2012-01-04 12:07
Osmanlı Ansiklopedisi / Ansiklopedik Bilgi K Bölümü / Kadı
Kadı
Hâdiselere göre ortaya çıkan dâvaları hâllederek sonuçlandıran hâkim. Verilen hükme de kazâ denir.
İslâmiyet’te kaza işlerini ilk üzerine alan Peygamber efendimizdir. Muhammed aleyhisselâm, getirdiği İslâm dînini tebliğ vazîfesi yanında, bir devlet reisi sıfatıyla müslümanların idaresini de deruhte etti (üzerine aldı). İnsanlar arasında, Allahü teâlânın kendisine vahy ettiği esaslara göre hüküm verdi. Kur’ân-ı kerîmde açıkça bulunmayan hususlar için hukukî hükümler koydu.
Peygamber efendimizin vefâtından sonra kaza işlerini bizzat dört halîfe yürüttü. İslâm devleti büyüyüp işler artınca, halîfeler insanlar arasındaki ihtilâflarda hüküm verecek ehil kimseleri hâkim tâyin ettiler. Bu vekîllere kâdı adı verildi ve kânunların tatbiki işi kâdılara bırakıldı. Hazret-i Ömer, kâdıların dâvaları halletmekte uygulayacakları bir kânun vâz etti. Basra kâdısı Ebû Mûsâ el-Eş’arî ve diğer kâdılara gönderdiği metin İslâm mahkeme usûlünün esâsı oldu. Böylece sosyal ihtiyâçlara dâir, ailevî, idarî; siyâsî v.b. bütün hususlara cevap veren kaide ve kânunlar ortaya çıktı. Kur’ân-ı kerîm, hadîs-i şerifler, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ olmak üzere dört husus edille-i şer’iyye adıyla İslâm kânunlarının çıkarıldığı ana kaynaklar oldu.
İslâm devletlerinde dâvalara kâdılar baktılar. Emevî ve Abbasîler devrinde kâdıların, ilim, takva ve verâ sahibi, adaletli olmalarına dikkât edildi. Abbasîler devrinde kâdıların tâyin, terfi ve kontrollerini yapan kâdı’l-kudât (başkâdılık) teşkilâtı kuruldu. Selçuklu ve Türkiye Selçuklu Devleti’nde de hukukî dâvalara kâdılar baktı. Hükümler ekseriya Hanefî fıkhına göre verildi. Memlekette askeri sınıfa ve halka mahsus ayrı ayrı hüküm mercîleri (kâdılıklar) ortaya çıktı.
Osmanlı Devleti’nin kuruluşu sırasında en büyük kâdılık evvelâ İznik ve sonra Bursa kâdılığı olup, fethedilen yerlerde de ikinci ve üçüncü derecelerde kâdılıklar ihdas olunmuştu. Kâdılarla idare edilen mahallere kazâ adı verilmiş ve bu isim günümüze kadar gelmiştir. Kâdı, idâri ve hukukî bütün hükümleri tatbik edici demek olup, aynı zamanda hükümetin emirlerini de yerine getiren bir makamdı. Kâdılara hâkimü’ş-şer’i ve daha sonra kısaca hâkim denilmiştir.
Kâdılar, medrese tahsili ....
İslâmiyet’te kaza işlerini ilk üzerine alan Peygamber efendimizdir. Muhammed aleyhisselâm, getirdiği İslâm dînini tebliğ vazîfesi yanında, bir devlet reisi sıfatıyla müslümanların idaresini de deruhte etti (üzerine aldı). İnsanlar arasında, Allahü teâlânın kendisine vahy ettiği esaslara göre hüküm verdi. Kur’ân-ı kerîmde açıkça bulunmayan hususlar için hukukî hükümler koydu.
Peygamber efendimizin vefâtından sonra kaza işlerini bizzat dört halîfe yürüttü. İslâm devleti büyüyüp işler artınca, halîfeler insanlar arasındaki ihtilâflarda hüküm verecek ehil kimseleri hâkim tâyin ettiler. Bu vekîllere kâdı adı verildi ve kânunların tatbiki işi kâdılara bırakıldı. Hazret-i Ömer, kâdıların dâvaları halletmekte uygulayacakları bir kânun vâz etti. Basra kâdısı Ebû Mûsâ el-Eş’arî ve diğer kâdılara gönderdiği metin İslâm mahkeme usûlünün esâsı oldu. Böylece sosyal ihtiyâçlara dâir, ailevî, idarî; siyâsî v.b. bütün hususlara cevap veren kaide ve kânunlar ortaya çıktı. Kur’ân-ı kerîm, hadîs-i şerifler, icmâ-ı ümmet ve kıyâs-ı fukahâ olmak üzere dört husus edille-i şer’iyye adıyla İslâm kânunlarının çıkarıldığı ana kaynaklar oldu.
İslâm devletlerinde dâvalara kâdılar baktılar. Emevî ve Abbasîler devrinde kâdıların, ilim, takva ve verâ sahibi, adaletli olmalarına dikkât edildi. Abbasîler devrinde kâdıların tâyin, terfi ve kontrollerini yapan kâdı’l-kudât (başkâdılık) teşkilâtı kuruldu. Selçuklu ve Türkiye Selçuklu Devleti’nde de hukukî dâvalara kâdılar baktı. Hükümler ekseriya Hanefî fıkhına göre verildi. Memlekette askeri sınıfa ve halka mahsus ayrı ayrı hüküm mercîleri (kâdılıklar) ortaya çıktı.
Osmanlı Devleti’nin kuruluşu sırasında en büyük kâdılık evvelâ İznik ve sonra Bursa kâdılığı olup, fethedilen yerlerde de ikinci ve üçüncü derecelerde kâdılıklar ihdas olunmuştu. Kâdılarla idare edilen mahallere kazâ adı verilmiş ve bu isim günümüze kadar gelmiştir. Kâdı, idâri ve hukukî bütün hükümleri tatbik edici demek olup, aynı zamanda hükümetin emirlerini de yerine getiren bir makamdı. Kâdılara hâkimü’ş-şer’i ve daha sonra kısaca hâkim denilmiştir.
Kâdılar, medrese tahsili ....
Devamını görmek için lütfen giriş yapınız veya Üye Olunuz.