2012-02-19 12:53
Tarih Haber / Dedemin kaftanını doldurmak için 12 kilo aldım!
Dedemin kaftanını doldurmak için 12 kilo aldım!
Fatih Sultan Mehmet'in kişiliğini anlatan Fatih-Avrupa'nın Kaderini Değiştiren Adam adlı belgeselde Fatih'in 40'lı yaşlarını torunu Orhan Osmanoğlu canlandırdı.
Nedeni ise profilden dedesine çok benzemesi. Belgesel için 12 kilo aldığını belirten Osmanoğlu “Bellini’nin tablolarındaki Fatih Sultan Mehmet’e benzedim” diyor.
İstanbul'un kurtuluşu denince pek çoğumuzun aklına ilk o isim gelir... Osmanlı Devleti'nin tartışmasız en büyük padişahlarından biri olan Fatih Sultan Mehmet'in hayatı Fatih-Avrupa'nın Kaderini Değiştiren Adam adlı belgesele konu oldu. Belgeselin yapımcısı ve yönetmeni, daha önce Osmanlı Hanedanı'nın sürgün hikayesini ekrana taşıyan Kerime Senyücel. Senaryosu ise Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı'ya ait. Fatih'in Ege Akal'ın canlandırdığı çocukluk, İsmail Demirci'nin oynadığı gençlik ve 40'lı yaşlarının anlatıldığı belgeselde, oyunculardan öyle biri var ki çok dikkat çekiyor. Sultan İkinci Abdülhamit'in, Beyrut'a sürgün edilmiş en büyük oğlu Şehzade Mehmet Selim'in soyundan gelen yani bir şehzade olan Orhan Osmanoğlu, Sultan Mehmet'in 40 yaşlarındaki halini oynuyor. Ticaretle uğraşan Osmanoğlu'nun, oyunculuğa adım atma sebebi ise sakal bırakınca profilden Fatih Sultan Mehmet'e çok benzemesi.
Oyunculuk tecrübem yoktu
Peki Osmanoğlu'nun projede yer alma serüveni nasıl gelişti? Osmanoğlu sorumuzun yanıtını şöyle veriyor: "2004'te Kerime Senyücel, ailemizin sürgün hikayesini anlatan Sürgündeki Osmanlı adında bir belgesel hazırladı. Kerime Hanım aile fertlerine ulaşabilmek için benden yardım istedi, ben de kabul ettim. Çekimler bitince Kerime Hanım, Fatih Sultan Mehmet belgeselinin başlayacağından söz etti. Bir sene önce de 'Belgeselde Fatih'in 40'lı yaşlarını sen oynar mısın?' dedi. Önce çok temkinli yaklaştım çünkü oyunculuk tecrübem yoktu. Zamanla dedemi oynama fikri kafama yattı. Kerime Hanım sakal bıraktırdı ve kilo almam gerektiğini söyledi. Dedemin ölçülerine göre hazırlanan kaftana girebilmek için 12 kilo aldım. Son halimle Kerime Hanım'ın karşısına geçince bana 'Bellini'nin tablolarındaki Fatih Sultan Mehmet'e benziyorsun. Başka birine gerek yok, sen oynayacaksın’ dedi ve kendimi sette buldum."
Sorumluluğum çok ağırdı
Yarım saatlik rolü için uzun süre kamera karşısında kaldığını söyleyen Osmanoğlu "Oyunculuk çok zor. Yapabileceğimi sanmıyorum. Rolüm kısaydı ancak dedeme yakışır şekilde oynamalıydım. Ezberime günlerce çalıştım. Türkçe'yi sonradan öğrendiğim için şivem vardı, onları düzeltmeye çalıştım" diyor. Dedesini oynamanın "onur verici" olduğunu söyleyen Osmanoğlu, bu rolün aynı zamanda cesaret de gerektirdiği görüşünde: "Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu'nun en kudretli padişahlarından. Dedem farklı bir insandı, çok büyük bir alimdi. Padişahların arasında en kültürlü olanlarından biriydi. O yüzden sorumluluğum ağırdı, layıkıyla yerine getirdiğime inanıyorum. Çekimleri Topkapı Sarayı'nda yaptık, tam o ruh haline girdim."
Fatih'in kişiliğini anlatıyoruz
FATİH-Avrupanın Kaderini Değiştiren Adam belgeselinde Fatih'in üç önemli dönemi anlatılıyor. Belgeselde 3D animasyonların da katkısı olacağını belirten Kerime Senyücel "Bugüne kadar Fatih'in İstanbul'u üzerine pek çok film yapıldı. Biz belgeselde Fatih'in kişiliği üzerinden bir tarih yolculuğuna çıkıyoruz. Tabii bir bölümü de fetih. Böyle bir çalışma bugüne kadar yapılmadı" diyor.
