2012-01-20 23:09
Tarih Haber / Gizli görüşmenin tutanakları yayımlandı
Gizli görüşmenin tutanakları yayımlandı
Strasbourg - 22 Aralık 2011 tarihinde Fransız Millet Meclisi'nde kabul edilen yasa teklifini 18 Ocak Çarşamba günü görüşen Kanunlar Komisyonu'na sunulan raporda, "Ermeni soykırımı" çeşitli olaylar örnek gösterilerek "tarihi bir gerçek" olarak tanımlanıyor ve Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermeni nüfusun üçte ikisinin "yok olmasıyla" sonuçlandığı savunuluyor.
Sosyalist senatör Jean-Pierre Sueur tarafından kaleme alınan raporda, "Fransız anayasasına aykırı" olabileceği, tarih yazmanın parlamentonun işi olmadığı, ifade ve araştırma özgürlükleriyle bağdaşmadığı, temeli olan AB Çerçeve Kararını'nı gerektiği gibi yansıtmadığı ve 2001 yılında "Ermeni soykırımının" Fransa tarafından tanınması konusunda çıkarılan yasayı tehlikeye sokabileceği gerekçeleriyle yasa teklifinin reddedilmesi isteniyor.
KAPALI KAPILAR ARDINDA KONUŞULDU
Kanunlar Komisyonu'nun basına kapalı yapılan toplantısında senatörler tarafından dile getirilen bazı görüşler şöyle :
Jean-Pierre Sueur (komisyon başkanı-raportör-Sosyalist grup): "Yasa teklifi kabul edilirse 29 Ocak 2011 tarihli (Ermeni soykırımı) kanunu da tehlikeye girebilir. 29 Ocak 2011 tarihli yasanın da anayasaya uyumluluğu şüphelidir. Bu kanunun anayasaya aykırı ilan edilmesi 1915 olayları sonrasında sağ kalanlar için geri adım anlamına gelecek ve inkarcılar tarafından zafer olarak görülecektir, ki komisyonumuz bunu kabul edemez".
Jean-Jacques Hyest (UMP - iktidar partisi): "2001 yılında bir kanun çıkarmış olmak bugün de aynısını yapmak için yeterli bir gerekçe olamaz. O tarihten bu yana karar tasarıları oylama hakkına sahibiz, bence bu gibi konular için en elverişli yöntem karar tasarıları olmalı"
'İKİ HALK ARASINDAKİ BARIŞA KATKI SAĞLAMAZ'
Jacques Mezard (Radikal grup): "Bu metni yeniden gündeme getirmek sancılı tarihleri kesinlikle inkar etmediğimiz bu soykırımla damgalanmış bu iki halk arasında barışa hiçbir şekilde katkı sağlamayacaktır. Yasa teklifini kabul etmek Cumhuriyetimiz açısından güzel bir görüntü olmayacaktır".
François Zocchetto (Merkez Birlik grubu): "Hepinizi şoke edeceğim ama 2011 kanununun anayasaya uygunluğu konusunun tartışmaya açılmasından yanayım. Böyle bir durum söz konusuysa yasa teklifi yerine bir karar teklifi hazırlanabilir"
Esther Benbassa (Yeşiller grubu): "Ermeni soykırımı Türkiye tarafından hep inkar edildi. Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeniler ve Yahudilerle ilgili arşivleri açılmış değil. Ben 1908-1920 dönemi hakkında (tarih doktorası) tezimi hazırlarken Ermeni soykırımı gerçeğini ortaya koyan çok sayıda belge gördüm. Henüz Nüremberg'ini yaşamamış olan Ermeni soykırımı, tanınmayı ve örneğin tazminat yoluyla bir şekilde çözüme kavuşmayı hakkediyor, ancak bizler de tarihle ilgili 2001 kanununa eklemeler yaparak araştırmacıların çalışmasını engellemeyelim. Bırakalım Türkler kendi tarihlerini kendileri yazsın ve Ermenilerle yaşama biçimi bulsunlar".
Sophie Joissains (UMP): "Yasa teklifi Alman örneğinde olduğu gibi, Ermeniler ile Türkler arasında barış için faydalı olacaktır. Barış ve uzlaşı hiçbir zaman unutma üzerine kurulamaz, tam tersine sancılı da olsa geçmişte yaşananların tanınmasını gerektirir".
Pierre-Yves Collombat (Radikal grup): "İfade özgürlüğünü yasaklamak düşünce suçunu yeniden uygulamak anlamına gelecektir. Cumhuriyetimizin üzerine kurulu olduğu liberal rejimin gerilemesi demektir".
