2011-12-07 23:25
Tarih Haber / Endülüse Yardım
Endülüse Yardım
15. ve 16. yy larda İslam dünyası çok önemli iki gelişime sahne olmuştu.Bunlardan biri Osmanlı’nın yükselişi ,diğeri Endülüs’ün düşüşüdür.
Osmanlı nın kurulduğu yıllarda İspanya da Müslümanların siyasi hakimiyetleri giderek daralmaktaydı.Nasriler olarakta bilinen Beni Ahmer Devleti İspanya da birkaç şehir ve kaleye sığınmış vaziyette idi.1492 de Hıristyanların Rekonkista adını verdikleri ,İspanya yı Müslümanlardan temizleme harekatı Gırnata’nın düşüşü ile son bulmuştu.Böylece İspanya da 8 asır süren İslam hakimiyeti de tarihe karışmış oluyordu.
Ancak İspanya da ki Müslüman varlığı henüz sona ermemişti.Endülüs işgal edilirken Hıristyanlar yüzyıllarca Müslümanların kendi varlıklarına zımmi hukuku çerçevesinde duydukları saygıyı ,sözde Müslümanlara vereceklerini taahhüt etmişlerdi.Böylece buna güvenen çoğu Müslüman bölgeden ayrılmayı düşünmeden bu söze güvenerek yerinde kalmayı tercih etti.Ancak Hıristiyanların sözlerine bağlı kalmaları 10 yıl bile sürmedi.Kısa süre sonra Gırnata Anlaşmasını rafa kaldırarak ,Müslümanlara hucuma başladılar.Öncelikli amaç Müslümanları Hıristiyanlaştırmak ve tehlike olmaktan çıkarmaktı..1500 den 1524 e kadar Müslümanların vaftiz olmalarını sağlamak için üst üste fermanlar çıkarıldı.Vaftiz olmayı reddedenler ülkeden kovuldu,malları gaspedildi.Bu sayede şeklen de olsa ülkede kalan Müslümanlar Hıristiyanlaştırıldı.Bunlara Morisko’lar denir.
Ardından morisko’lar takibata alındı.Engizisyon mahkemeleri devreye sokularak Müslümanlar üzerindeki baskı ve işkenceler daha da arttırıldı.Bu durum 1568 de Gırnata merkezli büyük bir isyanın çıkmasına neden oldu.Ayaklanma şiddetle bastırıldı.İsyancı moriskolar ve İslam’a bağlılığından şüphelenilenler diri diri yakıldı,kazıklara çakıldılar.
1609-1614 arasında yarım milyon morisko ülke dışına sürgün edildi.
Kısaca özetlediğimiz İspanya İslam tarihinde Osmanlı nın hiç etkisi olmamış mıdır yada ne ölçüde olmuştur buna bakalım.
Genel görüşe göre, Osmanlı Endülüslerin yardım çağrılarına cevap vermeyip,onları kaderine terk etmiştir.Ancak bu görüş ,Osmanlı arşiv belgelerinden Osmanlı nın meseleyi yakından takip ettiğinin ve elinden geleni yaptığının tespiti ile geçerliliğini yavaş yavaş yitirmektedir.
Katip Çelebi’nin ‘’Takvimu’t Tevarih isimli eserine göre İspanya ile ilk ilişkiler 2.Bayezid döneminde bir elçinin büyük ihtimalle 1487 senesinde İstanbul’a gelerek yardım istemesi ile başlamıştır.İspanyol Müslümanları, 1480 lerde İspanya da Aragon kralı Ferdinand ile Kastilya kraliçesi İsabella’nın evlenerek Müslüman varlığını bitirmek üzere harekete geçmelerinden artık sonlarının yaklaştığını anlamışlardı.Bu nedenle bir elçi ‘’Kaside-i ğarra ‘’ isimli son derece acıklı bir şiir(ağıt) ile İstanbul’a geldi.Kaside İspanya Müslümanlarının eçktikleri acıları anlatıyordu.Diğer bir elçide yardım talebi için Memluklere gönderilmişti.
Ancak bu esnada Uzunçarşılı’nında belirtiği gibi Osmanlı donanması İspanya ya doğrudan bir müdahale için yetersizdi.Ayrıca Memluklerle çatışmalar yaşandığı gibi Cem Sultan olayıda Osmanlı nın elini kolunu bağlıyordu.Bu nedenle diplomasi yolu seçildi ve direk olarak Kastilya kraliçesine mektup yazılarak Müslümanlara yapılan zulme son verilmesi istendi.Fakat bu pek itibara alınmadı.Bazı Osmanlı korsanlarına İspanya ya ait yerleri vurma emri verilmekle yetinildi.
