2011-12-14 22:22
Tarih Haber / Son padişah Vahdettin neden hain olsun?
Son padişah Vahdettin neden hain olsun?
Son padişah Vahdettin neden hain olsun? Atatürk'ün kahraman sayılması için birilerinin ihanet içinde olması gerekmez ki! Ama maalesef, ders kitaplarında çocuklara hâlâ "Vahdettin'in ihaneti" anlatılıyor. Sanki, "elinin hamuruyla" siyasete karışan ve ülkeyi Birinci Dünya Savaşı'na sokan, sonunda da büyük bir bozguna uğrayıp, Osmanlı'nın yüzyıllar boyunca hüküm sürdüğü topraklardan ayrılmasına yol açan oydu.
Vahdettin, Birinci Dünya Savaşı'nın bitmesine çok az kala, Temmuz 1918'de tahta geçti. İttihat ve Terakki mensuplarını sevmemesine rağmen, hiç sorun çıkarmadan Talat Paşa'yı kabinenin teşkiline memur etti. Onlara "Sizi takviyeden başka bir fikir ve emelim yok. Benden emin ve müsterih olarak vazifenizi yapınız" dedi. Anayasa ve meşruiyet fikirlerine sadık olduğunu ifade etti. İzmir'in işgalinden sonra Mustafa Kemal'i "Muvaffak ol" temennisiyle, 9. Ordu müfettişi olarak çok geniş yetkilerle Anadolu'ya gönderen de Vahdettin'dir. Görünüşte Samsun mıntıkasındaki anarşi olaylarının bastırılması söz konusuydu ama, esas gaye, Mustafa Kemal'in Anadolu'da teşkilâtlanmasını sağlamaktı. Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey vasıtasıyla, Mustafa Kemal'e, 25 bin altın verilmiştir. Bir iddiaya göre, bu kadar büyük bir rakam, örtülü ödenek kayıtlarında görünmesin diye Vahdettin, Çengelköy'deki değerli atlarını satmış ve parayı Mustafa Kemal'e İngilizlerden gizli olarak teslim etmiştir. Saltanatın kaldırılmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde şahsına yönelik sözlü saldırılardan, eski Dahiliye vekili ve Peyam-ı Sabah gazetesi başyazarı Ali Kemal'in linç edilmesinden sonra, Mustafa Kemal'le görüşmek için son bir teşebbüste bulunmuş, talebine cevap alamayınca, 1922'de 16 Kasım'ı 17 Kasım'a bağlayan gece İngilizlere sığınarak ülkesini terk etmiştir.
Vahdettin, bir kahraman olmayabilir. "İngilizlere karşı yeterli direnci göstermedi" de denilebilir. Ama, o bir hain değildir.
Keşan'daki bir okulda, öğrencinin biri, Vahdettin'den adını vermeden "hain" diye söz edince, Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerince soruşturma açıldı.
Vahdettin, Birinci Dünya Savaşı'nın bitmesine çok az kala, Temmuz 1918'de tahta geçti. İttihat ve Terakki mensuplarını sevmemesine rağmen, hiç sorun çıkarmadan Talat Paşa'yı kabinenin teşkiline memur etti. Onlara "Sizi takviyeden başka bir fikir ve emelim yok. Benden emin ve müsterih olarak vazifenizi yapınız" dedi. Anayasa ve meşruiyet fikirlerine sadık olduğunu ifade etti. İzmir'in işgalinden sonra Mustafa Kemal'i "Muvaffak ol" temennisiyle, 9. Ordu müfettişi olarak çok geniş yetkilerle Anadolu'ya gönderen de Vahdettin'dir. Görünüşte Samsun mıntıkasındaki anarşi olaylarının bastırılması söz konusuydu ama, esas gaye, Mustafa Kemal'in Anadolu'da teşkilâtlanmasını sağlamaktı. Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey vasıtasıyla, Mustafa Kemal'e, 25 bin altın verilmiştir. Bir iddiaya göre, bu kadar büyük bir rakam, örtülü ödenek kayıtlarında görünmesin diye Vahdettin, Çengelköy'deki değerli atlarını satmış ve parayı Mustafa Kemal'e İngilizlerden gizli olarak teslim etmiştir. Saltanatın kaldırılmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde şahsına yönelik sözlü saldırılardan, eski Dahiliye vekili ve Peyam-ı Sabah gazetesi başyazarı Ali Kemal'in linç edilmesinden sonra, Mustafa Kemal'le görüşmek için son bir teşebbüste bulunmuş, talebine cevap alamayınca, 1922'de 16 Kasım'ı 17 Kasım'a bağlayan gece İngilizlere sığınarak ülkesini terk etmiştir.
Vahdettin, bir kahraman olmayabilir. "İngilizlere karşı yeterli direnci göstermedi" de denilebilir. Ama, o bir hain değildir.
Keşan'daki bir okulda, öğrencinin biri, Vahdettin'den adını vermeden "hain" diye söz edince, Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerince soruşturma açıldı.