2012-01-21 13:54
Tarih Haber / Aşk-ı Revan romanı üzerine
Aşk-ı Revan romanı üzerine
Siyah feraceli gece şimdi zamanı, üryan bir gündüze teslim edecek; saçlarını tarumar etmiş zaman kendini bu kez sabahın elemine terk edecekti’’
Aşk-ı Revan, Meryem Aybike Sinan’ın son romanı. Romanı bir solukta okudum desem abartmış olmam. Roman, bilinen Evliya Çelebi’nin gerçek yönüne ışık tutuyor. Evliya Çelebi’nin merakından dolayı kendi başına dolaşan yalnız bir seyyah değil, Osmanlı Devleti adına gezen bir istihbaratçı olduğunu öğreniyoruz romanda.
Yazar; Aşk-ı Revan’da Evliya Çelebi’nin hayatına ve sırlı yolculuğuna ışık tutulurken, yıllar sonra Onun bu sırlı yolculuğunun izini süren Mary ile Yusuf’un ve Fatih ile Mehlika’nın hikayelerini de romanın ana çatısına ustaca yerleştirmiş.
Yazar Meryem Aybike Hanım bu romanıyla artık üslubunun oturduğunu göstermiş oldu. Eser iç içe geçen üç ayrı konudan oluşuyor. Yazar, ‘’Kasabanın Misafiri’’ romanında da benzer bir tekniği başarıyla kullanmıştı.
Amerikalı Mary ve Lübnanlı Yusuf, Evliya Çelebi’nin Nil’in kaynağına doğru yaptığı yolculuğun sırrını çözmeye çalışırlar. İstanbul’daki Mehlika ve Fatih de benzer bir gayret içindedirler.
Yazarın seçtiği bu isimler de tesadüf değildir. Tarihte Yusuf ve Mehlika isimlerinin aşkı hatırlattığını bilmem söylemeye gerek var mı? Mery (Meryem) ve Fatih isimleri de edebin ve mücadelenin adıdır. Roman kahramanlarının, tarihten gelen bu özelliklerini romanda sergiledikleri görülür.
Yazar; aşkla yollara revan olan Evliya Çelebi’nin sırlı yolculuğunun peşinden aşkla yollara revan olurken, gönüllerinde aşkın kıpırtısını da duyanların hikayesine de yer verir.
Romandaki sürekli hareket hali okuyucuyu sürüklüyor. Günümüz okuyucusunun durağanlıktan hoşlanmadığını ve sürekli aksiyon aradığını söyleyebiliriz. Bundandır ki eserdeki aksiyonun, yazarın şiirsel üslubuyla süslenmesiyle bu eserin okuyucu tarafından çok sevileceğini söylemek doğru bir tespit olur.
Romanda Evliya Çelebi’nin atın binip merakından dolayı rastgele dolaşan bir gezgin olmadığını öğreniyorsunuz. Yazar romanda; ‘’Evliya Çelebi bir Osmanlı ajanı mıydı? Edindiği bilgilerle ne yapmak istedi?’’ gibi soruların da peşine düşer.
Evliya Çelebi’nin sırlı yolculuğunu ve bu sırrı çözmeye çalışan gençlerin bu sırrı çözüp çözmediklerinin sırrı romanın kendisinden öğrenebilirsiniz. Nesil yayınlarından çıkan romanı NT kitapçılarından temin etmeniz mümkün.
Aşk-ı Revan, Meryem Aybike Sinan’ın son romanı. Romanı bir solukta okudum desem abartmış olmam. Roman, bilinen Evliya Çelebi’nin gerçek yönüne ışık tutuyor. Evliya Çelebi’nin merakından dolayı kendi başına dolaşan yalnız bir seyyah değil, Osmanlı Devleti adına gezen bir istihbaratçı olduğunu öğreniyoruz romanda.
Yazar; Aşk-ı Revan’da Evliya Çelebi’nin hayatına ve sırlı yolculuğuna ışık tutulurken, yıllar sonra Onun bu sırlı yolculuğunun izini süren Mary ile Yusuf’un ve Fatih ile Mehlika’nın hikayelerini de romanın ana çatısına ustaca yerleştirmiş.
Yazar Meryem Aybike Hanım bu romanıyla artık üslubunun oturduğunu göstermiş oldu. Eser iç içe geçen üç ayrı konudan oluşuyor. Yazar, ‘’Kasabanın Misafiri’’ romanında da benzer bir tekniği başarıyla kullanmıştı.
Amerikalı Mary ve Lübnanlı Yusuf, Evliya Çelebi’nin Nil’in kaynağına doğru yaptığı yolculuğun sırrını çözmeye çalışırlar. İstanbul’daki Mehlika ve Fatih de benzer bir gayret içindedirler.
Yazarın seçtiği bu isimler de tesadüf değildir. Tarihte Yusuf ve Mehlika isimlerinin aşkı hatırlattığını bilmem söylemeye gerek var mı? Mery (Meryem) ve Fatih isimleri de edebin ve mücadelenin adıdır. Roman kahramanlarının, tarihten gelen bu özelliklerini romanda sergiledikleri görülür.
Yazar; aşkla yollara revan olan Evliya Çelebi’nin sırlı yolculuğunun peşinden aşkla yollara revan olurken, gönüllerinde aşkın kıpırtısını da duyanların hikayesine de yer verir.
Romandaki sürekli hareket hali okuyucuyu sürüklüyor. Günümüz okuyucusunun durağanlıktan hoşlanmadığını ve sürekli aksiyon aradığını söyleyebiliriz. Bundandır ki eserdeki aksiyonun, yazarın şiirsel üslubuyla süslenmesiyle bu eserin okuyucu tarafından çok sevileceğini söylemek doğru bir tespit olur.
Romanda Evliya Çelebi’nin atın binip merakından dolayı rastgele dolaşan bir gezgin olmadığını öğreniyorsunuz. Yazar romanda; ‘’Evliya Çelebi bir Osmanlı ajanı mıydı? Edindiği bilgilerle ne yapmak istedi?’’ gibi soruların da peşine düşer.
Evliya Çelebi’nin sırlı yolculuğunu ve bu sırrı çözmeye çalışan gençlerin bu sırrı çözüp çözmediklerinin sırrı romanın kendisinden öğrenebilirsiniz. Nesil yayınlarından çıkan romanı NT kitapçılarından temin etmeniz mümkün.