Daha sonra Beni Ahmer devleti yıkılıp Müslümanlar üzerindeki baskı ve durum daha da artıp,isyanlar çok kanlı şekilde bastırılıp ,sürgün ve işkenceler yoğunlaşınca 1501-02 de bir elçi heyeti daha İstanbul’a geldi.Heyet yine bir kaside ile dayanılmaz işkenceleri anlatınca bu defa 2.Bayezid yine bir mektup yazarak İspanyolları uyardı.Fakat bu defa bununla yetinilmeyerek Kemal Reis 1505 yılında bir bir donanmayla Akdeniz’e gönderilmiştir.Bu sefer esnasında bir çok İspanyol adası vurulmuş ve çok sayıda morisko Kuzey Afrika ve İstanbul’a taşınmıştır.Karadan bölgeye müdahale ise imkansızdır.
Bundan sonra Barbaros Hayrettin Paşa hem Osmanlı hizmetine girmeden önce hemde sonra moriskolara yardıma devam etmiştir.Osmanlı hizmetine girmezden önceYavuz dan istediği yardım talebine Yavuz tarafından 2000 yeniçeri ve topçular gönderilerek cevap verilmiştir.1533 de Barbaros, Osmanlı hizmetine girmiş ve ilk yaptığı işlerden birisi moriskolara yardım olmuştur.
Fakat Barbaros’un Osmanlı kaptanı Deryası olarak Cezayir den ayrılması Moriskolar tarafından pek olumlu karşılanmamıştır.Kanuni ye tekrar başvurulmuş ve Kanuni den Barbaros’un tekrar Cezayir’e iadesi talep edilmiş ,hamisiz kaldıkları vurg***
mıştır.Ayrıca Kuzey Afrika da mağriplerinde kendilerine yardım etmedikleri sultana şikayet edilmiştir.
Barbaros ile ise Osmanlı deniz gücü en yüksek seviyeye ulaşmıştır.Kanuni Fransa ile bir ittifaka girişerek moriskolara yardım etmeyi düşünmüştür.Hatta bu amaçla 1543 de Barbaros Fransa ya gönderilmiştir.Ancak Fransa nın İspanya ile anlaşması da bu planı suya düşürmüştür.
Bu dönemde Trablusgarb ve Tunus’un Osmanlı himayesinde olmaması ve bölgede ki yerel beylerin çıkarları için İspanyollarla işbirliği yapmaları işleri daha da zorlaştırmıştır.Ayrıca Osmanlı devletinin bu dönemde denizlerde çok önemli mücadeleleri de vardı.Kıbrıs Osmanlı nın elinde değildi.Kızıldenizde,Basra Körfezinde ve Hint bölgesi Müslümanlarının yardım talebi üzerine Hint Denizin de de Portekizlilerle mücadele edildiği unutulmamalıdır.
Yinede Kanuni döneminde İspanya da Müslümanların durumunda nispeten bir iyileşme görülmüştür.Devamlı İspanya ya karşı korsanlık faaliyetine devm ediliyor ve bölgeden Müslümanların taşınmasınada devam ediliyordu.
1562 de İspanyol kayıtlarından anlaşıldığı üzere Osmanlı gizliden gizliye moriskolarla ilişki kurup bir isyan hazırlığı içine giriyordu.1568 de Müslümanlar için baskılar tekrar arttı ve bir isyan daha çıktı.Bu baskılara maruz kalan Protestanlarda Katolik baskısına karşı isyan etmişlerdi.İspanya kralı 2. Filip’e karşı çıkan bu isyanın lideri Emevi Muhammed b. Ümeyye idi.Engizisyon kayıtları isyanın hazırlayıcısı olarak Kılıç Ali Paşa yı gösterirler.Ancak isyan dış yardım gelmeyince bastırıldı.
Bu sebeple padişah 2. Selim’e de bir yardım talebi iletildi.2.Selim bu isteğe karşı 2 mektupla cevap verdi.Özeti şuydu:Olaylar tarafımızdan yakından takip edilmektedir,ancak donanmayı bölgeye sevketmenin imkanı yoktur.Sebebide Kıbrıs üzerine sefer yapılması mecburiyetidir.Sokollu ise ispanya ya yardım fikrinde idi.