Sokakta yürümeye korkardım şimdi belgeselde rol alıyorum
ORHAN Osmanoğlu, Sultan II. Abdülhamit'in, sürgünde Beyrut'a giden en büyük oğlu Şehzade Mehmet Selim'in soyundan geliyor: "Cumhuriyet kurulduğunda Şehzade Mehmet Selim, Beyrut'a sürgün edildi. Soyumuz orada devam etti. Babam Harun Osmanoğlu, Suriyeli olan annemle evlendi. 1963'te ben doğmuşum. İlkokulu Şam'da okudum. 1974'te İstanbul'a halamın yanına gezmeye geldik. Burayı çok sevdim ve dönmek istemedim. Babam karşı çıktı 'Türkçe bile bilmiyorsun, nasıl okula gideceksin?' dedi. Yine de kalmak istedim. Zamanla Türkçe'yi öğrendim. Özellikle ihtilal zamanında kimliğimizden dolayı saklandık, yakalansak tutuklanırdık. Bu yüzden üniversiteye gidemedim. İş hayatına atıldım, defalarca iflas ettim ama yine de tutundum. Turgut Özal vatandaşlık hakkımızı verince o zaman kendimi bu vatana ait hissettim. Zorluklar çektim ama artık her şey değişti. Zamanında sokakta yürümeye korkardım şimdi belgeselde rol alıyorum!"
Osmanlı’nın en kültürlü padişahı
Belgeselin yapım ve yönetimi deneyimli bir isim olan Kerime Senyücel'e ait. Kısa bir süre sonra TRT'de yayınlanacak belgesel, 30 dakikalık sekiz bölümden oluşuyor. Senyücel, neden diğer padişahlar değil de Fatih'in belgeselini çektiklerini şöyle anlatıyor: "Osmanlı tarihinin en önemli figürlerinden biri. Fatih, İstanbul'un fethiyle Doğu Roma İmparatorluğu'nun da varisi ve 500 yıl dünyanın tek gücü olan Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucu padişahı olmuş. Çünkü imparatorluk yazılı kanunnamesi, ekonomisi ve genel olarak devlet yönetimiyle aşiret düzeninden imparatorluğa geçmiş. Çok küçük yaşta dört-beş dil öğrenmiş. Dil, edebiyat, matematik, astronomi ve coğrafya özel ilgi alanları. Özellikle silah teknolojisine ilgisi hem İstanbul'un fethinde hem Otlukbeli Savaşı'nın kazanılmasında önemli bir role sahip. Bugün Topkapı Sarayı’nda 13 yaşında el yazısıyla notlar yazarak okuduğu Homeros'un İlyada'sının Grekçe nüshası onun sayesinde var."
Nedeni ise profilden dedesine çok benzemesi. Belgesel için 12 kilo aldığını belirten Osmanoğlu “Bellini’nin tablolarındaki Fatih Sultan Mehmet’e benzedim” diyor.
İstanbul'un kurtuluşu denince pek çoğumuzun aklına ilk o isim gelir... Osmanlı Devleti'nin tartışmasız en büyük padişahlarından biri olan Fatih Sultan Mehmet'in hayatı Fatih-Avrupa'nın Kaderini Değiştiren Adam adlı belgesele konu oldu. Belgeselin yapımcısı ve yönetmeni, daha önce Osmanlı Hanedanı'nın sürgün hikayesini ekrana taşıyan Kerime Senyücel. Senaryosu ise Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kalpaklı'ya ait. Fatih'in Ege Akal'ın canlandırdığı çocukluk, İsmail Demirci'nin oynadığı gençlik ve 40'lı yaşlarının anlatıldığı belgeselde, oyunculardan öyle biri var ki çok dikkat çekiyor. Sultan İkinci Abdülhamit'in, Beyrut'a sürgün edilmiş en büyük oğlu Şehzade Mehmet Selim'in soyundan gelen yani bir şehzade olan Orhan Osmanoğlu, Sultan Mehmet'in 40 yaşlarındaki halini oynuyor. Ticaretle uğraşan Osmanoğlu'nun, oyunculuğa adım atma sebebi ise sakal bırakınca profilden Fatih Sultan Mehmet'e çok benzemesi.
Oyunculuk tecrübem yoktu
Peki Osmanoğlu'nun projede yer alma serüveni nasıl gelişti? Osmanoğlu sorumuzun yanıtını şöyle veriyor: "2004'te Kerime Senyücel, ailemizin sürgün hikayesini anlatan Sürgündeki Osmanlı adında bir belgesel hazırladı. Kerime Hanım aile fertlerine ulaşabilmek için benden yardım istedi, ben de kabul ettim. Çekimler bitince Kerime Hanım, Fatih Sultan Mehmet belgeselinin başlayacağından söz etti. Bir sene önce de 'Belgeselde Fatih'in 40'lı yaşlarını sen oynar mısın?' dedi. Önce çok temkinli yaklaştım çünkü oyunculuk tecrübem yoktu. Zamanla dedemi oynama fikri kafama yattı. Kerime Hanım sakal bıraktırdı ve kilo almam gerektiğini söyledi. Dedemin ölçülerine göre hazırlanan kaftana girebilmek için 12 kilo aldım. Son halimle Kerime Hanım'ın karşısına geçince bana 'Bellini'nin tablolarındaki Fatih Sultan Mehmet'e benziyorsun. Başka birine gerek yok, sen oynayacaksın’ dedi ve kendimi sette buldum."
