2012-01-29 00:18
Tarih Haber / İstanbul da otele dönüşen tarihi yapılar
İstanbul da otele dönüşen tarihi yapılar
Restore edelip otel olarak hizmet veren eski yapıların sayısı günden güne artıyor. Aralarında yıllar önce okul olan da var, cezaevi olan da. Kimi orijinal haline yakın bulunup beğeniliyor, kimi eleştiri oklarına maruz kalıyor
ÇIRAĞAN SARAYI
Çırağan’ın bugün Beşiktaş ve Ortaköy arasında bulunan yeri, 17’nci yüzyılda ‘Kazancıoğlu Bahçeleri’ olarak bilinirdi. 18’nci yüzyılda 3. Ahmet buradaki mülkünü Vezir-i Azam’ı İbrahim Paşa’ya hediye etti. İlk yalı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından eşi 3. Ahmet’in kızı Fatma Sultan için inşa edildi. Burada Çırağan Şenlikleri denilen meşale şenliklerini düzenlendiğinden, Farsça ‘ışık’ anlamındaki ‘Çırağan’ ismiyle anıldı. 2. Abdülhamid’in Rembrandt ve Ayvazovski’nin eserlerinden oluşan koleksiyonu buradaki yangında yok oldu. 1930’da sarayın bahçesi, Beşiktaş Futbol Kulübü tarafından ağaçları kesilerek ‘Şeref Stadı’ adıyla bir futbol sahası haline getirildi. Bir kanunla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bırakılan saray, 1987’de otel olarak kullanılmak üzere restore edildi. 1990’da otel, 1992’deyse saray, hizmete açıldı.
AYASOFYA KONAKLARI
Soğukçeşme Sokağı’nda bir zamanlar Topkapı Sarayı ve Ayasofya personelini, kışın yalı sahiplerini ve ünlü kişilerini ağırlamış dokuz ahşap ev, zamanla kendi kaderlerine bırakılmış, evlerin çöküp yok olmalarına, yıkılıp betonlaşmalarına göz yumulmuştu. 1986’da Soğukçeşme, Turing tarafından 19’uncu yüzyıl Osmanlı tarzında restore edilerek yeniden hayata kazandırıldı. Nazikiye Tekkesi hariç bütün binalar yıkıldı ve evler arasındaki boşluklar aynı görünümdeki yapılarla dolduruldu. Trafiğe kapalı sokakta, restoran olarak kullanılan 1500 yıllık bir Bizans sarnıcı da var.
FOUR SEASONS HOTEL
Sultanahmet Cezaevi, günümüzde Four Seasons Hotel olarak hizmet veriyor. Cezaevinin inşaası 1918-1919 yıllarına dayanıyor. 1845’te yapımına başlanan, sonradan adliye olarak kullanılan Darülfünun binasının hemen yanında inşa edilen hapishane, 1980’li yıllara kadar hizmet verdi. Kapasitesinin bin kişi olduğu bilinen cezaevi, birçok koğuşun yanı sıra, bir revirle çocuklar ve kadınlar için özel bölümleri de bünyesinde barındırırdı. Zamanla artan ihtiyaca cevap verebilmesi için elden geçirilip eklemeler yapılan yapının doğu kanadında koğuşlar ve diğer birimler, uzun koridorlar boyunca sıralanmaktaydı. Necip Fazıl, Nâzım Hikmet, Can Yücel, Aziz Nesin, Orhan Kemal, Kemal Tahir ve Vedat Türkali’nin burada kalırken birçok eser yazdığı bilinmekte.
AIJA OTEL
Kanlıca’daki Ahmet Rasim Paşa Yalısı, 2004’te Aija adıyla butik otel ve restoran olarak hizmet vermeye başladı. Istanbul Doors Group tarafından işletilen 19’ncu yüzyıl yalısında; 10 deluxe, 6 suit, toplam 16 oda bulunuyor. Restoranı, İtalyan ve Akdeniz mutfağı ağırlıklı. Yalının ilk sahibi Ahmet Rasim Paşa, Osmanlı Devleti’nde valilik görevlerinde bulunmuş bir devlet adamıydı. 1897’de öldü. Bina aynı yıl çıkan yangında kül oldu. Yerine, eskisinin yarı büyüklüğünde, ahşap ve üç katlı yenisi yapıldı. Ailenin 1915’te sattığı yalı, 1970’e kadar okul olarak kullanıldı.
