osmanlı Teması
RSS
Siteye Giriş Favoriler
  • Büyük Tutkular Yeteneğinide Kendisi Yaratır.(Fatih Sultan Mehmed Han)
  • Davamız Kuru Bir Cihangirlik Davası Değildir Davamız Bilakis İslam Davasıdır(Ertuğrul Gazi)
  • Osmanlılar Kainat Tarihinin Gördüğü En Büyük İmparatorluklardan Birini Kurdular.
  • Osmanlı Başarısının İki Sebebi: Devlet Teşkilatında Mükemmellik Ve Askeri Teknikteki Üstünlük İdi.
  • Osmanlı Başarısının Asıl Sebebi: Adalet Düzenindeki Üstünlük Ve İnsaniliktir.
  • Osmanlı Bu Gün: Dünyanın Geri Kalan Devletleri Toplam Gücü Üzerinde Bir Kudrete Sahiptir.
2012-01-28 21:57

Tarih Haber / Malta var!

Malta var!

Malta var!
Malta var!
Türkler için 15 yıl kadar önce önemli gezi rotalarından biri olan ama Schengen kapsamına girince bu cazibesini kaybeden Malta, yeniden Türk turistleri çağırıyor... Bu daveti kabul etmek için nedeniniz çok. St. John Şövalyeleri bugün çıkıp gelse kaldıkları yerden yaşamaya devam edecekler gibi korunmuş mimarisi, bakir doğasıyla 'Malta var' ve sizi bekliyor...
Başlıktaki gönderme; Arapça'da kullanılan 'Malta yok' deyimine... Arapça'ya geçmiş çok sayıda Türkçe söz ve deyim var ama bunu ilk defa duyduğumu itiraf etmeliyim. Türkiye'de hiç bilinmese de; göz önünde olup da bulunamayan şeyler için söyleniyormuş; aynen Türkçe telaffuzuyla... Bu sözün söylenmesine sebep olan hadisenin kaynağı muhtelif. Kimine göre,
16. yüzyıl, kimilerine göre 19. yüzyılda meydana gelmiş. Rivayetlerden birine göre, 1565 yılında Osmanlı Devleti, Malta Adası'na bir sefer düzenlemeye karar verir. Ancak donanma kaptanı Akdeniz'deki bu koskoca adayı bulamaz ve İstanbul'a bir mektup gönderir: 'Malta yok'... Muhteşem Kanuni'nin dönemi olduğuna ve donanmanın başında Piyale Paşa olduğuna göre, pek akla yakın gelmiyor bu hikaye. Bazı kaynaklarda ise 'Malta yok' sözü, ada bulunamadığından değil, bu kuşatmada ele geçirilemediğinden söylendi deniliyor... Bakın bu akla daha yakın! Malta, Osmanlı'nın en şaşaalı döneminde fethedilemeyen bir ada olmasıyla hayli övünüyor. Osmanlı donanmasına karşı direnişleri adanın tüm tarihi binalarında ya duvarlara ya tarihi tablolara nakşedilmiş.
Malta, Akdeniz'in ortasındaki coğrafi konumuyla Osmanlı'nın haklı ilgisine mazhar olurken, bu konumun getirdiği renkliliğe de fazlasıyla sahip. Orta Akdeniz'de; üç büyük iki küçük adadan oluşuyor. Sicilya'nın güneyinde öyle ki feribotla 90 dakika uzaklığında. Aynı derecede Fas'a da yakın. Malta, Gozo ve Comino; takımadanın büyükleri. Yerleşim, Malta ve Gozo'da; toplam nüfus
400 bin. Orta halli bir Anadolu şehri büyüklüğündeki bu ülkenin iklimi oldukça yumuşak. Yazları özellikle bakir plajları ve dalış meraklıları için bir cazibe noktası olacak harika görüş alanına sahip temiz suyuyla güneş-kum tatili isteyenler için iyi bir destinasyon. Aynı zamanda bir limanlar cenneti. Bu küçük ada devleti, dünyanın en önemli deniz taşımacılığı merkezi; aynı zamanda uygun fiyatlı marinaları nedeniyle de yatçıların gözdesi.

