2012-12-19 19:41
Tarih Haber / Osmanlı Tarihi ni yazdı
Osmanlı Tarihi ni yazdı
Hammer Tarihi'nin yazarı, Avusturyalı Şarkiyatçı ve Osmanlı Tarihçisi, Joseph von Hammer-Purgstall, Viyana yakınlarındaki bir Hristiyan mezarlığında, Müslüman nişanların altında son yolculuğunda yatıyor.
Müslüman olduğuna dair herhangi bir ifadesi bilinmeyen Hammer, Wiedling Köyü'nde Klosterneueburg-Ehren Gräbenen "Ünlüler/Seçkin Şahsiyetler Mezarlığı"nda, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun son iki yüz yılına damgasını vurmuş, ünlü komutanlar, kardinaller, doktorlar, filozoflar, sanatkârlar, siyasetçiler ve zenginler arasında, ayetlerin gölgesinde ve dua talep eden ifadelerin altında yatıyor.
Görenlere bir gayrimüslim mezarlığının içinde tek başına kalmış bir Osmanlı âliminin mezarı intibaını veren kabrin hemen yanında yatan eşi ve oğlunun mezarlarında da hristiyanlığa ait hiçbir işaret yok. Kabri, Hammer'ın bizzat İstanbul'daki ulema kabirlerini göz önüne alarak kendisinin çizdirdiği biliniyor.
Asıl adı Joseph Hammer olan, ama mezarında Yusuf bin Hammer ismiyle misafirlerini karşılayan Hammer tarihinin müellifinin kabrinde işte bunlar var:
Baş tarafın ön yüzünde;
Hüve'l-Baki ("Sonu olmayan "O"dur, Allah'tır)
Küllü nefsin zaikatu'l-mevt ("Her canlı, her nefis ölümü tadacaktır" Ankebut Suresi 57. Ayet)
İnna Lillah ve İnna ileyhi raciun ("Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz ona döneceğiz" Bakara Suresi 156. Ayet)
Küllü'n-nasin seyemut (Bütün İnsanlar ölecektir)
Küllü mülkin seyefut (Her saltanatta, devlette geçicidir)
Leyse hayatün sermeden ilellezi la-yemut (Hayat ebedi değildir, ölümsüz olan istisna)
Baş tarafındaki arka yüzünde:
Bir hoş bülbül geldi cihane
Uçtu ahirete çu-pervane
(Hoş sesli bir Bülbül dünyaya, cihana geldi ve sonunda ahirete uçtu, göçtü bir pervane gibi)
Ayak tarafındaki ön yüzünde:
Hüve'l-Hayyu
El-merhum ve'l-mağfur
El-muhtacu ila rahmeti
Rabbihi'l-Afuvvi'l-Gafur
Mütercimü'l-el-sineti's-selaseti
Yusuf Bin Hammer
Li-ruhihi zikri cemil
[Sonu olmayan hayat sahibi "O"dur, Allah'tır. Rahmete ve affa kavuşmuş, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol Allah'ın merhametine muhtaç, üç dilde (Türkçe, Arapça, Farsça) tercüman Hammer oğlu Yusuf ruhu için güzel bir söz (söyle)]
Ayak tarafındaki arka yüzünde Farça bir beytin hemen altında,
"Ziyaretden murad, ancak duadır
Bugün bana ise, yarın sanadır" mısraları yer alıyor. Mezarın gövde kısmında ise, ayet ve sözlerin mealleri, Almanca, İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Latince ve Grekçe olarak yazılı bulunuyor.
___________________________________________________________________________________________________
JOSEPH VON HAMMER-PURGSTALL KİMDİR?
Baron Joseph von Hammer-Purgstall, 9 Haziran 1774'te Avusturya'nın, "Graz" şehrinde doğdu. 1789 yılında Viyana'da "Oryantalizm (Doğu Bilimleri) Akademisi" ne girdi ve on yıl boyunca burada ağır programlı ve kaliteli bir eğitim gördü. Tahsilinin bittiği 1799 yılında "lisan talebesi" olarak, Papa'nın temsilcisi "Baron Herbert" in maiyetinde elçilik tercümanı olarak İstanbul'a gönderildi. Hammer'in Doğu'daki resmi görevi 1806 yılında Boğdan'a başkonsolos atanmasıyla son bulduysa da o, Doğu dünyasından hiçbir zaman kopmadı.
Hammer'i, Doğu ve Türk Tarihi açısından önemli kılan özellikler, üç Şark dili; Türkçe, Arapça, Farsça yanında Yunanca ve Latince de dâhil on kadar Batı dilini çok iyi bilmesi, konuşması ve yazabilmesiydi.
Batılı yazar, şair ve devlet adamlarının yanı sıra yaşadığı devrin Osmanlı devlet ricali, müellif ve tarihçileriyle de temas içerisinde olan Hammer, Osmanlı devlet adamları tarafından "Encümen-i Daniş" e üye seçilmişti. Birçok Avrupa hükümdarı, Hammer'e nişanlar göndermiş, Osmanlı Padişahı II. Mahmud Han, onu "Nişan-ı İftihar" ile taltif etmişti.
İslam kavimlerini en iyi tanıyan ve dünyaya tanıtan Şarkiyatçı olarak kabul edilen Hammer, deyim yerindeyse "Almanca yazan bir Doğulu"ydu. Doğu dillerine ve kültürüne ait "Evliya Çelebi Seyahatnamesi", "Kâtip Çelebi'nin Cihannüma"sı, "Hafız Divanı" başta olmak üzere birçok önemli eseri Almancaya kazandırdı, Türk ve Osmanlı Tarihi üzerine yaptığı çalışmalar büyük yankı uyandırdı.
