2011-12-14 22:20
Tarih Haber / Mustafa Kemal Atatürk Bektaşi miydi?
Mustafa Kemal Atatürk Bektaşi miydi?
AKP'nin politikaları 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın, 1924'te ise Halifeliğin kaldırılmasıyla derineşen Alevi/Bektaşi-Sünni küskünlüğünü bitirebilecek mi?
Tarikatlar, Milli Mücadele'nin meşrulaştırılması, halkın ve maddi kaynakların seferber edilmesi, Ankara ve İstanbul hükümetleri arasında aracılık yapmak gibi pek çok görev üstlendiler. Tekkeler, zaviyeler, camiler Milli Mücadele çağrılarının halka ulaştırıldığı yerler oldu.
MUSTAFA KEMAL HACIBEKTAŞ'TA NE KONUŞTU?
Bektaşiler arasında, Mustafa Kemal'in 22-23 Aralık 1919'da Hacıbektaş'a yaptığı ziyaret sırasında Bektaşiliğe girdiğini ileri sürenler, kendisini 'Hazreti Ali/Hacı Bektaş Veli' sayanlar, hatta 'mehdi' görenler vardır. Bir diğer iddiaya göre ise bu ziyaret sırasında Mustafa Kemal, kendisine cumhuriyet hakkında ne düşündüğünü soran Cemaleddin Çelebi'nin kulağına Milli Mücadele'nin başarıya ulaşmasından sonra Saltanat ve Hilafetin kaldırılacağını fısıldamış, Bektaşler de bunun üzerine Mustafa Kemal'e destek sözü ile birlikte 1.800 altın vermişlerdir. Bektaşilerin öğünerek, Sünniler ise eleştirerek tekrarladığı bu hikaye doğrumudur?
Hikâyeyi bir de tanıklardan dinleyelim: Mazhar Müfit'in (Kansu) anlattığıma göre heyeti yolda karşılayan Bektaşiliğin Babağân kolunun 'dedebabası' Salih Niyazi Baba, Mazhar Müfit ve Rauf (Orbay) beylerin bulunduğu arabaya binmiş, heyet yol boyunca masonluktan söz etmişlerdi.. Hacıbektaş'a varıldığında Salih Niyazi Baba dergâhına çekilmiş, misafirlerse tarikatın Çelebiyan kolunun lideri Cemaleddin Çelebi'nin sade döşenmiş odasına alınmıştı. Guruptaki Enver Behnan'a (Şapolyo) bakılırsa, Mustafa Kemal burada 'Bektaşilerin havasına uyup', 'kendisini Çelebiye adamış güzel kızların sunduğu'içkileri içmişti.
Cemaleddin Çelebi bir anlatıya göre hasta olduğu için içki içmemiş, bir anlatıya göre ise Mustafa Kemal'e eşlik etmek için bir kadeh içmişti! Konuşma sırasında Cemaleddin Çelebi, Milli Mücadele'yi destekleyeceğini ama Cumhuriyet'ten yana olduğunu söylemiş, Mustafa Kemal ise henüz zamanı olmadığı gerekçesi ile Cumhuriyet meselesini konuşmak istememişti.
Ertesi gün Salih Niyazi Baba ile Cemaleddin Çelebi arasında anlaşmazlık çıkmış, Mustafa Kemal ve arkadaşları oradan ayrılmak zorunda kalmışlardı. Her iki yazıda da Bektaşilerin 1.800 altın verdiğinden bahsetmediği gibi, Mazhar Müfit'e göre, asıl Mustafa Kemal ileri gelen Bektaşi babalarına 50'şer lira vermişti.
Göründüğü gibi gerçekler herkese göre farklıdır. Mustafa Kemal'in Cumhuriyet kurma fikrinin Milli Mücadele'nin başından beri olduğu bilinmekle birlikte, bu kadar erken bir aşamada, Cumhuriyet lafını telaffuz etmesi, hele de bir tarikat liderine bu konuda söz vermesi mantıklı görünmüyor. Çünkü Mustafa Kemal için o dönemlerde sadece Alevilerin ve Bektaşilerin değil Sünni tarikatların desteğini sağlamak da çok önemliydi.Nitekim tüm Milli Mücadele boyunca Sünni kesim 'Saltanatı ve Halifeliği' düşmandan kurtarma' şiarı ile ikna edilecekti.
Para meselesine gelince, 1.800 altın gibi büyük bir paranın kayıtlarda olmaması, Milli Mücadele'den sonra bütün tarikatlar Kemalist harekete verdikleri paraları geri istedikleri halde, Bektaşilerin böyle bir talepte bulunmamaları şüphe uyandırıyor. Olayı Bektaşilerin 'alicenaplığı' diye açıklayanlara hatırlatmak gerekir ki, tarikat 1923'de Ankara'ya başvurarak, Osmanlı devletinden alamadıkları birikmiş alacakları karşılığında b,r misafirhane inşa edilmesini istemiş, devlet de bunu yerine getirmişti. Bunları düşününce bu iddiaların bir çeşit Bektaşi efsanesi olduğu anlaşılıyor.
