2016-09-26 18:06
Tarih Haber / II. Abdülhamid in devleti ayakta tutma siyaseti
II. Abdülhamid in devleti ayakta tutma siyaseti
Sultan kendi tabiriyle, “Ali’nin külâhını Veli’ye, Veli’nin külâhını Ali’ye giydirerek” Osmanlı Devleti’ni ayakta tutmuştu
21 Eylül 1842'de İstanbul'da doğan Şehzade Abdülhamid'in çocukluğu ve gençlik yılları, Tanzimat Dönemi'nin getirdiği Batı kurumlarının Osmanlı Devleti'ne aktarılma süreci içinde geçti. İkinci Abdülhamid'in şehzadeliği döneminde, amcası Sultan Abdülaziz'le birlikte 1867'de çıktığı Avrupa seyahati sultan için bilgi ve görgüsünü arttırma fırsatı olmuştu. Bu seyahatte Fransa, İngiltere, Belçika, Almanya ve Avusturya'yı gezdi. Şehzade Abdülhamid, bu vesileyle Batılılar'ın hayat tarzını, gelenek ve göreneklerini, protokol yöntemlerini bütün ayrıntılarıyla görme fırsatı bulmuştu. Bunun yanında, dünyanın en ileri tekniklerini, buluşlarını yerinde görmüş, bunlarla Avrupa'nın hangi düzeye varmış olduğunu anlamıştı. Ayrıca uluslararası diplomasinin ne şekilde sürdürüldüğü hakkında fikir sahibi olmuştu. Bütün bu gözlemlerin, ileride devlet sorumluluğunu üstlendiği zaman Sultan Abdülhamid'in çok işine yarayacaktı.
SALTANATININ İLK YILLARI
İkinci Abdülhamid padişah olduğunda, faaliyetleriyle kısa sürede ordunun ve halkın gönlünü kazandı. Tersane'ye giderek bahriyelilerle birlikte sofraya oturup asker yemeği yedi. Bâb-ı Meşihat'e giderek ulema ile birlikte iftar yemeğine katıldı. Haydarpaşa Hastanesi'nde cephelerden gelen yaralıları ziyaret ederek onlara hediyeler dağıttı. Sadrazam ve diğer nazırlarla birlikte camileri dolaşarak halk içinde namaz kıldı. Yeni padişahın bu tür jestleri halk ve ordu mensupları arasında memnunlukla karşılandı. Ancak sonraki dönemde Ali Suavi'nin Çırağan baskınıyla Beşinci Murad'ı tekrar tahta çıkarma teşebbüsü padişahı yavaş yavaş Yıldız Sarayı'nda kapalı bir hayata doğru itti.
Saltanatı boyunca devleti ayakta tutmak için mücadele etti.....
21 Eylül 1842'de İstanbul'da doğan Şehzade Abdülhamid'in çocukluğu ve gençlik yılları, Tanzimat Dönemi'nin getirdiği Batı kurumlarının Osmanlı Devleti'ne aktarılma süreci içinde geçti. İkinci Abdülhamid'in şehzadeliği döneminde, amcası Sultan Abdülaziz'le birlikte 1867'de çıktığı Avrupa seyahati sultan için bilgi ve görgüsünü arttırma fırsatı olmuştu. Bu seyahatte Fransa, İngiltere, Belçika, Almanya ve Avusturya'yı gezdi. Şehzade Abdülhamid, bu vesileyle Batılılar'ın hayat tarzını, gelenek ve göreneklerini, protokol yöntemlerini bütün ayrıntılarıyla görme fırsatı bulmuştu. Bunun yanında, dünyanın en ileri tekniklerini, buluşlarını yerinde görmüş, bunlarla Avrupa'nın hangi düzeye varmış olduğunu anlamıştı. Ayrıca uluslararası diplomasinin ne şekilde sürdürüldüğü hakkında fikir sahibi olmuştu. Bütün bu gözlemlerin, ileride devlet sorumluluğunu üstlendiği zaman Sultan Abdülhamid'in çok işine yarayacaktı.
SALTANATININ İLK YILLARI
İkinci Abdülhamid padişah olduğunda, faaliyetleriyle kısa sürede ordunun ve halkın gönlünü kazandı. Tersane'ye giderek bahriyelilerle birlikte sofraya oturup asker yemeği yedi. Bâb-ı Meşihat'e giderek ulema ile birlikte iftar yemeğine katıldı. Haydarpaşa Hastanesi'nde cephelerden gelen yaralıları ziyaret ederek onlara hediyeler dağıttı. Sadrazam ve diğer nazırlarla birlikte camileri dolaşarak halk içinde namaz kıldı. Yeni padişahın bu tür jestleri halk ve ordu mensupları arasında memnunlukla karşılandı. Ancak sonraki dönemde Ali Suavi'nin Çırağan baskınıyla Beşinci Murad'ı tekrar tahta çıkarma teşebbüsü padişahı yavaş yavaş Yıldız Sarayı'nda kapalı bir hayata doğru itti.
Saltanatı boyunca devleti ayakta tutmak için mücadele etti.....
Devamını görmek için lütfen giriş yapınız veya Üye Olunuz.