2012-01-21 21:39
Tarih Haber / ABD ye kafa tutan Osmanlı diplomatı...
ABD ye kafa tutan Osmanlı diplomatı...
Fransa'nın 1915 olaylarını inkarı cezalandırmayı hedefleyen yasa tasarısı, yüzyılın başında Ermeni iddialarıyla ilgili ABD kamuoyunda gündeme taşınan ithamları ve bu ithamlara en sert şekilde tepki göstererek bu uğurda kariyerinden vazgeçen onurlu Osmanlı diplomatı Rüstem Bey'i bir kez daha hatırlamamıza neden oldu.
1914'te Amerikan basınında Ermeni soykırımı ile suçlanan Türklerin böyle bir suç işlemediklerini en yüksek sesle haykırdığı ve Amerikan toplumuna siyahlara yönelik zulümlerini hatırlattığı için ölüm tehditleri altında Amerika'dan ayrılan Osmanlı'nın Washington Büyükelçisi Ahmet Rüstem Bey, ilk adı Alfred de Bilinski olan bir Polonyalıydı.
ZEHİR ZEMBEREK AÇIKLAMALAR
Ahmet Rüstem Bey 8 Eylül 1914 tarihinde Evening Star Gazetesi'nde verdiği demeçte, batılı devletlerin Hristiyanları korumak için Osmanlı'ya savaş gemileri göndereceğine dair haberlere sert çıktı. Rüstem Bey, Ermenilerin Hristiyan oldukları için değil, Fransa, İngiltere ve Rusya'nın desteği ile ayaklanarak Osmanlı Devleti'ni zayıflatmak istedikleri için cezalandırıldığını söyledi.
Özgürlük için mücadele veren Cezayirliler'e yapılan işkenceleri, Hintileri top namlularının ağzına bağlayıp sonra o topları ateşleyen İngiltere'yi, Amerikalılar'ın ülkedeki siyahlara yönelik linçlerini ve işgal ettiği ülkelerdeki halklara yönelik zulümlerini anlatan Rüstem Bey, "zenciler Japon işgaline destek verse kaçını bu hikayeyi anlatmak için hayatta bırakırdınız?" diye sordu.
1915 tehcirinden çok önce başlayan propagandaya karşı mücadele veren Ahmet Rüstem Bey, bu açıklamalarının ardından dönemin ABD başkanı Woodrow Wilson'u kızdırdı ve "İstenmeyen Adam" ilan edildi. Türk elçinin "sınırları aştığını" savunan Wilson, sözlerini geri almasını istedi. Ancak Rüstem Bey "Ben Osmanlı’ya, Amerika Birleşik Devletleri’ne ve nihayet insanlığa karşı manevî vazifelerimi tamamıyla yapmış olduğuma vicdanen müsterihim.” diyerek bu talebi reddetti.
HARİCİYE BAKISINA RAĞMEN GERİ ADIM ATMADI
Amerika ile ilişkilerinin bozulmasından çekinen Türk Hariciyesi'nin araya girmesine ve Rüstem Bey'e özür dilemesi yolunda mektup gönderilmesine rağmen, Türk büyükelçi 20 Eylül 1914 tarihli mektubunda, Başkan Wilson’ın görüşlerine katılmadığını, dolayısıyla özür dilemeyeceğini ve 15 gün içerisinde ABD’den ayrılacağını bildirdi. Rüstem Bey, Sait Halim Paşa’ya çektiği telgrafla 25 Ekim’e kadar İstanbul’a gelmezse akıbetinin araştırılmasını da istedi.
Dönemin Amerikan gazetelerinde geniş yer alan Ahmet Rüstem Bey'in sert çıkışlarına Amerikan yönetiminin öfkesi o kadar fazlaydı ki, tarihçilere göre, yenik düşmüş Osmanlı barış müzakerelerine oturduğunda, Amerikan heyetinin elinde onun yaptığı suçlamaların doğurduğu öfkenin unutulmaması gerektiğine ilişkin notlar bulunuyordu
1914'te Amerikan basınında Ermeni soykırımı ile suçlanan Türklerin böyle bir suç işlemediklerini en yüksek sesle haykırdığı ve Amerikan toplumuna siyahlara yönelik zulümlerini hatırlattığı için ölüm tehditleri altında Amerika'dan ayrılan Osmanlı'nın Washington Büyükelçisi Ahmet Rüstem Bey, ilk adı Alfred de Bilinski olan bir Polonyalıydı.
ZEHİR ZEMBEREK AÇIKLAMALAR
Ahmet Rüstem Bey 8 Eylül 1914 tarihinde Evening Star Gazetesi'nde verdiği demeçte, batılı devletlerin Hristiyanları korumak için Osmanlı'ya savaş gemileri göndereceğine dair haberlere sert çıktı. Rüstem Bey, Ermenilerin Hristiyan oldukları için değil, Fransa, İngiltere ve Rusya'nın desteği ile ayaklanarak Osmanlı Devleti'ni zayıflatmak istedikleri için cezalandırıldığını söyledi.
Özgürlük için mücadele veren Cezayirliler'e yapılan işkenceleri, Hintileri top namlularının ağzına bağlayıp sonra o topları ateşleyen İngiltere'yi, Amerikalılar'ın ülkedeki siyahlara yönelik linçlerini ve işgal ettiği ülkelerdeki halklara yönelik zulümlerini anlatan Rüstem Bey, "zenciler Japon işgaline destek verse kaçını bu hikayeyi anlatmak için hayatta bırakırdınız?" diye sordu.
1915 tehcirinden çok önce başlayan propagandaya karşı mücadele veren Ahmet Rüstem Bey, bu açıklamalarının ardından dönemin ABD başkanı Woodrow Wilson'u kızdırdı ve "İstenmeyen Adam" ilan edildi. Türk elçinin "sınırları aştığını" savunan Wilson, sözlerini geri almasını istedi. Ancak Rüstem Bey "Ben Osmanlı’ya, Amerika Birleşik Devletleri’ne ve nihayet insanlığa karşı manevî vazifelerimi tamamıyla yapmış olduğuma vicdanen müsterihim.” diyerek bu talebi reddetti.
HARİCİYE BAKISINA RAĞMEN GERİ ADIM ATMADI
Amerika ile ilişkilerinin bozulmasından çekinen Türk Hariciyesi'nin araya girmesine ve Rüstem Bey'e özür dilemesi yolunda mektup gönderilmesine rağmen, Türk büyükelçi 20 Eylül 1914 tarihli mektubunda, Başkan Wilson’ın görüşlerine katılmadığını, dolayısıyla özür dilemeyeceğini ve 15 gün içerisinde ABD’den ayrılacağını bildirdi. Rüstem Bey, Sait Halim Paşa’ya çektiği telgrafla 25 Ekim’e kadar İstanbul’a gelmezse akıbetinin araştırılmasını da istedi.
Dönemin Amerikan gazetelerinde geniş yer alan Ahmet Rüstem Bey'in sert çıkışlarına Amerikan yönetiminin öfkesi o kadar fazlaydı ki, tarihçilere göre, yenik düşmüş Osmanlı barış müzakerelerine oturduğunda, Amerikan heyetinin elinde onun yaptığı suçlamaların doğurduğu öfkenin unutulmaması gerektiğine ilişkin notlar bulunuyordu