2011-11-18 16:18
Tarih Haber / Abdülhamid in İsrail Kehaneti Gerçek Oldu
Abdülhamid in İsrail Kehaneti Gerçek Oldu
İkinci Abdülhamid gelecekte neler olabileceğini anladığı için Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için her şeyi yapmıştı.
İngiltere 19. yüzyılın ortalarına doğru başta Filistin olmak üzere Osmanlı topraklarındaki Yahudiler'i himayeyi ve onlar vasıtasıyla Osmanlı topraklarında faaliyet göstermeyi dış politikasının unsurlarından biri haline getirdi. İngiltere'nin ve Avrupa'nın zengin Yahudiler'i de İngiltere'nin desteğiyle Filistin'i vatan hâline getirmek için harekete geçtiler.
YAHUDİLER'E YASAK
Osmanlı Devleti'nin dış borçlar yüzünden 1875'te iflasını ilân etmesi, Yahudiler'e bir fırsat sundu. Osmanlı Devleti Filistin topraklarını Yahudiler'e satarak içinde bulunduğu darboğazdan kurtulabilirdi. Ancak böyle bir uygulamayı ne kadar zor duruma düşerse düşsün Osmanlı yönetiminin kabul etmesi mümkün değildi. İkinci Abdülhamid'in 17 Mayıs 1880 tarihli iradesiyle Yahudiler'in Filistin'e göçmen olarak yerleşmelerinin kapısı kapatıldı. Fakat benzer talepler İkinci Abdülhamid'in padişahlığı süresince hep karşısına çıkacak ve Filistin üzerinde yoğun bir mücadele yaşanacaktı. Prof. Dr. Vahdettin Engin, Yeditepe Yayınevi'nden çıkan "Pazarlık" isimli kitabında bu mücadeleyi belgelere dayanarak anlatır.
SİYONİZMİN DOĞUŞU
1881'de Rus Çarı İkinci Aleksandr'ın öldürülmesi üzerine Yahudi düşmanlığı iyice arttı. Yahudiler kitleler halinde Rusya'dan göç ettiler. Ayrıca Yahudiler "Sion Aşıkları" adlı bir dernek kurdular ve Siyonizm ortaya çıktı. Derneğin amacı Yahudiler'in Filistin ve Kudüs'e yerleşmelerini sağlamaktı.
Yahudi, göçlerinin bir kısmı da Osmanlı topraklarınaydı. Osmanlı yönetimi, 24 Haziran 1882'de Yahudiler'in Filistin haricinde gösterilecek yerlerde 100-150 haneyi geçmeyecek şekilde yerleşmeleri şartıyla ülkeye kabul edilebilecekleri kararını aldı. Fakat bu tedbir kesin bir çözüm olmadı. Yahudiler, çeşitli yollarla Filistin'e yerleşmeyi sürdürdüler. Özellikle mahalli yöneticiler ve bölge halkı büyük paralar karşılığında hükümetin yasağına rağmen Yahudiler'e toprak sattılar. İkinci Abdülhamid, bu gelişmeler üzerine bölgedeki boş devlet arazilerden bir kısmını şahsi mal varlığı olarak satın aldı.
1895'ten itibaren, Siyonizm'i devletlerarası bir politika haline getirmek isteyen Theodore Herzl sahneye çıktı. Herzl, ömrünü bir Yahudi devleti kurulması yolunda geçirdiği için İsrail'in manevî kurucusuydu. Herzl, Filistin'de özerk bir Yahudi devleti kurulması için 1896 ile 1902 yılları arasında beş defa İstanbul'a geldi ve 17 Mayıs 1901'de Abdülhamid'in huzuruna kabul edildi. Bütün tekliflerine rağmen bir netice alamadı.
İSRAİL KURULACAK
1908'de Meşrutiyet'ten sonra Filistin'e Yahudi göçü bir anda yoğunlaştı. İttihad ve Terakki iktidarı, 1914 Ocak'ında, Yahudiler'in Filistin'e yerleşimini önlemek için alınan tedbirleri, işe yaramadıkları gerekçesiyle yürürlükten kaldırdı.