Corinne Bouchoux (Yeşiller grubu): "Parlamentomuzun saygınlığını ihlal eden ve sınırlarımız dışında kesinlikle anlaşılamayan bu tip yasaları reddetmek gerekir".
'TÜRK KÖKENLİ FRANSIZ AİLELERİ DE UNUTMAYALIM'
Christian Cointat (UMP): "Sonuçlarını kestiremediğimiz ve aslında Fransızlardan fazla yabancıları ilgilendiren bu yasa teklifi beni rahatsız ediyor. Çok sayıda Ermeni ailenin şaşkınlık ve beklentisini anlıyorsak, bu yasal düzenlemeye eleştirel yaklaşan Türk kökenli Fransız ailelerinkini de unutmamak gerekiyor. Türkiye'de yaşayan Fransızlar da bu gerginliklerin sonuçlarına katlanıyor. Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızı ve Yakın ve Ortadoğu'daki anlaşmazlıkların çözümünde rolü zorunlu olan bu büyük dost ülkedeki Fransa çıkarlarını tehlikeye atmayalım, Bu yasa teklifinin Parlamento tarafından ele alınmaması gerektiğini düşündüğümden oylamaya katılmayacağım".
Gaetan Gorce (Sosyalist grup): "Milli tarih olacak bir metne imza atarsak, tarih yasaları savaşı başlatma riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Fransız devriminin siyasi kalıbımız olup olmadığı ve devrimin Vendee vilayetinde soykırım yapıp yapmadığı da sorgulanır. Böyle bir durumda ulusumuzun tüm siyasi, entelektüel ve dokunaklı yapısını tehlikeye atmış oluruz".
'BU YASA TEKLİFİ SALGIN YARATIR'
Jean-Rene Lecerf (UMP): "Bu yasa teklifinin salgın etkisi yaratmasından kaygılıyım. Ardından Kamboçya'da, Ruanda'da, Vendee'de veya sömürgecilik döneminde soykırım düzenlendiğinin resmen tanınması için, bilim dünyasının çalışmasını engelleyecek ölçüde kanun teklifleri gündeme gelebilir. Ermeni soykırımını düzenleyenler ve kurbanları bugün hayatta değiller. Kurbanlar için en gerçekçi onarım soykırımın Türkiye tarafından tanınması olacaktır, ancak bunu da yasa çıkararak sağlayamayız".
Nicolas Alfonsi (Radikal grup): "Bu yasa teklifini Türkiye gibi büyük bir ülkeyle ilişkilerimizi sarstığı için tehlikeli buluyorum. Bizler tarih yazmaya ehil değiliz".
Sosyalist senatör Jean-Pierre Sueur tarafından kaleme alınan raporda, "Fransız anayasasına aykırı" olabileceği, tarih yazmanın parlamentonun işi olmadığı, ifade ve araştırma özgürlükleriyle bağdaşmadığı, temeli olan AB Çerçeve Kararını'nı gerektiği gibi yansıtmadığı ve 2001 yılında "Ermeni soykırımının" Fransa tarafından tanınması konusunda çıkarılan yasayı tehlikeye sokabileceği gerekçeleriyle yasa teklifinin reddedilmesi isteniyor.
KAPALI KAPILAR ARDINDA KONUŞULDU
Kanunlar Komisyonu'nun basına kapalı yapılan toplantısında senatörler tarafından dile getirilen bazı görüşler şöyle :
Jean-Pierre Sueur (komisyon başkanı-raportör-Sosyalist grup): "Yasa teklifi kabul edilirse 29 Ocak 2011 tarihli (Ermeni soykırımı) kanunu da tehlikeye girebilir. 29 Ocak 2011 tarihli yasanın da anayasaya uyumluluğu şüphelidir. Bu kanunun anayasaya aykırı ilan edilmesi 1915 olayları sonrasında sağ kalanlar için geri adım anlamına gelecek ve inkarcılar tarafından zafer olarak görülecektir, ki komisyonumuz bunu kabul edemez".
Jean-Jacques Hyest (UMP - iktidar partisi): "2001 yılında bir kanun çıkarmış olmak bugün de aynısını yapmak için yeterli bir gerekçe olamaz. O tarihten bu yana karar tasarıları oylama hakkına sahibiz, bence bu gibi konular için en elverişli yöntem karar tasarıları olmalı"
'İKİ HALK ARASINDAKİ BARIŞA KATKI SAĞLAMAZ'
Jacques Mezard (Radikal grup): "Bu metni yeniden gündeme getirmek sancılı tarihleri kesinlikle inkar etmediğimiz bu soykırımla damgalanmış bu iki halk arasında barışa hiçbir şekilde katkı sağlamayacaktır. Yasa teklifini kabul etmek Cumhuriyetimiz açısından güzel bir görüntü olmayacaktır".
