayri muharip teşkilat dahil 190 bin insan 53.794 hayvandı. Bu mevcut içinde Nizamiye Birlikleri 83.000. asker, Yedek Birlikler 13.177 asker, Erzurum kalesi 13.383 asker, Nakliye Kolları 11.168 asker, Menzil Örgütü 5531 asker, depolar 10.081 asker, Jandarma sınır birlikleri 28.588 asker, ordu Karargahı 295 asker idi.
Cephede malzeme ve iaşe çok noksandı. Mesela mevcut 6 yıllık iaşesi için 88.000 ton buğday, çavdar ve arpa ihtiyacı olmasına karşın, Ordu ambarında 1250 ton hububat vardı. kışa girilmiş olduğu için erzağın gereği gibi taşınması, dağıtılması bi hayli güçtü. İstanbul’dan gelen telkinlere uyarak Ordu sınırından savaşa sebebiyet vermemek için dikkatli idi. Ama ne var ki Karadeniz’deki Rus donanmasının bombalanması ardından sınırımızda Rus silahları patladı. Artık kara harbi başlamıştı. Yalnız şu halde anlaşılıyor ki savaştan önce Kafkasya’da bir taarruz harbi planlanmış değildi. Ortada bir düzenli orduda yoktu. Fakat belirtmeliyiz ki bu arada Enver Paşa orduyu 22 Temmuz 1333’te (4 Ağustos 1914) Ordulara bir fermanı yayınlayarak mutlak bir itaat ve vazifeyi ifaya gece gündüz gayret istemiştir. Fakat öyle görülüyor ki daha Avrupa’da Harp başlar başlamaz, Enver Paşa’nın çevresinde Alman’lardan gelen bir baskı başlamıştır.
Gerek Hafız Hakkı beyde gerek Enver Paşada tecrübe temeli yoktu. iç alemlerinde ki ihtirasların yarattığı genç ve dumanlı hayaller ruhlarına hakim olduğundan, Hafız İsmail Hakkı Bey İstanbul’daki Genel Kurmay ikinci Başkanlığını bırakıp en şiddetli kış ayında Enver Paşa’nın arzusuyla Kafkasya’ya fetih için 3. Orduya koşmuştu. Başına geçtiği X. Kolorduyu son nefesine kadar kar ve ateş içinde eritmiştir. Bu sonuçtan az zaman sonrada ilaçsız hastanesiz bir orduyu kırıp geçiren Tifüs, yüklendiği ordu komutanlığından onu da bulmuş ölçüsüz ve dengesiz bir atılışın bedelini hayatı ile ödemiştir. Enver Paşaya gelince o bu dramın başındadır.
Karadeniz olayından sonra Rus ordusu 1 Kasım 1914 sabahından itibaren Sarıkamış’tan Pasin’e hareketle Türk hudutunu geçti. 1. Rus Kolordusu Sarıkamış’tan ilerleyerek Köprüköyü istikametinde Horosan Yüzvereni tutacaktı. IV. Kolordusu Erivan'dan hareketle Karaköse güneyinde Murat suyu geçitlerini işgal edecekti. Birinci kolordunun karargahı Türk sınırına yakın Karaurgan köyünde bulunacak Oltu-Karaboğaz, Oltu-Narman üzerinden Erzurum’a doğru 10 piyade taburu; 6 süvari 24 topluk oltu müfrezesini sürecekti. Nitekim ilk Rus saldırısı üzerine 3. Kolordu Kumandanı Hasan İzzettin Paşa Erzurum bölgesinde müdafaaya karar verdi. Merkezi Samsun’da bulunan X. Kolordu da 3. Ordu emrine verildi.
1 Kasım 1914’de sınırı geçen Ruslar 4 Kasım 1914’te Köprüköy önlerine gelmiş bulunuyorlardı. Karaköse Murat suyu cephesinde de aynı surette ilerlediler. 5 Kasım’da Ruslar Türk sınırına taarruz için emir aldılar. Başkumandan vekili Enver Paşa 4 Kasım tarihli emrinde taarruz emrediyordu. Bu emir verildiği sırada Doğu Anadolu’da kışın en şiddetli sert günleri başlamıştı. Nitekim Rus ordusu da taarruz emri almışken harekete geçemiyordu. Hasan İzzettin Paşa 3. Ordu Komutanı’nın fikri, buralarda ve bu mevsimde taarruzdan kaçmaktı. Fikri, düşman ilerlese bile onun Erzurum Kalesine çarptıktan sonra karşı bir taarruzla ezilmesini sağlamaktı. Enver Paşa taarruz emri vermemiş olsaydı, herhalde iki orduda karşılıklı yerlerinde kalacaktı ve sonuçta “Sarıkamış Dramı” da yaşanmayacaktı.