Sorumluluğum çok ağırdı
Yarım saatlik rolü için uzun süre kamera karşısında kaldığını söyleyen Osmanoğlu "Oyunculuk çok zor. Yapabileceğimi sanmıyorum. Rolüm kısaydı ancak dedeme yakışır şekilde oynamalıydım. Ezberime günlerce çalıştım. Türkçe'yi sonradan öğrendiğim için şivem vardı, onları düzeltmeye çalıştım" diyor. Dedesini oynamanın "onur verici" olduğunu söyleyen Osmanoğlu, bu rolün aynı zamanda cesaret de gerektirdiği görüşünde: "Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı İmparatorluğu'nun en kudretli padişahlarından. Dedem farklı bir insandı, çok büyük bir alimdi. Padişahların arasında en kültürlü olanlarından biriydi. O yüzden sorumluluğum ağırdı, layıkıyla yerine getirdiğime inanıyorum. Çekimleri Topkapı Sarayı'nda yaptık, tam o ruh haline girdim."
Fatih'in kişiliğini anlatıyoruz
FATİH-Avrupanın Kaderini Değiştiren Adam belgeselinde Fatih'in üç önemli dönemi anlatılıyor. Belgeselde 3D animasyonların da katkısı olacağını belirten Kerime Senyücel "Bugüne kadar Fatih'in İstanbul'u üzerine pek çok film yapıldı. Biz belgeselde Fatih'in kişiliği üzerinden bir tarih yolculuğuna çıkıyoruz. Tabii bir bölümü de fetih. Böyle bir çalışma bugüne kadar yapılmadı" diyor.
Sokakta yürümeye korkardım şimdi belgeselde rol alıyorum
ORHAN Osmanoğlu, Sultan II. Abdülhamit'in, sürgünde Beyrut'a giden en büyük oğlu Şehzade Mehmet Selim'in soyundan geliyor: "Cumhuriyet kurulduğunda Şehzade Mehmet Selim, Beyrut'a sürgün edildi. Soyumuz orada devam etti. Babam Harun Osmanoğlu, Suriyeli olan annemle evlendi. 1963'te ben doğmuşum. İlkokulu Şam'da okudum. 1974'te İstanbul'a halamın yanına gezmeye geldik. Burayı çok sevdim ve dönmek istemedim. Babam karşı çıktı 'Türkçe bile bilmiyorsun, nasıl okula gideceksin?' dedi. Yine de kalmak istedim. Zamanla Türkçe'yi öğrendim. Özellikle ihtilal zamanında kimliğimizden dolayı saklandık, yakalansak tutuklanırdık. Bu yüzden üniversiteye gidemedim. İş hayatına atıldım, defalarca iflas ettim ama yine de tutundum. Turgut Özal vatandaşlık hakkımızı verince o zaman kendimi bu vatana ait hissettim. Zorluklar çektim ama artık her şey değişti. Zamanında sokakta yürümeye korkardım şimdi belgeselde rol alıyorum!"
Osmanlı’nın en kültürlü padişahı
Belgeselin yapım ve yönetimi deneyimli bir isim olan Kerime Senyücel'e ait. Kısa bir süre sonra TRT'de yayınlanacak belgesel, 30 dakikalık sekiz bölümden oluşuyor. Senyücel, neden diğer padişahlar değil de Fatih'in belgeselini çektiklerini şöyle anlatıyor: "Osmanlı tarihinin en önemli figürlerinden biri. Fatih, İstanbul'un fethiyle Doğu Roma İmparatorluğu'nun da varisi ve 500 yıl dünyanın tek gücü olan Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucu padişahı olmuş. Çünkü imparatorluk yazılı kanunnamesi, ekonomisi ve genel olarak devlet yönetimiyle aşiret düzeninden imparatorluğa geçmiş. Çok küçük yaşta dört-beş dil öğrenmiş. Dil, edebiyat, matematik, astronomi ve coğrafya özel ilgi alanları. Özellikle silah teknolojisine ilgisi hem İstanbul'un fethinde hem Otlukbeli Savaşı'nın kazanılmasında önemli bir role sahip. Bugün Topkapı Sarayı’nda 13 yaşında el yazısıyla notlar yazarak okuduğu Homeros'un İlyada'sının Grekçe nüshası onun sayesinde var."