SUMAHAN-ON-THE-WATER
1875’ten kalma rakı fabrikası, bugün Çengelköy’deki Sumahan Otel olarak hizmet veriyor. Adını, bu fabrikada üretilen, kuru ve yaş üzüm ispirtosunun anason tohumuyla ikinci defa damıtılmasından elde edilen ve bir tür rakı sayılan ‘Suma’dan alıyor. Otelin sahipleri ve mimarları Nedret ve Mark Butler çifti, taş duvarları orijinal haliyle bırakmış. Deniz manzaralı 18 oda, Kanlıca, Vaniköy, Çubuklu ve Kandilli gibi Boğaz semtlerinin isimlerini taşıyor.
HOTEL LES OTTOMANS
3. Ahmet’in kızlarından Esma Sultan’la evlenen Sadrazam Muhsinzade Mehmet Paşa, bir süre yaşadığı bu yalıyı kızı Rukiye Hanım’a düğün hediyesi olarak vermiştir. 3. Selim’in bu yalıda dinlenmek üzere kaldığı bilinir. 1920’ye kadar ailenin elinde olan yalı, ömrünü, 1935’de kum deposu olarak tamamlamıştı. Arazi, 22 varisin bir araya getirilmesiyle, 1980’li yıllarda turizm işi yapmak isteyen bir şahsa satıldı. Eski haline sadık kalarak restore edilen yalı, ‘Hotel Les Ottomans’ adıyla tekrar hayata döndü. Otel, her biri farklı 10 süit odadan oluşuyor.
W iSTANBUL HOTEL
Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı lojmanları olarak 1874 yılında mimar Sarkis Balyan’a yaptırılan Akaretler Sıraevleri’ndeki 138 konut, tarih içinde farklı şekillerde kullanıldı. Mimar, bugün ‘Süleyman Seba’ ve ‘Şair Nedim’ caddeleri olarak adlandırılan, farklı eğime sahip iki yolda; balkonlar, cumbalar, kat silmeleri gibi yapısal öğelerin peş peşe yinelenmesiyle elde ettiği ritmin, sokak üzerinde görkemli bir perspektife dönüşmesini sağlamış.
19’uncu yüzyıl sonunda bu evler bir prestij alanına dönüştü ve pek çok ünlü burada yaşadı. Bu isimler arasında saray ressamı Fausto Zonaro ve Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım da yer aldı. Gazi Paşa’nın kendisi de bir süre burada kaldı ve Kurtuluş Savaşı’nın planlarını yaptı. 2005’te Serdar Bilgili’nin 49 yıllığına kiraladığı Akaret Sıraevleri, mutlu sona ulaştı. 2008’de Osmanlı kültürel mirasıyla modern hayatı buluşturan W İstanbul, özel bahçe ve teraslara sahip özel süitlerin de bulunduğu 134 odaya sahip. Otel binasının iç tasarımı Geomim firması yaptı.
ÇIRAĞAN SARAYI
Çırağan’ın bugün Beşiktaş ve Ortaköy arasında bulunan yeri, 17’nci yüzyılda ‘Kazancıoğlu Bahçeleri’ olarak bilinirdi. 18’nci yüzyılda 3. Ahmet buradaki mülkünü Vezir-i Azam’ı İbrahim Paşa’ya hediye etti. İlk yalı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından eşi 3. Ahmet’in kızı Fatma Sultan için inşa edildi. Burada Çırağan Şenlikleri denilen meşale şenliklerini düzenlendiğinden, Farsça ‘ışık’ anlamındaki ‘Çırağan’ ismiyle anıldı. 2. Abdülhamid’in Rembrandt ve Ayvazovski’nin eserlerinden oluşan koleksiyonu buradaki yangında yok oldu. 1930’da sarayın bahçesi, Beşiktaş Futbol Kulübü tarafından ağaçları kesilerek ‘Şeref Stadı’ adıyla bir futbol sahası haline getirildi. Bir kanunla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bırakılan saray, 1987’de otel olarak kullanılmak üzere restore edildi. 1990’da otel, 1992’deyse saray, hizmete açıldı.
AYASOFYA KONAKLARI
Soğukçeşme Sokağı’nda bir zamanlar Topkapı Sarayı ve Ayasofya personelini, kışın yalı sahiplerini ve ünlü kişilerini ağırlamış dokuz ahşap ev, zamanla kendi kaderlerine bırakılmış, evlerin çöküp yok olmalarına, yıkılıp betonlaşmalarına göz yumulmuştu. 1986’da Soğukçeşme, Turing tarafından 19’uncu yüzyıl Osmanlı tarzında restore edilerek yeniden hayata kazandırıldı. Nazikiye Tekkesi hariç bütün binalar yıkıldı ve evler arasındaki boşluklar aynı görünümdeki yapılarla dolduruldu. Trafiğe kapalı sokakta, restoran olarak kullanılan 1500 yıllık bir Bizans sarnıcı da var.