6-9 Kasım Köprüköy muharebesiyle Ruslar’ın taarruzunu kırıp bozan 3. Ordumuz 11-12 Kasım’da Taarruz’a geçerek 14-18 Kasım’da Azap muharebesini de kazandı. Fakat pek hesaplı olan Ordu komutanı Hasan İzzettin Paşa, sınır gerisine çekilen Ruslar’ı takipten vazgeçince bunun üzerine başkumandan vekili Enver Paşa bu cepheye gelmiştir. Enver Paşa Erzurum’a gelmeden önce Albaylığa yükseltilen Genel Kurmay ikinci başkanı Hafız İsmail Hakkı 27 Kasım’da İstanbul’dan Erzurum’a gelmişti. Kendisini Enver Paşa’nın görevlendirdiğini bildirmektedir. Zaten hemen onun ardından Enver Paşa Erzurum’a gelmiştir.
Sonuçları
Savaşın galibi General Yudenic, Rus Kafkasya Ordu komutanı edildi ve 1915 yılın yaz aylarında Anadoluya taaruza geçti ve Rus ordu birlikleri ile Erzincan'a kadar ilerlendi.
Kafkas Cephesinde tam başarı elde edeceğimiz sırada zamanında destek gelmeyince, ordumuz geri çekilmek zorunda kalmıştı. Daha sonra 1918 de Sarıkamış ve Kars alınmış, ama Mondros Ateşkes antlaşması uyarınca eski sınırlara dönülmüş ve topraklar elden çıkmıştı. Bir dramın en acı izlerini taşıyan Sarıkamış topraklarında, bu defa düşmanın ayak izleri vardı.
Rusya'daki Bolşevik İhtilalinden sonra Ruslar geri çekilince, bölge Ermeni’lerin eline geçmiş ve yöre halkımız Zafer sarhoşlarının zulmüyle karşılaşmıştır. Ahırlara, samanlıklara doldurularak yakılan halk, 20 binden fazlaydı. 33 köy yok oldu. Söylenenlere göre bu işkenceler karşısında Rus askerleri ağlamıştır...
Rus çarı Nikola’nın yıllarca yenemediği ve kaçarak canını zor kurtardığı cephe de bir dram bayrağı dalgalanıyordu. İngilizleri arayıp Türkleri yenmenin yolunu soran Nikola’ya cevap Çanakkale Cephesini açmaktı. Böylece ordular Çanakkaleye sevk edilecek ve Doğu cephesi güçsüzleşecekti. Enver paşa bu durumda bir plan yaparak ütopik düşlerini de yanına almayı unutmadan, Oltu’dan, Allahuekber Dağlarını aşarak Sarıkamış’ı kurtaracak ve ötesine geçecekti. Enver Paşa’nın amacı Kafkasya’dan sonra Hindistan ve Afganistan’a yürümekti.
Ne yazık ki Enver Paşa planına bir şeyi katmamıştı, o da doğa koşullarıydı. Sarıkamış’ın soğuğu çok(–40 derece) sert olurdu. Allahuekber Dağlarında ki tipi ve boranda hesapta yoktu ve bu hesapsızlık 90 bin askeri şehit düşürdü.
Kaydedilen gerçek tarih çok iyi biliyor ki, bu tarihin gerçek belgeleri ABD ve Alman devlet arşivlerinde vardır. Kendi toprağında sürgün düşmüştür bu insanlar. Sarıkamış dramı şehitleri aslında 120 bin kişidir.
Savaşın kayıpları birçok kaynakta 90 bin kişi olarak görünmesine rağmen bazı tarihçiler bu sayının oldukça abartılmış olduğu ve gerçek kayıpların 35 - 40 bin civarında olduğunu savunuyorlar. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının bir çoğunun Rus'lar ile yapılan çarpışmalarda değilde ağır soğuk hava koşulları yüzünden şehit olmuş olmalalarıdır.
Savaştan sonra İstanbul'da dönen Enver Paşa uzun bir süre Sarıkamış Savaşı hakkında hiçbir haber, bildiri, yayın yapılmasını engellemiş ve Osmanlı halkı savaşta olup bitenleri uzun yıllardan sonra öğrenebilmiştir.
Harekat Öncesi
Osmanlı-Rus Savaşı'nı sona erdiren 3 Mart1878 tarihli Ayestefanos Antlaşması, Kars, Ardahan ve Batum'u savaş tazminatı olarak Rusya'ya verdi. Aynı anda, Sarıkamış'da Berlin Antlaşması ile Rusya'ya verilmişti. 1914 yılında Döneminin Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, Sarıkamış'ı geri ele geçirmek amacıyla 19 Aralık tarihinde harekat planını kurmaylarına sundu. Kurmaylar manevranın başarısızlığa uğrayacağını Enver Paşa'ya bir çok kez söylemiş olmalarına karşın Enver Paşa hareketin yapılmasına karar vermiştir.
