Bundan tam 38 yıl önce;27 Ocak 1973 Cumartesi günü Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ve yardımcısı Konsolos Bahadır Demir alçak bir saldırı sonucu şehit edildi.

ABD'nin en kalabalık eyaleti olan California'nın Santa Barbara kentinde Gourgen Mığırdıç Yanıkyan adında yaşlı birErmeni tarafından işlenen cinayette; Başkonsolosumuz Baydar olay yerinde, Konsolos Demir ise kaldırıldığı hastanede vefat etti.

Böylece Cumhuriyetin ilanından elli yıl sonra Ermeni ihaneti ve terörü tekrar hortladı.

Başkonsolos Mehmet Baydar şehit edildiğinde 49 yaşında ve 23 yıllık bir diplomattı. Geride Türk devletine ve milletine emanet; gözü yaşlı bir eş ve babaya hasret büyüyecek iki çocuk kaldı.

Şehit Konsolos Bahadır Demir ise; öğretmen bir annenin çocuğuydu. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuydu. Suikasta kurban gittiğinde 30 yaşında bir delikanlı, 6 yıllık diplomat ve 20 aylık evli idi. O da geride yeni doğacak çocuğuna hamile bir eş bırakarak, ebedi dünyaya göç etti.

Gelelim Suikastçı Gourgen Mığırdıç Yanıkyan'a. Kin ve nefretin esir aldığı Ermeni alçaklığının ürünü 1896 doğumlu bu kusmuk; 1915'de vatana ihanet suçundan Osmanlı devleti mahkemelerince idama mahkûm edilen Ermeni asıllı bir Osmanlı tebaasıdır.

Türk kasabı diye bilinen ve Doğu Anadolu'yu işgal eden Rus ordusunda Tümgeneral olan Antranik'in emrindeki Ermeni gönüllü birliğine katılmıştır. Yüz binlerce Müslüman'ın kanında eli olanlardan birisidir. Bilindiği üzere Antranik Ozanyan da; 1865'de Şebinkarahisar'da doğmuş bir Osmanlı vatandaşıdır.

Armen Garo takma adıyla, o dönemin Osmanlı Meclisinde milletvekili olarak bulunan 'Karekin Pastırmacıyan' ve 'Antranik' 1914'de Rus ordularına birlikte katılmış ve işbirliği yapmışlardır.

Ermeni canileri sadece Ruslara mı yardım ve yataklık etmişler? Elbette ki hayır. Aynı zamanda Fransızlarla ve İngilizlerle birlikte hareket eden 200 bin civarındaki Ermeni ihanet sürüsü, iki milyona yakın savunmasız Türk insanını adata tavuk boğazlar gibi katletmişler, kuyulara ve camilere doldurarak diri diri yakmışlardır.

İşte Mığırdıç Yanıkyan bu gözü dönmüş cinayet şebekesinde yer alan sırtlanlardan birisidir. Amerika'daki menfur cinayetten 26 sene önce Türkiye'den Amerika'ya göç etmiş ve buraya yerleşmiştir.

Evet, bu cinayetin üzerinden tam 38 yıl geçti. Şehitlerimizi unutanlar oldu. AKP denilen bu küresel proje; şehitlerimizin kanını kalemlerine mürekkep yapanlarla, onları kışkırtan devletlerin gölgesi altında Zürih'te Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan'la birlikte, güya tarihi Protokol anlaşmasını imzaladı.

Onlarla diz dize oturdu. Şehit kanlarının hesabını sormak bir yana, kanımızı içen bu şerefsizlerle kadeh kaldırdı.

Bu anlamda MHP genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin Salı günkü grup toplantısında; “Dersim isyanını önleme ve engelleme çabalarına bile katliam diyen Başbakan ve hükümetinin, sözde soykırım iddialarını boşa çıkarması ve samimiyetle mücadele etmesi bir hayli zor görülmektedir” sözlerine kadar yerinde ve isabetli bir teşhis.

Zira Milli tarihten uzak, milli tefekküre bigâne, milli şuurun kuyusunu kazıyan bu gayri milli AKP zihniyetinin; parlamentolarında Türkiye aleyhtarı kararlar alan devletlere, Zürih’te ki teslimiyetten sonra diyecek hangi sözü olabilir ki?

Hem NATO hem de AGİT anlaşma metinlerine aykırı bir şekilde anayasalarında; Türkiye'nin Doğu Anadolu topraklarından, “Batı Ermenistan” diye bahseden bu saldırgan Ermenistan'ın karşısında süklüm-püklüm oturan bir zihniyetten esasen ne beklenir ki?

Hülasa; Tüm şehitlerimizi rahmetle anarken, Ermeni katillerini ve onlara kucak açanları lanetliyoruz.