FOUR SEASONS HOTEL
Sultanahmet Cezaevi, günümüzde Four Seasons Hotel olarak hizmet veriyor. Cezaevinin inşaası 1918-1919 yıllarına dayanıyor. 1845’te yapımına başlanan, sonradan adliye olarak kullanılan Darülfünun binasının hemen yanında inşa edilen hapishane, 1980’li yıllara kadar hizmet verdi. Kapasitesinin bin kişi olduğu bilinen cezaevi, birçok koğuşun yanı sıra, bir revirle çocuklar ve kadınlar için özel bölümleri de bünyesinde barındırırdı. Zamanla artan ihtiyaca cevap verebilmesi için elden geçirilip eklemeler yapılan yapının doğu kanadında koğuşlar ve diğer birimler, uzun koridorlar boyunca sıralanmaktaydı. Necip Fazıl, Nâzım Hikmet, Can Yücel, Aziz Nesin, Orhan Kemal, Kemal Tahir ve Vedat Türkali’nin burada kalırken birçok eser yazdığı bilinmekte.
AIJA OTEL
Kanlıca’daki Ahmet Rasim Paşa Yalısı, 2004’te Aija adıyla butik otel ve restoran olarak hizmet vermeye başladı. Istanbul Doors Group tarafından işletilen 19’ncu yüzyıl yalısında; 10 deluxe, 6 suit, toplam 16 oda bulunuyor. Restoranı, İtalyan ve Akdeniz mutfağı ağırlıklı. Yalının ilk sahibi Ahmet Rasim Paşa, Osmanlı Devleti’nde valilik görevlerinde bulunmuş bir devlet adamıydı. 1897’de öldü. Bina aynı yıl çıkan yangında kül oldu. Yerine, eskisinin yarı büyüklüğünde, ahşap ve üç katlı yenisi yapıldı. Ailenin 1915’te sattığı yalı, 1970’e kadar okul olarak kullanıldı.
SUMAHAN-ON-THE-WATER
1875’ten kalma rakı fabrikası, bugün Çengelköy’deki Sumahan Otel olarak hizmet veriyor. Adını, bu fabrikada üretilen, kuru ve yaş üzüm ispirtosunun anason tohumuyla ikinci defa damıtılmasından elde edilen ve bir tür rakı sayılan ‘Suma’dan alıyor. Otelin sahipleri ve mimarları Nedret ve Mark Butler çifti, taş duvarları orijinal haliyle bırakmış. Deniz manzaralı 18 oda, Kanlıca, Vaniköy, Çubuklu ve Kandilli gibi Boğaz semtlerinin isimlerini taşıyor.
HOTEL LES OTTOMANS
3. Ahmet’in kızlarından Esma Sultan’la evlenen Sadrazam Muhsinzade Mehmet Paşa, bir süre yaşadığı bu yalıyı kızı Rukiye Hanım’a düğün hediyesi olarak vermiştir. 3. Selim’in bu yalıda dinlenmek üzere kaldığı bilinir. 1920’ye kadar ailenin elinde olan yalı, ömrünü, 1935’de kum deposu olarak tamamlamıştı. Arazi, 22 varisin bir araya getirilmesiyle, 1980’li yıllarda turizm işi yapmak isteyen bir şahsa satıldı. Eski haline sadık kalarak restore edilen yalı, ‘Hotel Les Ottomans’ adıyla tekrar hayata döndü. Otel, her biri farklı 10 süit odadan oluşuyor.
W iSTANBUL HOTEL
Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı lojmanları olarak 1874 yılında mimar Sarkis Balyan’a yaptırılan Akaretler Sıraevleri’ndeki 138 konut, tarih içinde farklı şekillerde kullanıldı. Mimar, bugün ‘Süleyman Seba’ ve ‘Şair Nedim’ caddeleri olarak adlandırılan, farklı eğime sahip iki yolda; balkonlar, cumbalar, kat silmeleri gibi yapısal öğelerin peş peşe yinelenmesiyle elde ettiği ritmin, sokak üzerinde görkemli bir perspektife dönüşmesini sağlamış.
19’uncu yüzyıl sonunda bu evler bir prestij alanına dönüştü ve pek çok ünlü burada yaşadı. Bu isimler arasında saray ressamı Fausto Zonaro ve Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım da yer aldı. Gazi Paşa’nın kendisi de bir süre burada kaldı ve Kurtuluş Savaşı’nın planlarını yaptı. 2005’te Serdar Bilgili’nin 49 yıllığına kiraladığı Akaret Sıraevleri, mutlu sona ulaştı. 2008’de Osmanlı kültürel mirasıyla modern hayatı buluşturan W İstanbul, özel bahçe ve teraslara sahip özel süitlerin de bulunduğu 134 odaya sahip. Otel binasının iç tasarımı Geomim firması yaptı.