Sarıkamış Harekatı
1914 sonunda Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya imparatorlukları yanında, Rusya, İngiltere, Fransa ve müttefiklerine karşı harbe katılmıştı. 1878’den beri Kars ve Artvin, Rusya’nın elinde idi. Türklerle meskun bu illeri geri almak Almanların Doğu Avrupa’daki Rus cephesindeki hareketlerini hafifletmek, bir muharebe kazanmak, Kafkasya ve diğer Türk illerine yaklaşmak gibi gayelerle, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, bu cephede taarruza karar verdi.
1 Kasım 1914 sabahı Rus güçleri Türk sınırına girdiler. Yavuz ve Midilli’nin Rus limanlarını bombalamasından sonra gelişen olaylar Rus saldırısı ile yeni bir döneme giriyordu.
Savaş başladığı anda Rus’ların Kafkasya mıntıkasında toplam 160.000. kişilik birlikleri vardı. Batum, Alexanrpol, Erivan ile sınır arasında 1. Kafkas Kolordusu , 66. Yedek Tümeni, 1.2.3. Plaston Tugayları, 1.2. Kazak Tümenleri ve bir Sibirya süvari Tugayı bulunuyordu. Bu güçlerin gerisinde de Tiflis’te 2.Tükistan Kolordusu vardı. Bu güçler saldırı için getirilmişti.
Güçleri şöyleydi; 86 Piyade tabur, 96 süvari bölüğü, 258 top olarak toplam 90.000. asker idi. Ayrıca Piyade tümenlerinde ikişer piyade ve birer topçu Tugayı bulunuyordu. Topçu Taburları 18 Toplu 3 Bataryadan müteşekkildi. Böylece Tümenlerde 16 Piyade Taburu ve 48 Top bulunuyor demekti. Kolordudaki Obüscü ve İstikam Taburları, Alay’lı ikişer Tugaylı süvari tümenleri vardı. bunlara 16 Tonluk 3’er bataryada verilmişti. Topların menzilleri 5-6 bir metre idi ki bizim topçu birliklerimizin mesafesini aşıyordu. Rus Kafkas ordusu ayrıca Türkistan birliklerinden takviye edilmek imkanına sahipti. Nitekim Sarıkamış harbinde bu takviyeler yetiştirilmiştir.
Doğuyu korumakla görevli 3. Ordunun bütün sahasında mevcut Jandarma kuvvetleriyle geri hizmetliler ve gayri muharip teşkilat dahil 190 bin insan 53.794 hayvandı. Bu mevcut içinde Nizamiye Birlikleri 83.000. asker, Yedek Birlikler 13.177 asker, Erzurum kalesi 13.383 asker, Nakliye Kolları 11.168 asker, Menzil Örgütü 5531 asker, depolar 10.081 asker, Jandarma sınır birlikleri 28.588 asker, ordu Karargahı 295 asker idi.
Cephede malzeme ve iaşe çok noksandı. Mesela mevcut 6 yıllık iaşesi için 88.000 ton buğday, çavdar ve arpa ihtiyacı olmasına karşın, Ordu ambarında 1250 ton hububat vardı. kışa girilmiş olduğu için erzağın gereği gibi taşınması, dağıtılması bi hayli güçtü. İstanbul’dan gelen telkinlere uyarak Ordu sınırından savaşa sebebiyet vermemek için dikkatli idi. Ama ne var ki Karadeniz’deki Rus donanmasının bombalanması ardından sınırımızda Rus silahları patladı. Artık kara harbi başlamıştı. Yalnız şu halde anlaşılıyor ki savaştan önce Kafkasya’da bir taarruz harbi planlanmış değildi. Ortada bir düzenli orduda yoktu. Fakat belirtmeliyiz ki bu arada Enver Paşa orduyu 22 Temmuz 1333’te (4 Ağustos 1914) Ordulara bir fermanı yayınlayarak mutlak bir itaat ve vazifeyi ifaya gece gündüz gayret istemiştir. Fakat öyle görülüyor ki daha Avrupa’da Harp başlar başlamaz, Enver Paşa’nın çevresinde Alman’lardan gelen bir baskı başlamıştır.
