2011-12-02 23:28
Tarih Haber / Hrıstiyanlar ın Fatih Tasviri
Hrıstiyanlar ın Fatih Tasviri
İşte ben İstanbul’un alınışını anlatıyorum. Cereyan tarzını, nasıl görmüşlerse öyle kaleme alan yazarların eserlerinden çıkarıyorum. Çünkü görülen şeyler başka, işitilen şeyler başka türlü yazılır.
Bu hadiseler Midilli’nin piskoposu Khioslu Leonardo tarafındann doğru dürüst bir şekilde kaleme alınmıştır. O İstanbul’un alınışı esnasında esir düştü. Sonra fidye ödenerek kurtarıldı. Bu fethi tasvir eden bir diğer şahıs da Korfu’dan Filippo da Rimano’dur. İşte ben bizzat görenlerden aktarıyorum. (Zorzo Dolfin)
Büyük Türk
Ve ilk olarak Mehmed’in (Fatih) vasıflarından ve tabiatından bahsedeceğim. Jacomo Veneto’ya göre bu adam Hristiyan âlemi için büyük bir tehlike olacaktı. “Büyük Türk” denen hükümdar Mehmed, 24 yaşında bir gençtir. Vucudu yerinde, ortadan biraz uzun boylu, savaşçı, saygıdan ziyade korku telkin eden görünüşlü, az gülen, temkinli kararlarında sâbit ve atılgan biridir. Makedonyalı İskender kadar şan ve şerefe düşkündür.
İşte Böyle Bir Adamdır!
Her gün kendisine arkadaşı Chirriaco d’Ancona ve diğer bir İtalyan tarafından Roma tarihlerini ve daha başka tarihler okutur. İtalyanca bildiğinin delili kendi sarayıdır. Burada bu kitaplar öyle bir İtalyan lehçesi ile kaleme alınmışlardır ki, bu el yazmalarını ele geçiren âlimlerin büyük bir kısmı, Katalanca yazıldıklarına hükmetmişlerdir. Mehmed’in okuması için yazılmış Ciriaco’nun el yazması kitapları muhafaza edilmektedir.
Büyük bir merakla İtalya’nın yeri, papanın ve imparatorun yaşadığı merkezler hakkında, Avrupa’daki krallıklar hakkında bilgi edinir. En çok sevdiği şeyler arasında coğrafya ve harp sanatları vardır. İşte biz Hristiyanların karşısına çıkan böyle bir adamdır.
Adamları ile İstanbul’n zaptı için görüşürken büyük bir itina ile her türlü cepehane ve silahı hazırlattı. Paşalarına ve komutanlarına muhteşem bir ziyafet verdi. Oraya çok sayıda mücevher getirterek onları paylaştırdı. Çünkü Hükümdar, Hristiyanların bazı devlet adamlarına hediyeler göndererek onların zihinlerini çelmeye çalıştıklarını işitiyordu. Böyle bir rüşvet olayı olmasın diye bu kadar mücevheri dağıttı.
Sultan Mehmed'in İstanbul Fatih Semtindeki Kabri
Sultan Mehmed uyanık zekâlı bir adamdır. Yorgunluğa, soğuğa, sıcağa, susuzluğa ve açlığa dayanıklıdır. Hristiyanları mahvetmek için çalışır. Ser konuşur, kimseden korkmaz. Şehvet düşkünü bir insan değildir. Ramazan ayı geldiği vakit nefsine düşkünlük etmez.
Bir şehri zaptettiği zaman kendi kanunları ile yönetilmesine müsaade eder. En elverişli gençleri yetiştirir, silah kullanmaya alıştırır ve bunlara Yeniçeri der.
Vaktiyle Batılıların Doğuya geçtikleri gibi, kendisi de Doğudan Batıya geçecek; iddiasınca dünyada bir tek saltanat olmalıdır. Bir tek iman ve tek hükümdarlık…
Bu hadiseler Midilli’nin piskoposu Khioslu Leonardo tarafındann doğru dürüst bir şekilde kaleme alınmıştır. O İstanbul’un alınışı esnasında esir düştü. Sonra fidye ödenerek kurtarıldı. Bu fethi tasvir eden bir diğer şahıs da Korfu’dan Filippo da Rimano’dur. İşte ben bizzat görenlerden aktarıyorum. (Zorzo Dolfin)
Büyük Türk
Ve ilk olarak Mehmed’in (Fatih) vasıflarından ve tabiatından bahsedeceğim. Jacomo Veneto’ya göre bu adam Hristiyan âlemi için büyük bir tehlike olacaktı. “Büyük Türk” denen hükümdar Mehmed, 24 yaşında bir gençtir. Vucudu yerinde, ortadan biraz uzun boylu, savaşçı, saygıdan ziyade korku telkin eden görünüşlü, az gülen, temkinli kararlarında sâbit ve atılgan biridir. Makedonyalı İskender kadar şan ve şerefe düşkündür.
İşte Böyle Bir Adamdır!
Her gün kendisine arkadaşı Chirriaco d’Ancona ve diğer bir İtalyan tarafından Roma tarihlerini ve daha başka tarihler okutur. İtalyanca bildiğinin delili kendi sarayıdır. Burada bu kitaplar öyle bir İtalyan lehçesi ile kaleme alınmışlardır ki, bu el yazmalarını ele geçiren âlimlerin büyük bir kısmı, Katalanca yazıldıklarına hükmetmişlerdir. Mehmed’in okuması için yazılmış Ciriaco’nun el yazması kitapları muhafaza edilmektedir.
Büyük bir merakla İtalya’nın yeri, papanın ve imparatorun yaşadığı merkezler hakkında, Avrupa’daki krallıklar hakkında bilgi edinir. En çok sevdiği şeyler arasında coğrafya ve harp sanatları vardır. İşte biz Hristiyanların karşısına çıkan böyle bir adamdır.
Adamları ile İstanbul’n zaptı için görüşürken büyük bir itina ile her türlü cepehane ve silahı hazırlattı. Paşalarına ve komutanlarına muhteşem bir ziyafet verdi. Oraya çok sayıda mücevher getirterek onları paylaştırdı. Çünkü Hükümdar, Hristiyanların bazı devlet adamlarına hediyeler göndererek onların zihinlerini çelmeye çalıştıklarını işitiyordu. Böyle bir rüşvet olayı olmasın diye bu kadar mücevheri dağıttı.
Sultan Mehmed'in İstanbul Fatih Semtindeki Kabri
Sultan Mehmed uyanık zekâlı bir adamdır. Yorgunluğa, soğuğa, sıcağa, susuzluğa ve açlığa dayanıklıdır. Hristiyanları mahvetmek için çalışır. Ser konuşur, kimseden korkmaz. Şehvet düşkünü bir insan değildir. Ramazan ayı geldiği vakit nefsine düşkünlük etmez.
Bir şehri zaptettiği zaman kendi kanunları ile yönetilmesine müsaade eder. En elverişli gençleri yetiştirir, silah kullanmaya alıştırır ve bunlara Yeniçeri der.
Vaktiyle Batılıların Doğuya geçtikleri gibi, kendisi de Doğudan Batıya geçecek; iddiasınca dünyada bir tek saltanat olmalıdır. Bir tek iman ve tek hükümdarlık…