2011-12-14 22:18
Tarih Haber / Atatürk başörtüsü için ne dedi?
Atatürk başörtüsü için ne dedi?
Atatürk, "Dinin tavsiye ettiği örtünme hem hayata, hem fazilete uygundur" diyor.
TÜRK KADINI
Kitaba göre, batılı ülkelerin "Türk kadını her şeyden mahrum bırakıldı" suçlaması karşısında Atatürk şunları söylüyor: "Gerçekten memleketimizin bazı yerlerinde, en çok şehirlerimizde, giyiniş tarzımız, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirdeki kadınlarımızın giyinişlerinde iki şekil ortaya çıkıyor: Ya çok kapalı, ya da çok açık. Bunun her ikisi de şeriatin tavsiyesi, dinin dışındadır. Bizim dinimiz kadını her iki aşırılıktan da hariç tutmuştur. Şeriate uygun örtünme, kadınlar için güçlük vermeyecek, kadınların toplum hayatında, iktisadi hayatta, gündelik hayatta erkeklerle işbirliği etmesine engel olmayacak şekilde bulunacaktır. Bu basit şekil toplum hayatımızın ahlak ve usullerine de aykırı değildir."
Özdemir Çallı, araştırmaları sırasında Atatürk'ün İslam'a ve baş örtüsüne son derece olumlu baktığını gördüğünü söyledi. Bu konuşmanın daha önce yayınlanmadığını anlatan Çallı, "Atatürk'ün annesi de başörtülüydü. Atatürk, Hıristiyanlık'ta ve Yahudilik'te olduğu gibi İslam dininde de ibadetler olduğunu ve bunlara uyulmasının normal olduğunu düşünüyordu" diye konuştu.
KANADOĞLU: DİNCİ DİKTAYA DOĞRU GİDİŞ
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye'de türban sorunu yaşanmadığını, sorunun dinin siyasete alet edilmesi olduğunu, en büyük sorunun ise 'kişi diktasına doğru gidilmesi olduğunu' söyledi. Kanadoğlu, 'Bu gidiş dinci dikta rejimine gidiştir' derken, siyasi partilerin Anayasa hükümlerine uyması gerektiğini, aksine davrananların kapatılacağını, demokrasinin kendini savunma güvenceleri olduğunu belirtti.
TÜRK KADINI
Kitaba göre, batılı ülkelerin "Türk kadını her şeyden mahrum bırakıldı" suçlaması karşısında Atatürk şunları söylüyor: "Gerçekten memleketimizin bazı yerlerinde, en çok şehirlerimizde, giyiniş tarzımız, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirdeki kadınlarımızın giyinişlerinde iki şekil ortaya çıkıyor: Ya çok kapalı, ya da çok açık. Bunun her ikisi de şeriatin tavsiyesi, dinin dışındadır. Bizim dinimiz kadını her iki aşırılıktan da hariç tutmuştur. Şeriate uygun örtünme, kadınlar için güçlük vermeyecek, kadınların toplum hayatında, iktisadi hayatta, gündelik hayatta erkeklerle işbirliği etmesine engel olmayacak şekilde bulunacaktır. Bu basit şekil toplum hayatımızın ahlak ve usullerine de aykırı değildir."
Özdemir Çallı, araştırmaları sırasında Atatürk'ün İslam'a ve baş örtüsüne son derece olumlu baktığını gördüğünü söyledi. Bu konuşmanın daha önce yayınlanmadığını anlatan Çallı, "Atatürk'ün annesi de başörtülüydü. Atatürk, Hıristiyanlık'ta ve Yahudilik'te olduğu gibi İslam dininde de ibadetler olduğunu ve bunlara uyulmasının normal olduğunu düşünüyordu" diye konuştu.
KANADOĞLU: DİNCİ DİKTAYA DOĞRU GİDİŞ
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye'de türban sorunu yaşanmadığını, sorunun dinin siyasete alet edilmesi olduğunu, en büyük sorunun ise 'kişi diktasına doğru gidilmesi olduğunu' söyledi. Kanadoğlu, 'Bu gidiş dinci dikta rejimine gidiştir' derken, siyasi partilerin Anayasa hükümlerine uyması gerektiğini, aksine davrananların kapatılacağını, demokrasinin kendini savunma güvenceleri olduğunu belirtti.