Cezayir eyaletine ise her türlü yardım için emir verilmiştir.Kılıç Ali Paşa bunun üzerine bölgeye yardım etmiş, 6 gemi dolusu silah ve mühimmat yollamıştır.Protestanlarla ilişki kurulmuş ve onlarda isyana teşvik edilip yardım vaad edilmiştir.
Bu esnada İspanya da ki Müslümanlar arasına ,İspanyollar tarafından nifak sokulmuş ve bazı beyler İspanya kralı ile anlaşmıştır. Osmanlı aleyhinede hummalı bir propaganda faaliyetine girişilmiştir.Böylece isyan ateşi sönmeye yüz tutmuştur.Bu esnada Kıbrıs fethedilmiş ve İspanya ya yardımın önündeki en büyük engel ortadan kalkmıştı fakat bu defada İnebahtı da Osmanlı donanmasının yenilgisi durumu imkansıza sürüklemiştir.
İspanyollar kalan son moriskoları da ülkenin dağlık ve kırsal alanlarına sürerek Osmanlı ile irtibatlarını kesmişlerdir.Yine de Moriskolara yardım için teşebbüslere devam edilmiş bu arada yok olan Osmanlı donanması yenilenmiştir.
1596 da bu defa Fransa Osmanlı ya bir ittifak teklif edecek ,ancak Celali isyanları ,uzun Avusturya savaşları devleti meşgul etmeye devam ettiğinden netice elde edilememiştir.
3.Murad zamanında yeni bir yardım planı daha ortaya konmuştur.Fas taki Sa’di hanedanı hükümdarı Ahmed El Mansur ile mektuplaşmalar yapılmış fakat bu teşebbüslerin akıbetide belli değildir.Fakat Sa’di lerin her hangi bir hareketleri olmamıştır.
Cezayir ve Tunus tan ise İspanya ya hucumlara devam edildi.1584 taarruzunda 2 İspanyol şehrindeki tüm moriskolar kurtarıldı.Bu saldırıları Don Kişot romanının yazarı Cervantes korkunç olarak niteleyecek ve bu saldırılardan birinde esir edilerek Cezayir’e götürülecek ,sonradan fidye ile kurtulacaktır.
Osmanlı İspanya dan kurtarılan morisko ya her türlü yardımı yapmıştır.Onlarda bunun karşılığında Osmanlı saflarında İspanya ya karşı kin le savaşmışlardır.Özellikle bunlar gemi imalatı,ateşli silah , barut imalatı ve kullanımı,ipek böcekçiliği,inşaat,gemicilik gibi alanlarda bilgili olduklarından ,bu alanlarda istihdam edildiler.Özellikle bunlar arasından çok sayıda reislik seviyesinde gemici yetişmiş ve Osmanlı donamsında önemli görevler üstlenmiştir.
Bu anlamda Osmanlı milyonlarca morisko nun İspanya da ki kötü durumdan kurtarılmasını sağladı.Ancak eldeki imkanlar büyük çaplı bir askeri harekata girişilmesine imkan tanımadı.
ARAP’IN PİŞMANLIĞI
Burada bir olayı zikretmek gerek.2 Ocak 1492 de Granada denilen Gırnata’nın kralı Boadbil 9 ay süren ve savaşsız kuşatmadan sonra şehri Aragon kralı Fernando ya teslim etmiştir.
Böylece İspanya da 711 de başlayan İslam hakimiyeti son bulmuştu.Boadbil şehri terk ederken pişman olmuş ve ardına dönüp şehre bakarak gözyaşı dökerken annesinin kendisine çıkışmasına neden olmuştu.
Annesi kendisine:’’Erkek gibi savunamadığın şehir için utanmadan kadın gibi ağlıyorsun.Yazıklar olsun sana ‘’ demiştir.Bu olayın geçtiği dağ o günden sonra ‘’El ultimo Suspiro del Moro’’ yani Arap’ın son pişmanlığı olarak anılmaktadır.
Yazımıza Necip Fazıl’ın muhteşem bir temenni içeren dizeleri ile son veriyoruz.
‘’Bekleyin görecektir, duranlar yürüyeni
Sabredin gelecektir,solmaz pörsümez yeni’’
Allah’ın selamı üzerinize olsun…
Bu yazının hazırlanmasında Prof.Mehmet Özdemir’in ‘’Endülüs Müslümanlarına Osmanlı Yardımı’’, W.B. Marsh ve Bruce Carrick’in 365 Gün Tarih,Türkler Ansiklopedisi isimli eserlerinden yararlanılmıştır.