Tarikatlar, Milli Mücadele'nin meşrulaştırılması, halkın ve maddi kaynakların seferber edilmesi, Ankara ve İstanbul hükümetleri arasında aracılık yapmak gibi pek çok görev üstlendiler. Tekkeler, zaviyeler, camiler Milli Mücadele çağrılarının halka ulaştırıldığı yerler oldu.
MUSTAFA KEMAL HACIBEKTAŞ'TA NE KONUŞTU?
Bektaşiler arasında, Mustafa Kemal'in 22-23 Aralık 1919'da Hacıbektaş'a yaptığı ziyaret sırasında Bektaşiliğe girdiğini ileri sürenler, kendisini 'Hazreti Ali/Hacı Bektaş Veli' sayanlar, hatta 'mehdi' görenler vardır. Bir diğer iddiaya göre ise bu ziyaret sırasında Mustafa Kemal, kendisine cumhuriyet hakkında ne düşündüğünü soran Cemaleddin Çelebi'nin kulağına Milli Mücadele'nin başarıya ulaşmasından sonra Saltanat ve Hilafetin kaldırılacağını fısıldamış, Bektaşler de bunun üzerine Mustafa Kemal'e destek sözü ile birlikte 1.800 altın vermişlerdir. Bektaşilerin öğünerek, Sünniler ise eleştirerek tekrarladığı bu hikaye doğrumudur?
Hikâyeyi bir de tanıklardan dinleyelim: Mazhar Müfit'in (Kansu) anlattığıma göre heyeti yolda karşılayan Bektaşiliğin Babağân kolunun 'dedebabası' Salih Niyazi Baba, Mazhar Müfit ve Rauf (Orbay) beylerin bulunduğu arabaya binmiş, heyet yol boyunca masonluktan söz etmişlerdi.. Hacıbektaş'a varıldığında Salih Niyazi Baba dergâhına çekilmiş, misafirlerse tarikatın Çelebiyan kolunun lideri Cemaleddin Çelebi'nin sade döşenmiş odasına alınmıştı. Guruptaki Enver Behnan'a (Şapolyo) bakılırsa, Mustafa Kemal burada 'Bektaşilerin havasına uyup', 'kendisini Çelebiye adamış güzel kızların sunduğu'içkileri içmişti.
Cemaleddin Çelebi bir anlatıya göre hasta olduğu için içki içmemiş, bir anlatıya göre ise Mustafa Kemal'e eşlik etmek için bir kadeh içmişti! Konuşma sırasında Cemaleddin Çelebi, Milli Mücadele'yi destekleyeceğini ama Cumhuriyet'ten yana olduğunu söylemiş, Mustafa Kemal ise henüz zamanı olmadığı gerekçesi ile Cumhuriyet meselesini konuşmak istememişti.
Ertesi gün Salih Niyazi Baba ile Cemaleddin Çelebi arasında anlaşmazlık çıkmış, Mustafa Kemal ve arkadaşları oradan ayrılmak zorunda kalmışlardı. Her iki yazıda da Bektaşilerin 1.800 altın verdiğinden bahsetmediği gibi, Mazhar Müfit'e göre, asıl Mustafa Kemal ileri gelen Bektaşi babalarına 50'şer lira vermişti.
Göründüğü gibi gerçekler herkese göre farklıdır. Mustafa Kemal'in Cumhuriyet kurma fikrinin Milli Mücadele'nin başından beri olduğu bilinmekle birlikte, bu kadar erken bir aşamada, Cumhuriyet lafını telaffuz etmesi, hele de bir tarikat liderine bu konuda söz vermesi mantıklı görünmüyor. Çünkü Mustafa Kemal için o dönemlerde sadece Alevilerin ve Bektaşilerin değil Sünni tarikatların desteğini sağlamak da çok önemliydi.Nitekim tüm Milli Mücadele boyunca Sünni kesim 'Saltanatı ve Halifeliği' düşmandan kurtarma' şiarı ile ikna edilecekti.
Para meselesine gelince, 1.800 altın gibi büyük bir paranın kayıtlarda olmaması, Milli Mücadele'den sonra bütün tarikatlar Kemalist harekete verdikleri paraları geri istedikleri halde, Bektaşilerin böyle bir talepte bulunmamaları şüphe uyandırıyor. Olayı Bektaşilerin 'alicenaplığı' diye açıklayanlara hatırlatmak gerekir ki, tarikat 1923'de Ankara'ya başvurarak, Osmanlı devletinden alamadıkları birikmiş alacakları karşılığında b,r misafirhane inşa edilmesini istemiş, devlet de bunu yerine getirmişti. Bunları düşününce bu iddiaların bir çeşit Bektaşi efsanesi olduğu anlaşılıyor.