İkinci Abdülhamid gelecekte neler olabileceğini anladığı için Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için her şeyi yapmıştı. Nitekim Sultan Abdülhamid Selanik sürgündeyken, Doktoru Atıf Hüseyin Bey'e 1911'de bu mesele ile ilgili olarak, "Para kuvveti her şeyi yapar. Yahudiler de bugün hükümet teşkil edecek değiller ya. Bu bir başlangıçtır. Gaye-i emeldir. Şimdiden işe başlayıp birçok sene hatta bin sene sonra maksatlarına muvaffak olabilirler ve zannederim ki olacaklardır da" demişti.
MANEVİ KURUCUNUN RESMİNİN ALTINDA İSRAİL'İ İLÂN ETTİLER
Birinci Dünya Savaşı yıllarında İngiltere'nin Siyonizm temsilcileriyle yapılan görüşmeler sonucu, 2 Kasım 1917'de Balfour Bildirisi yayınlandı. Bu bildiri ile Filistin'de bir Yahudi Devleti kurulması öngörüldü. Savaşın sonunda Filistin İngiltere'nin eline geçti. Yahudiler'in Filistin'e yerleşmeleri İngiltere tarafından teşvik edildi.
Milletler Cemiyeti 1922'de aldığı bir kararla Filistin'deki İngiliz mandasını kabul etti. İngiltere bölgede Arap Devleti'ni kurdurmadığı gibi Yahudi göçlerine açmak suretiyle Filistin'i Araplar'dan kopardı. Filistin Arapları bu tehlikeyi gördükleri için mücadeleye başladılar. Ancak İngiltere ve diğer Batılı devletlerin desteğiyle 1948'de İsrail kuruldu.
İsrail'in kuruluş bildirisi, 14 Mayıs 1948'de, ülkenin ilk devlet başkanı olan David Ben Gurion tarafından Theodore Herzl'in büyük boy bir fotoğrafının altında okundu.
İngiltere 19. yüzyılın ortalarına doğru başta Filistin olmak üzere Osmanlı topraklarındaki Yahudiler'i himayeyi ve onlar vasıtasıyla Osmanlı topraklarında faaliyet göstermeyi dış politikasının unsurlarından biri haline getirdi. İngiltere'nin ve Avrupa'nın zengin Yahudiler'i de İngiltere'nin desteğiyle Filistin'i vatan hâline getirmek için harekete geçtiler.
YAHUDİLER'E YASAK
Osmanlı Devleti'nin dış borçlar yüzünden 1875'te iflasını ilân etmesi, Yahudiler'e bir fırsat sundu. Osmanlı Devleti Filistin topraklarını Yahudiler'e satarak içinde bulunduğu darboğazdan kurtulabilirdi. Ancak böyle bir uygulamayı ne kadar zor duruma düşerse düşsün Osmanlı yönetiminin kabul etmesi mümkün değildi. İkinci Abdülhamid'in 17 Mayıs 1880 tarihli iradesiyle Yahudiler'in Filistin'e göçmen olarak yerleşmelerinin kapısı kapatıldı. Fakat benzer talepler İkinci Abdülhamid'in padişahlığı süresince hep karşısına çıkacak ve Filistin üzerinde yoğun bir mücadele yaşanacaktı. Prof. Dr. Vahdettin Engin, Yeditepe Yayınevi'nden çıkan "Pazarlık" isimli kitabında bu mücadeleyi belgelere dayanarak anlatır.
SİYONİZMİN DOĞUŞU
1881'de Rus Çarı İkinci Aleksandr'ın öldürülmesi üzerine Yahudi düşmanlığı iyice arttı. Yahudiler kitleler halinde Rusya'dan göç ettiler. Ayrıca Yahudiler "Sion Aşıkları" adlı bir dernek kurdular ve Siyonizm ortaya çıktı. Derneğin amacı Yahudiler'in Filistin ve Kudüs'e yerleşmelerini sağlamaktı.