Osmanlı nın kurulduğu yıllarda İspanya da Müslümanların siyasi hakimiyetleri giderek daralmaktaydı.Nasriler olarakta bilinen Beni Ahmer Devleti İspanya da birkaç şehir ve kaleye sığınmış vaziyette idi.1492 de Hıristyanların Rekonkista adını verdikleri ,İspanya yı Müslümanlardan temizleme harekatı Gırnata’nın düşüşü ile son bulmuştu.Böylece İspanya da 8 asır süren İslam hakimiyeti de tarihe karışmış oluyordu.
Ancak İspanya da ki Müslüman varlığı henüz sona ermemişti.Endülüs işgal edilirken Hıristyanlar yüzyıllarca Müslümanların kendi varlıklarına zımmi hukuku çerçevesinde duydukları saygıyı ,sözde Müslümanlara vereceklerini taahhüt etmişlerdi.Böylece buna güvenen çoğu Müslüman bölgeden ayrılmayı düşünmeden bu söze güvenerek yerinde kalmayı tercih etti.Ancak Hıristiyanların sözlerine bağlı kalmaları 10 yıl bile sürmedi.Kısa süre sonra Gırnata Anlaşmasını rafa kaldırarak ,Müslümanlara hucuma başladılar.Öncelikli amaç Müslümanları Hıristiyanlaştırmak ve tehlike olmaktan çıkarmaktı..1500 den 1524 e kadar Müslümanların vaftiz olmalarını sağlamak için üst üste fermanlar çıkarıldı.Vaftiz olmayı reddedenler ülkeden kovuldu,malları gaspedildi.Bu sayede şeklen de olsa ülkede kalan Müslümanlar Hıristiyanlaştırıldı.Bunlara Morisko’lar denir.
Ardından morisko’lar takibata alındı.Engizisyon mahkemeleri devreye sokularak Müslümanlar üzerindeki baskı ve işkenceler daha da arttırıldı.Bu durum 1568 de Gırnata merkezli büyük bir isyanın çıkmasına neden oldu.Ayaklanma şiddetle bastırıldı.İsyancı moriskolar ve İslam’a bağlılığından şüphelenilenler diri diri yakıldı,kazıklara çakıldılar.
1609-1614 arasında yarım milyon morisko ülke dışına sürgün edildi.
Kısaca özetlediğimiz İspanya İslam tarihinde Osmanlı nın hiç etkisi olmamış mıdır yada ne ölçüde olmuştur buna bakalım.
Genel görüşe göre, Osmanlı Endülüslerin yardım çağrılarına cevap vermeyip,onları kaderine terk etmiştir.Ancak bu görüş ,Osmanlı arşiv belgelerinden Osmanlı nın meseleyi yakından takip ettiğinin ve elinden geleni yaptığının tespiti ile geçerliliğini yavaş yavaş yitirmektedir.
Katip Çelebi’nin ‘’Takvimu’t Tevarih isimli eserine göre İspanya ile ilk ilişkiler 2.Bayezid döneminde bir elçinin büyük ihtimalle 1487 senesinde İstanbul’a gelerek yardım istemesi ile başlamıştır.İspanyol Müslümanları, 1480 lerde İspanya da Aragon kralı Ferdinand ile Kastilya kraliçesi İsabella’nın evlenerek Müslüman varlığını bitirmek üzere harekete geçmelerinden artık sonlarının yaklaştığını anlamışlardı.Bu nedenle bir elçi ‘’Kaside-i ğarra ‘’ isimli son derece acıklı bir şiir(ağıt) ile İstanbul’a geldi.Kaside İspanya Müslümanlarının eçktikleri acıları anlatıyordu.Diğer bir elçide yardım talebi için Memluklere gönderilmişti.
Ancak bu esnada Uzunçarşılı’nında belirtiği gibi Osmanlı donanması İspanya ya doğrudan bir müdahale için yetersizdi.Ayrıca Memluklerle çatışmalar yaşandığı gibi Cem Sultan olayıda Osmanlı nın elini kolunu bağlıyordu.Bu nedenle diplomasi yolu seçildi ve direk olarak Kastilya kraliçesine mektup yazılarak Müslümanlara yapılan zulme son verilmesi istendi.Fakat bu pek itibara alınmadı.Bazı Osmanlı korsanlarına İspanya ya ait yerleri vurma emri verilmekle yetinildi.