Gerek Hafız Hakkı beyde gerek Enver Paşada tecrübe temeli yoktu. iç alemlerinde ki ihtirasların yarattığı genç ve dumanlı hayaller ruhlarına hakim olduğundan, Hafız İsmail Hakkı Bey İstanbul’daki Genel Kurmay ikinci Başkanlığını bırakıp en şiddetli kış ayında Enver Paşa’nın arzusuyla Kafkasya’ya fetih için 3. Orduya koşmuştu. Başına geçtiği X. Kolorduyu son nefesine kadar kar ve ateş içinde eritmiştir. Bu sonuçtan az zaman sonrada ilaçsız hastanesiz bir orduyu kırıp geçiren Tifüs, yüklendiği ordu komutanlığından onu da bulmuş ölçüsüz ve dengesiz bir atılışın bedelini hayatı ile ödemiştir. Enver Paşaya gelince o bu dramın başındadır.
Karadeniz olayından sonra Rus ordusu 1 Kasım 1914 sabahından itibaren Sarıkamış’tan Pasin’e hareketle Türk hudutunu geçti. 1. Rus Kolordusu Sarıkamış’tan ilerleyerek Köprüköyü istikametinde Horosan Yüzvereni tutacaktı. IV. Kolordusu Erivan'dan hareketle Karaköse güneyinde Murat suyu geçitlerini işgal edecekti. Birinci kolordunun karargahı Türk sınırına yakın Karaurgan köyünde bulunacak Oltu-Karaboğaz, Oltu-Narman üzerinden Erzurum’a doğru 10 piyade taburu; 6 süvari 24 topluk oltu müfrezesini sürecekti. Nitekim ilk Rus saldırısı üzerine 3. Kolordu Kumandanı Hasan İzzettin Paşa Erzurum bölgesinde müdafaaya karar verdi. Merkezi Samsun’da bulunan X. Kolordu da 3. Ordu emrine verildi.
1 Kasım 1914’de sınırı geçen Ruslar 4 Kasım 1914’te Köprüköy önlerine gelmiş bulunuyorlardı. Karaköse Murat suyu cephesinde de aynı surette ilerlediler. 5 Kasım’da Ruslar Türk sınırına taarruz için emir aldılar. Başkumandan vekili Enver Paşa 4 Kasım tarihli emrinde taarruz emrediyordu. Bu emir verildiği sırada Doğu Anadolu’da kışın en şiddetli sert günleri başlamıştı. Nitekim Rus ordusu da taarruz emri almışken harekete geçemiyordu. Hasan İzzettin Paşa 3. Ordu Komutanı’nın fikri, buralarda ve bu mevsimde taarruzdan kaçmaktı. Fikri, düşman ilerlese bile onun Erzurum Kalesine çarptıktan sonra karşı bir taarruzla ezilmesini sağlamaktı. Enver Paşa taarruz emri vermemiş olsaydı, herhalde iki orduda karşılıklı yerlerinde kalacaktı ve sonuçta “Sarıkamış Dramı” da yaşanmayacaktı.
6-9 Kasım Köprüköy muharebesiyle Ruslar’ın taarruzunu kırıp bozan 3. Ordumuz 11-12 Kasım’da Taarruz’a geçerek 14-18 Kasım’da Azap muharebesini de kazandı. Fakat pek hesaplı olan Ordu komutanı Hasan İzzettin Paşa, sınır gerisine çekilen Ruslar’ı takipten vazgeçince bunun üzerine başkumandan vekili Enver Paşa bu cepheye gelmiştir. Enver Paşa Erzurum’a gelmeden önce Albaylığa yükseltilen Genel Kurmay ikinci başkanı Hafız İsmail Hakkı 27 Kasım’da İstanbul’dan Erzurum’a gelmişti. Kendisini Enver Paşa’nın görevlendirdiğini bildirmektedir. Zaten hemen onun ardından Enver Paşa Erzurum’a gelmiştir.
Sonuçları
Savaşın galibi General Yudenic, Rus Kafkasya Ordu komutanı edildi ve 1915 yılın yaz aylarında Anadoluya taaruza geçti ve Rus ordu birlikleri ile Erzincan'a kadar ilerlendi.
Kafkas Cephesinde tam başarı elde edeceğimiz sırada zamanında destek gelmeyince, ordumuz geri çekilmek zorunda kalmıştı. Daha sonra 1918 de Sarıkamış ve Kars alınmış, ama Mondros Ateşkes antlaşması uyarınca eski sınırlara dönülmüş ve topraklar elden çıkmıştı. Bir dramın en acı izlerini taşıyan Sarıkamış topraklarında, bu defa düşmanın ayak izleri vardı.
Rusya'daki Bolşevik İhtilalinden sonra Ruslar geri çekilince, bölge Ermeni’lerin eline geçmiş ve yöre halkımız Zafer sarhoşlarının zulmüyle karşılaşmıştır. Ahırlara, samanlıklara doldurularak yakılan halk, 20 binden fazlaydı. 33 köy yok oldu. Söylenenlere göre bu işkenceler karşısında Rus askerleri ağlamıştır...