2012-01-14 12:08
Tarih Haber / Kıbrıs ın Sembolu Rauf Denktaş hayatını kaybetti
Kıbrıs ın Sembolu Rauf Denktaş hayatını kaybetti
Kıbrıs davasının sembol ismi, KKTC'nin kurucu devlet başkanı Rauf Denktaş, 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Mayıs ayında geçirdiği beyin kanaması sonucu sol tarafına felç inen Denktaş, o günden beri sık sık rahatsızlanıyordu. Önceki gün Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi'nde yeniden tedavi altına alınan Denktaş, dün gece 22.00 sularında son nefesini verdi. Haberin duyulması üzerine devletin üst düzey yetkilileri hastaneye akın etti. Ailesinin yanı sıra Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan İrsen Küçük, kuvvet komutanları ve pek çok üst düzey yetkili hastaneye geldi.
Kıbrıs davasına adanan bir ömür
27 Ocak 1924'te Baf'ta dünyaya gelen Rauf Denktaş'ın ömrü, Kıbrıs Türk'ünün egemenlik ve varoluş mücadelesiyle geçti. Tecrübeli lider, ömrünün son dakikalarına kadar devletin varlığını vurguladı, Kıbrıs Türklerine sürekli, "Devlete ve bağımsızlığa sahip çıkın, anavatan Türkiye'ye güvenin" çağrısı yaptı. Rauf Denktaş, Osmanlı egemenliğinin bitip Ada'nın İngiltere toprağı olmasından bir yıl önce 29 Ocak 1924'te adanın şirin ilçesi Baf'ta dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu İstanbul'da, liseyi Kıbrıs'ta bitirdi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gittiği İngiltere'de hukuk eğitimi gören Denktaş, Ada'ya dönüşünde avukatlık yapmaya başladı. 1950'lerin sonuna gelindiğinde, Kıbrıs artık Türkiye'nin 'milli davası' olmuştu. Bir süre savcılık yapan ve Kıbrıslı Türklerin lideri Dr. Fazıl Küçük'le yakın ilişki içinde olan Denktaş, 27 Ekim 1957'de Ankara'nın desteğiyle Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu (KTKF) başkanlığına getirildi. Artık Denktaş'ın bundan sonra hayatının her anı Kıbrıs olacaktı.
Ada'nın Yunanistan'a bağlanması için savaşan Rum milis gücü EOKA'ya karşı oluşturulan, Özel Harp Dairesi'yle bağlantılı Türk Mukavemet Teşkilatı'nın ilk yöneticilerinden oldu. Dr. Küçük'ten bile gizlenen TMT'deki çalışmaları, Ada'nın taksimini isteyen Denktaş'ın adını öne çıkardı. 1959'da Zürih Anlaşması'nın hazırlanmasında Rauf Denktaş'ın perde arkasında etkin rolü oldu. Aynı yıl ortaklık devletinin kurulmasından sonra 1963'te Kıbrıs'ta Türklere baskı yeniden başlayınca Denktaş, TMT'yi aktif hale getirdi. Temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya giden Denktaş, bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.
1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından "istenmeyen adam" ilan edilen Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katılan Denktaş, 1967'de Ada'ya gizlice girerken tutuklandı, yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi. 1968'de Ada'ya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a dönen Denktaş, 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi başkanlığına, 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. Denktaş, 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. 1990 ve 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi.
Kıbrıs sorununun çözümü için 1968'de Glafkos Klerides ile ilk kez Beyrut'ta müzakerelere başlayan Denktaş, eski Rum liderler Spiros Kiprianu, Yorgos Vasiliu, Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos ile yıllarca müzakere etti. 2002'de sunulan ve Annan Planı olarak bilinen BM çözüm planına, "Türk askerini Ada'dan çıkaracağı ve Türkleri azınlık durumuna düşüreceği, devleti ortadan kaldıracağı" savıyla karşı çıkarak "hayır" kampanyası yürüten Denktaş, 17 Nisan 2005'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı. O güne kadar hiç fikir ayrılığı yaşamadığı Türkiye ile bu referandum döneminde ayrıştı. Rauf Denktaş, 24 Nisan 2005'te, Annan Planı referandumunun 1. yıldönümünde, görevi 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a devretti. Denktaş, daha sonra Türkiye'deki ulusalcı çevreler ile yakın ilişkide oldu. DIŞ HABERLER SERVİSİ
Denktaş'ın ardından...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Denktaş'ın kaybı sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk milletinin kaybıdır. Milletimiz, gerçek bir kahramanını yitirmiştir
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu: Bir tarih daha göçmüştür. Sadece Kıbrıs Türk'ü değil, Türklük dünyası bir liderini kaybetmiştir.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek: Hayatını Kıbrıs davasına, Kıbrıs Türklüğünün varlığı ve bağımsızlığına harcamış ve bunun bedelini de çile çekerek ödemiş bir insandı.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: KKTC devletine gelinmişse bunda Rauf Denktaş rolü büyüktür. Kıbrıs demek Rauf Denktaş demektir. Kıbrıs'ta onunla kazanılmış haklar kaybedilmez.