Daha sonra Beni Ahmer devleti yıkılıp Müslümanlar üzerindeki baskı ve durum daha da artıp,isyanlar çok kanlı şekilde bastırılıp ,sürgün ve işkenceler yoğunlaşınca 1501-02 de bir elçi heyeti daha İstanbul’a geldi.Heyet yine bir kaside ile dayanılmaz işkenceleri anlatınca bu defa 2.Bayezid yine bir mektup yazarak İspanyolları uyardı.Fakat bu defa bununla yetinilmeyerek Kemal Reis 1505 yılında bir bir donanmayla Akdeniz’e gönderilmiştir.Bu sefer esnasında bir çok İspanyol adası vurulmuş ve çok sayıda morisko Kuzey Afrika ve İstanbul’a taşınmıştır.Karadan bölgeye müdahale ise imkansızdır.
Bundan sonra Barbaros Hayrettin Paşa hem Osmanlı hizmetine girmeden önce hemde sonra moriskolara yardıma devam etmiştir.Osmanlı hizmetine girmezden önceYavuz dan istediği yardım talebine Yavuz tarafından 2000 yeniçeri ve topçular gönderilerek cevap verilmiştir.1533 de Barbaros, Osmanlı hizmetine girmiş ve ilk yaptığı işlerden birisi moriskolara yardım olmuştur.
Fakat Barbaros’un Osmanlı kaptanı Deryası olarak Cezayir den ayrılması Moriskolar tarafından pek olumlu karşılanmamıştır.Kanuni ye tekrar başvurulmuş ve Kanuni den Barbaros’un tekrar Cezayir’e iadesi talep edilmiş ,hamisiz kaldıkları vurg***
mıştır.Ayrıca Kuzey Afrika da mağriplerinde kendilerine yardım etmedikleri sultana şikayet edilmiştir.
Barbaros ile ise Osmanlı deniz gücü en yüksek seviyeye ulaşmıştır.Kanuni Fransa ile bir ittifaka girişerek moriskolara yardım etmeyi düşünmüştür.Hatta bu amaçla 1543 de Barbaros Fransa ya gönderilmiştir.Ancak Fransa nın İspanya ile anlaşması da bu planı suya düşürmüştür.
Bu dönemde Trablusgarb ve Tunus’un Osmanlı himayesinde olmaması ve bölgede ki yerel beylerin çıkarları için İspanyollarla işbirliği yapmaları işleri daha da zorlaştırmıştır.Ayrıca Osmanlı devletinin bu dönemde denizlerde çok önemli mücadeleleri de vardı.Kıbrıs Osmanlı nın elinde değildi.Kızıldenizde,Basra Körfezinde ve Hint bölgesi Müslümanlarının yardım talebi üzerine Hint Denizin de de Portekizlilerle mücadele edildiği unutulmamalıdır.
Yinede Kanuni döneminde İspanya da Müslümanların durumunda nispeten bir iyileşme görülmüştür.Devamlı İspanya ya karşı korsanlık faaliyetine devm ediliyor ve bölgeden Müslümanların taşınmasınada devam ediliyordu.
1562 de İspanyol kayıtlarından anlaşıldığı üzere Osmanlı gizliden gizliye moriskolarla ilişki kurup bir isyan hazırlığı içine giriyordu.1568 de Müslümanlar için baskılar tekrar arttı ve bir isyan daha çıktı.Bu baskılara maruz kalan Protestanlarda Katolik baskısına karşı isyan etmişlerdi.İspanya kralı 2. Filip’e karşı çıkan bu isyanın lideri Emevi Muhammed b. Ümeyye idi.Engizisyon kayıtları isyanın hazırlayıcısı olarak Kılıç Ali Paşa yı gösterirler.Ancak isyan dış yardım gelmeyince bastırıldı.
Bu sebeple padişah 2. Selim’e de bir yardım talebi iletildi.2.Selim bu isteğe karşı 2 mektupla cevap verdi.Özeti şuydu:Olaylar tarafımızdan yakından takip edilmektedir,ancak donanmayı bölgeye sevketmenin imkanı yoktur.Sebebide Kıbrıs üzerine sefer yapılması mecburiyetidir.Sokollu ise ispanya ya yardım fikrinde idi.