ARAP VE İTALYAN ETKİSİ
Coğrafi konumu nedeniyle hem Araplardan hem de İtalyanlardan etkilenmiş bir sosyal yapısı var. Dillerinin yüzde 60'ı Arapça kelimelerden oluşuyor. Maltaca'yı ilk duyduğunuzda benim gibi Arapça zannedebilirsiniz. Kalan yüzde 40'ı da İtalyanca'dan... Yemekleri de iki kültürden de izler taşıyor. Bir deniz ülkesi olması sebebiyle balık ve deniz ürünleri bol ve çeşitli. Bizde pek bulunmadığı için kılıç balığı denedim ama belki mevsimi olmadığı için biraz kuruydu. Tavşan eti başta olmak üzere güveçte yaptıkları et yemekleri çok başarılı. Avusturya usulü olarak bilinen, haşlanmış patatesin karamelize soğanla kavrulmasıyla yapılan garnitürü burada anasonlu servis ediyorlar. Ortadoğu etkisiyle bol bol kullandıkları baharatlar arasında anason özel bir yere sahip. Yemekten sonra hazım için sundukları anason likörü de denemeye değer yerel tatlardan. Likör yerine bizdeki mırrayı andıran koyu kahvelerinden de tadabilirsiniz. Yerel yemeklerinin önemli bir bölümünü hamur işleri oluşturuyor. Bu arada, 'gelirken Malta eriği getir' diyenlere tek bir yanıt verilebilir; burada böyle bir erik yok. Ama oradan yeme-içme meraklılarının getirmek isteyeceği çok güzel şeyler var. Güneşte kurutulmuş domatesi bizdeki gibi kupkuru değil, üzerine bolca deniz tuzu ekerek hazırlıyorlar; hafif sulu. Gozo peyniri de keçi sütünden yapılıyor ve kızartmak için uyun bir peynir; oldukça da lezzetli. Ceviz büyüklüğünde sert toplar olarak satılıyor; bunları doğrudan yumurta ve galeta ununa bulayıp kızartınca enfes bir lezzet ortaya çıkıyor.

FİLM PLATOSU GİBİ ÜLKE
Malta kesme sarı taşlardan binalarıyla bir film platosunu andırıyor. Hatta St John Şövalyeleri bugün kalkıp gelse, hiç zorluk çekmeden bıraktıkları yerden yaşamlarına devam edebilirler. Tarihi binalarda AB'ye girmelerinden sonra oradan sağladıkları fonlarla büyük ve hummalı bir restorasyona girişmişler. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz sömürgesi oldukları için ağır bombardıman altında kalan ülke, sonrasında uzun süre yeniden imar edilememiş. Şimdilerde yapılan yeni binalar da eski ve tarihi dokuya uygun yapıldığı için bir film platosu gibi kentler. Malta'nın başkenti Valetta adını Osmanlı'nın uzun ve kanlı kuşatmasını başarıyla savuşturan ve tarihi zaferi kazanan kumandan Jean Parisot De La Valetta'dan alıyor. Mimaride Akdeniz etkileri hakim. Bütün evler cumbalı. Ahşap cumbalar rengarenk boyalı. Fotoğraf meraklıları için sokaklar bulunmaz bir nimet. Her kentte, her kasabada dev katedraller, muhteşem süslü dini yapılar var. Hıristiyanlığı koruma misyonuyla varlıklarını sürdüren şövalyeler, dışarıdan bakınca oldukça sade ama büyük binalar yapıp, içlerini de paha biçilmez, oymalar, altın bezemelerle döşemiş. Özellikle Valetta'daki St. John's co-Cathedral'i nefes kesici güzellikte. Baraka Bahçeleri de başkentin görülmesi gereken noktalarından biri. Bahçeler o kadar görkemli olmasa da yüksekten limana bakan bu alan tarihi dokusu ve hakim olduğu manzarayla büyüleyici. Sessiz Şehir olarak bilinen Mdina, sıfatını hak edecek kadar sessiz ve sakin bir kasaba. Mdina'daki Trattoria A.D. 1530 isimli restoran, gerçekten ortaçağda yapılmış bir binada hizmet veriyor. Burası aynı zamanda 9 odalı bir butik otel; biraz paraya kıyıp o tarihi atmosferi daha yakından hissetmek isteyenlere öneririm. Malta'nın ikinci büyük adası Gozo da mutlaka gezilmesi gereken bir bölge. Oldukça küçük ama buna rağmen Maltalılarla birbirlerini anlamayacak kadar ciddi lehçe farkları var. Buradaki Azure Window kemeri başka bir dünyaya aitmiş gibi duruyor. Games Of Thrones'un bazı sahneleri burada çekilmiş, anlayacağınız böyle düşünen tek ben değilim... Gozo'daki The Gran Castello da şehre yukarıdan bakmak için ideal bir ziyaret noktası.
Malta'da yapılması gereken en önemli şeylerden biri de liman turu. Geleneksel renkli tekneleriyle limanda yapılacak bir tur, adayı daha iyi tanımanızı sağlarken nefis bir görsel şölen olarak zihninize kazınacaktır.

NASIL GİDİLİR?
Malta'ya pazartesi ve perşembe günleri Air Malta'nın seferleri var. Türk Havayolları da bu ülkeye code share olarak bilet satıyor yani THY'den bilet alsanız da Air Malta ile uçuyorsunuz. Prontotour'un 449 eurodan başlayan fiyatlarla dört günlük Malta turları var. Bunlar hem kültür turu olarak doyurucu hem de nisan-ekim döneminde giderseniz deniz-güneş tatili olarak organize edilebiliyor. Daha uzun kalmak isteyenler için farklı paketler de sunuyorlar.

Geri
Benzer Konular
Henüz yorum yapılmamıştır.

Oylar:
Average members rating (out of 10) : Henüz Oylanmamış   
Votes: 0