Kıbrıs davasına adanan bir ömür
27 Ocak 1924'te Baf'ta dünyaya gelen Rauf Denktaş'ın ömrü, Kıbrıs Türk'ünün egemenlik ve varoluş mücadelesiyle geçti. Tecrübeli lider, ömrünün son dakikalarına kadar devletin varlığını vurguladı, Kıbrıs Türklerine sürekli, "Devlete ve bağımsızlığa sahip çıkın, anavatan Türkiye'ye güvenin" çağrısı yaptı. Rauf Denktaş, Osmanlı egemenliğinin bitip Ada'nın İngiltere toprağı olmasından bir yıl önce 29 Ocak 1924'te adanın şirin ilçesi Baf'ta dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu İstanbul'da, liseyi Kıbrıs'ta bitirdi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gittiği İngiltere'de hukuk eğitimi gören Denktaş, Ada'ya dönüşünde avukatlık yapmaya başladı. 1950'lerin sonuna gelindiğinde, Kıbrıs artık Türkiye'nin 'milli davası' olmuştu. Bir süre savcılık yapan ve Kıbrıslı Türklerin lideri Dr. Fazıl Küçük'le yakın ilişki içinde olan Denktaş, 27 Ekim 1957'de Ankara'nın desteğiyle Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu (KTKF) başkanlığına getirildi. Artık Denktaş'ın bundan sonra hayatının her anı Kıbrıs olacaktı.
Ada'nın Yunanistan'a bağlanması için savaşan Rum milis gücü EOKA'ya karşı oluşturulan, Özel Harp Dairesi'yle bağlantılı Türk Mukavemet Teşkilatı'nın ilk yöneticilerinden oldu. Dr. Küçük'ten bile gizlenen TMT'deki çalışmaları, Ada'nın taksimini isteyen Denktaş'ın adını öne çıkardı. 1959'da Zürih Anlaşması'nın hazırlanmasında Rauf Denktaş'ın perde arkasında etkin rolü oldu. Aynı yıl ortaklık devletinin kurulmasından sonra 1963'te Kıbrıs'ta Türklere baskı yeniden başlayınca Denktaş, TMT'yi aktif hale getirdi. Temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya giden Denktaş, bir sandalla Kıbrıs'a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.
1964 Londra Konferansı'ndan sonra Makarios tarafından "istenmeyen adam" ilan edilen Denktaş'ın Kıbrıs'a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katılan Denktaş, 1967'de Ada'ya gizlice girerken tutuklandı, yoğun girişimler sonucu Türkiye'ye geri verildi. 1968'de Ada'ya giriş yasağı kaldırıldığından Kıbrıs'a dönen Denktaş, 1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi başkanlığına, 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. Denktaş, 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. 1990 ve 1995'teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi.
Kıbrıs sorununun çözümü için 1968'de Glafkos Klerides ile ilk kez Beyrut'ta müzakerelere başlayan Denktaş, eski Rum liderler Spiros Kiprianu, Yorgos Vasiliu, Glafkos Klerides ve Tasos Papadopulos ile yıllarca müzakere etti. 2002'de sunulan ve Annan Planı olarak bilinen BM çözüm planına, "Türk askerini Ada'dan çıkaracağı ve Türkleri azınlık durumuna düşüreceği, devleti ortadan kaldıracağı" savıyla karşı çıkarak "hayır" kampanyası yürüten Denktaş, 17 Nisan 2005'te yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı. O güne kadar hiç fikir ayrılığı yaşamadığı Türkiye ile bu referandum döneminde ayrıştı. Rauf Denktaş, 24 Nisan 2005'te, Annan Planı referandumunun 1. yıldönümünde, görevi 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a devretti. Denktaş, daha sonra Türkiye'deki ulusalcı çevreler ile yakın ilişkide oldu. DIŞ HABERLER SERVİSİ
Denktaş'ın ardından...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Denktaş'ın kaybı sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm Türk milletinin kaybıdır. Milletimiz, gerçek bir kahramanını yitirmiştir
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu: Bir tarih daha göçmüştür. Sadece Kıbrıs Türk'ü değil, Türklük dünyası bir liderini kaybetmiştir.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek: Hayatını Kıbrıs davasına, Kıbrıs Türklüğünün varlığı ve bağımsızlığına harcamış ve bunun bedelini de çile çekerek ödemiş bir insandı.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: KKTC devletine gelinmişse bunda Rauf Denktaş rolü büyüktür. Kıbrıs demek Rauf Denktaş demektir. Kıbrıs'ta onunla kazanılmış haklar kaybedilmez.