Cezayir eyaletine ise her türlü yardım için emir verilmiştir.Kılıç Ali Paşa bunun üzerine bölgeye yardım etmiş, 6 gemi dolusu silah ve mühimmat yollamıştır.Protestanlarla ilişki kurulmuş ve onlarda isyana teşvik edilip yardım vaad edilmiştir.
Bu esnada İspanya da ki Müslümanlar arasına ,İspanyollar tarafından nifak sokulmuş ve bazı beyler İspanya kralı ile anlaşmıştır. Osmanlı aleyhinede hummalı bir propaganda faaliyetine girişilmiştir.Böylece isyan ateşi sönmeye yüz tutmuştur.Bu esnada Kıbrıs fethedilmiş ve İspanya ya yardımın önündeki en büyük engel ortadan kalkmıştı fakat bu defada İnebahtı da Osmanlı donanmasının yenilgisi durumu imkansıza sürüklemiştir.
İspanyollar kalan son moriskoları da ülkenin dağlık ve kırsal alanlarına sürerek Osmanlı ile irtibatlarını kesmişlerdir.Yine de Moriskolara yardım için teşebbüslere devam edilmiş bu arada yok olan Osmanlı donanması yenilenmiştir.
1596 da bu defa Fransa Osmanlı ya bir ittifak teklif edecek ,ancak Celali isyanları ,uzun Avusturya savaşları devleti meşgul etmeye devam ettiğinden netice elde edilememiştir.
3.Murad zamanında yeni bir yardım planı daha ortaya konmuştur.Fas taki Sa’di hanedanı hükümdarı Ahmed El Mansur ile mektuplaşmalar yapılmış fakat bu teşebbüslerin akıbetide belli değildir.Fakat Sa’di lerin her hangi bir hareketleri olmamıştır.
Cezayir ve Tunus tan ise İspanya ya hucumlara devam edildi.1584 taarruzunda 2 İspanyol şehrindeki tüm moriskolar kurtarıldı.Bu saldırıları Don Kişot romanının yazarı Cervantes korkunç olarak niteleyecek ve bu saldırılardan birinde esir edilerek Cezayir’e götürülecek ,sonradan fidye ile kurtulacaktır.
Osmanlı İspanya dan kurtarılan morisko ya her türlü yardımı yapmıştır.Onlarda bunun karşılığında Osmanlı saflarında İspanya ya karşı kin le savaşmışlardır.Özellikle bunlar gemi imalatı,ateşli silah , barut imalatı ve kullanımı,ipek böcekçiliği,inşaat,gemicilik gibi alanlarda bilgili olduklarından ,bu alanlarda istihdam edildiler.Özellikle bunlar arasından çok sayıda reislik seviyesinde gemici yetişmiş ve Osmanlı donamsında önemli görevler üstlenmiştir.
Bu anlamda Osmanlı milyonlarca morisko nun İspanya da ki kötü durumdan kurtarılmasını sağladı.Ancak eldeki imkanlar büyük çaplı bir askeri harekata girişilmesine imkan tanımadı.
ARAP’IN PİŞMANLIĞI
Burada bir olayı zikretmek gerek.2 Ocak 1492 de Granada denilen Gırnata’nın kralı Boadbil 9 ay süren ve savaşsız kuşatmadan sonra şehri Aragon kralı Fernando ya teslim etmiştir.
Böylece İspanya da 711 de başlayan İslam hakimiyeti son bulmuştu.Boadbil şehri terk ederken pişman olmuş ve ardına dönüp şehre bakarak gözyaşı dökerken annesinin kendisine çıkışmasına neden olmuştu.
Annesi kendisine:’’Erkek gibi savunamadığın şehir için utanmadan kadın gibi ağlıyorsun.Yazıklar olsun sana ‘’ demiştir.Bu olayın geçtiği dağ o günden sonra ‘’El ultimo Suspiro del Moro’’ yani Arap’ın son pişmanlığı olarak anılmaktadır.
Yazımıza Necip Fazıl’ın muhteşem bir temenni içeren dizeleri ile son veriyoruz.
‘’Bekleyin görecektir, duranlar yürüyeni
Sabredin gelecektir,solmaz pörsümez yeni’’
Allah’ın selamı üzerinize olsun…
Bu yazının hazırlanmasında Prof.Mehmet Özdemir’in ‘’Endülüs Müslümanlarına Osmanlı Yardımı’’, W.B. Marsh ve Bruce Carrick’in 365 Gün Tarih,Türkler Ansiklopedisi isimli eserlerinden yararlanılmıştır.