Yahudi, göçlerinin bir kısmı da Osmanlı topraklarınaydı. Osmanlı yönetimi, 24 Haziran 1882'de Yahudiler'in Filistin haricinde gösterilecek yerlerde 100-150 haneyi geçmeyecek şekilde yerleşmeleri şartıyla ülkeye kabul edilebilecekleri kararını aldı. Fakat bu tedbir kesin bir çözüm olmadı. Yahudiler, çeşitli yollarla Filistin'e yerleşmeyi sürdürdüler. Özellikle mahalli yöneticiler ve bölge halkı büyük paralar karşılığında hükümetin yasağına rağmen Yahudiler'e toprak sattılar. İkinci Abdülhamid, bu gelişmeler üzerine bölgedeki boş devlet arazilerden bir kısmını şahsi mal varlığı olarak satın aldı.
1895'ten itibaren, Siyonizm'i devletlerarası bir politika haline getirmek isteyen Theodore Herzl sahneye çıktı. Herzl, ömrünü bir Yahudi devleti kurulması yolunda geçirdiği için İsrail'in manevî kurucusuydu. Herzl, Filistin'de özerk bir Yahudi devleti kurulması için 1896 ile 1902 yılları arasında beş defa İstanbul'a geldi ve 17 Mayıs 1901'de Abdülhamid'in huzuruna kabul edildi. Bütün tekliflerine rağmen bir netice alamadı.
İSRAİL KURULACAK
1908'de Meşrutiyet'ten sonra Filistin'e Yahudi göçü bir anda yoğunlaştı. İttihad ve Terakki iktidarı, 1914 Ocak'ında, Yahudiler'in Filistin'e yerleşimini önlemek için alınan tedbirleri, işe yaramadıkları gerekçesiyle yürürlükten kaldırdı.
İkinci Abdülhamid gelecekte neler olabileceğini anladığı için Filistin'e Yahudi göçünü engellemek için her şeyi yapmıştı. Nitekim Sultan Abdülhamid Selanik sürgündeyken, Doktoru Atıf Hüseyin Bey'e 1911'de bu mesele ile ilgili olarak, "Para kuvveti her şeyi yapar. Yahudiler de bugün hükümet teşkil edecek değiller ya. Bu bir başlangıçtır. Gaye-i emeldir. Şimdiden işe başlayıp birçok sene hatta bin sene sonra maksatlarına muvaffak olabilirler ve zannederim ki olacaklardır da" demişti.
MANEVİ KURUCUNUN RESMİNİN ALTINDA İSRAİL'İ İLÂN ETTİLER
Birinci Dünya Savaşı yıllarında İngiltere'nin Siyonizm temsilcileriyle yapılan görüşmeler sonucu, 2 Kasım 1917'de Balfour Bildirisi yayınlandı. Bu bildiri ile Filistin'de bir Yahudi Devleti kurulması öngörüldü. Savaşın sonunda Filistin İngiltere'nin eline geçti. Yahudiler'in Filistin'e yerleşmeleri İngiltere tarafından teşvik edildi.
Milletler Cemiyeti 1922'de aldığı bir kararla Filistin'deki İngiliz mandasını kabul etti. İngiltere bölgede Arap Devleti'ni kurdurmadığı gibi Yahudi göçlerine açmak suretiyle Filistin'i Araplar'dan kopardı. Filistin Arapları bu tehlikeyi gördükleri için mücadeleye başladılar. Ancak İngiltere ve diğer Batılı devletlerin desteğiyle 1948'de İsrail kuruldu.
İsrail'in kuruluş bildirisi, 14 Mayıs 1948'de, ülkenin ilk devlet başkanı olan David Ben Gurion tarafından Theodore Herzl'in büyük boy bir fotoğrafının altında okundu.