François Zocchetto (Merkez Birlik grubu): "Hepinizi şoke edeceğim ama 2011 kanununun anayasaya uygunluğu konusunun tartışmaya açılmasından yanayım. Böyle bir durum söz konusuysa yasa teklifi yerine bir karar teklifi hazırlanabilir"
Esther Benbassa (Yeşiller grubu): "Ermeni soykırımı Türkiye tarafından hep inkar edildi. Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeniler ve Yahudilerle ilgili arşivleri açılmış değil. Ben 1908-1920 dönemi hakkında (tarih doktorası) tezimi hazırlarken Ermeni soykırımı gerçeğini ortaya koyan çok sayıda belge gördüm. Henüz Nüremberg'ini yaşamamış olan Ermeni soykırımı, tanınmayı ve örneğin tazminat yoluyla bir şekilde çözüme kavuşmayı hakkediyor, ancak bizler de tarihle ilgili 2001 kanununa eklemeler yaparak araştırmacıların çalışmasını engellemeyelim. Bırakalım Türkler kendi tarihlerini kendileri yazsın ve Ermenilerle yaşama biçimi bulsunlar".
Sophie Joissains (UMP): "Yasa teklifi Alman örneğinde olduğu gibi, Ermeniler ile Türkler arasında barış için faydalı olacaktır. Barış ve uzlaşı hiçbir zaman unutma üzerine kurulamaz, tam tersine sancılı da olsa geçmişte yaşananların tanınmasını gerektirir".
Pierre-Yves Collombat (Radikal grup): "İfade özgürlüğünü yasaklamak düşünce suçunu yeniden uygulamak anlamına gelecektir. Cumhuriyetimizin üzerine kurulu olduğu liberal rejimin gerilemesi demektir".
Corinne Bouchoux (Yeşiller grubu): "Parlamentomuzun saygınlığını ihlal eden ve sınırlarımız dışında kesinlikle anlaşılamayan bu tip yasaları reddetmek gerekir".
'TÜRK KÖKENLİ FRANSIZ AİLELERİ DE UNUTMAYALIM'
Christian Cointat (UMP): "Sonuçlarını kestiremediğimiz ve aslında Fransızlardan fazla yabancıları ilgilendiren bu yasa teklifi beni rahatsız ediyor. Çok sayıda Ermeni ailenin şaşkınlık ve beklentisini anlıyorsak, bu yasal düzenlemeye eleştirel yaklaşan Türk kökenli Fransız ailelerinkini de unutmamak gerekiyor. Türkiye'de yaşayan Fransızlar da bu gerginliklerin sonuçlarına katlanıyor. Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızı ve Yakın ve Ortadoğu'daki anlaşmazlıkların çözümünde rolü zorunlu olan bu büyük dost ülkedeki Fransa çıkarlarını tehlikeye atmayalım, Bu yasa teklifinin Parlamento tarafından ele alınmaması gerektiğini düşündüğümden oylamaya katılmayacağım".
Gaetan Gorce (Sosyalist grup): "Milli tarih olacak bir metne imza atarsak, tarih yasaları savaşı başlatma riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Fransız devriminin siyasi kalıbımız olup olmadığı ve devrimin Vendee vilayetinde soykırım yapıp yapmadığı da sorgulanır. Böyle bir durumda ulusumuzun tüm siyasi, entelektüel ve dokunaklı yapısını tehlikeye atmış oluruz".
'BU YASA TEKLİFİ SALGIN YARATIR'
Jean-Rene Lecerf (UMP): "Bu yasa teklifinin salgın etkisi yaratmasından kaygılıyım. Ardından Kamboçya'da, Ruanda'da, Vendee'de veya sömürgecilik döneminde soykırım düzenlendiğinin resmen tanınması için, bilim dünyasının çalışmasını engelleyecek ölçüde kanun teklifleri gündeme gelebilir. Ermeni soykırımını düzenleyenler ve kurbanları bugün hayatta değiller. Kurbanlar için en gerçekçi onarım soykırımın Türkiye tarafından tanınması olacaktır, ancak bunu da yasa çıkararak sağlayamayız".
Nicolas Alfonsi (Radikal grup): "Bu yasa teklifini Türkiye gibi büyük bir ülkeyle ilişkilerimizi sarstığı için tehlikeli buluyorum. Bizler tarih yazmaya ehil değiliz".