Hammer'in 1830 yılının Eylül ayında Hainfeld Şatosu'nda tamamladığı "Geschichte des Osmanıschen Reiches-Osmanlı Devleti Tarihi" adlı eseri, onun evrensel bir imparatorluğun Venedik, Avusturya, Almanya, İngiltere, Roma ve Fransa arşivlerindeki kayıtlarını takip ederek oluşturduğu oldukça hacimli bir Osmanlı Tarihi sentezidir.
Arap, Fars ve Türk kaynaklarının da geniş ölçüde kullanıldığı bu eser, Almanca olarak, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'na kadar geçen olayları ihtiva etmektedir.
Hellert Dochez tarafından önemli bir kısmı Fransızcaya tercüme edilmiştir. Fransızca tercümeden de Tarihçi Mehmet Ata Bey, bazı notlar ilave ederek Türkçeye çevirmiştir. Hammer, eserinde zaman zaman ön yargılı değerlendirmelere ve bazı hatalara düşse de onun "Osmanlı Devleti Tarihi" adlı bu çalışması halen önemli bir kaynak olarak kıymetini muhafaza etmektedir. (DünyaBülteni)
Müslüman olduğuna dair herhangi bir ifadesi bilinmeyen Hammer, Wiedling Köyü'nde Klosterneueburg-Ehren Gräbenen "Ünlüler/Seçkin Şahsiyetler Mezarlığı"nda, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun son iki yüz yılına damgasını vurmuş, ünlü komutanlar, kardinaller, doktorlar, filozoflar, sanatkârlar, siyasetçiler ve zenginler arasında, ayetlerin gölgesinde ve dua talep eden ifadelerin altında yatıyor.
Görenlere bir gayrimüslim mezarlığının içinde tek başına kalmış bir Osmanlı âliminin mezarı intibaını veren kabrin hemen yanında yatan eşi ve oğlunun mezarlarında da hristiyanlığa ait hiçbir işaret yok. Kabri, Hammer'ın bizzat İstanbul'daki ulema kabirlerini göz önüne alarak kendisinin çizdirdiği biliniyor.
Asıl adı Joseph Hammer olan, ama mezarında Yusuf bin Hammer ismiyle misafirlerini karşılayan Hammer tarihinin müellifinin kabrinde işte bunlar var:
Baş tarafın ön yüzünde;
Hüve'l-Baki ("Sonu olmayan "O"dur, Allah'tır)
Küllü nefsin zaikatu'l-mevt ("Her canlı, her nefis ölümü tadacaktır" Ankebut Suresi 57. Ayet)
İnna Lillah ve İnna ileyhi raciun ("Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz ona döneceğiz" Bakara Suresi 156. Ayet)
Küllü'n-nasin seyemut (Bütün İnsanlar ölecektir)
Küllü mülkin seyefut (Her saltanatta, devlette geçicidir)
Leyse hayatün sermeden ilellezi la-yemut (Hayat ebedi değildir, ölümsüz olan istisna)
Baş tarafındaki arka yüzünde:
Bir hoş bülbül geldi cihane
Uçtu ahirete çu-pervane
(Hoş sesli bir Bülbül dünyaya, cihana geldi ve sonunda ahirete uçtu, göçtü bir pervane gibi)
Ayak tarafındaki ön yüzünde:
Hüve'l-Hayyu
El-merhum ve'l-mağfur
El-muhtacu ila rahmeti
Rabbihi'l-Afuvvi'l-Gafur
Mütercimü'l-el-sineti's-selaseti
Yusuf Bin Hammer
Li-ruhihi zikri cemil
[Sonu olmayan hayat sahibi "O"dur, Allah'tır. Rahmete ve affa kavuşmuş, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol Allah'ın merhametine muhtaç, üç dilde (Türkçe, Arapça, Farsça) tercüman Hammer oğlu Yusuf ruhu için güzel bir söz (söyle)]
Ayak tarafındaki arka yüzünde Farça bir beytin hemen altında,
"Ziyaretden murad, ancak duadır
Bugün bana ise, yarın sanadır" mısraları yer alıyor. Mezarın gövde kısmında ise, ayet ve sözlerin mealleri, Almanca, İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Latince ve Grekçe olarak yazılı bulunuyor.
___________________________________________________________________________________________________
JOSEPH VON HAMMER-PURGSTALL KİMDİR?
Baron Joseph von Hammer-Purgstall, 9 Haziran 1774'te Avusturya'nın, "Graz" şehrinde doğdu. 1789 yılında Viyana'da "Oryantalizm (Doğu Bilimleri) Akademisi" ne girdi ve on yıl boyunca burada ağır programlı ve kaliteli bir eğitim gördü. Tahsilinin bittiği 1799 yılında "lisan talebesi" olarak, Papa'nın temsilcisi "Baron Herbert" in maiyetinde elçilik tercümanı olarak İstanbul'a gönderildi. Hammer'in Doğu'daki resmi görevi 1806 yılında Boğdan'a başkonsolos atanmasıyla son bulduysa da o, Doğu dünyasından hiçbir zaman kopmadı.
Hammer'i, Doğu ve Türk Tarihi açısından önemli kılan özellikler, üç Şark dili; Türkçe, Arapça, Farsça yanında Yunanca ve Latince de dâhil on kadar Batı dilini çok iyi bilmesi, konuşması ve yazabilmesiydi.
Batılı yazar, şair ve devlet adamlarının yanı sıra yaşadığı devrin Osmanlı devlet ricali, müellif ve tarihçileriyle de temas içerisinde olan Hammer, Osmanlı devlet adamları tarafından "Encümen-i Daniş" e üye seçilmişti. Birçok Avrupa hükümdarı, Hammer'e nişanlar göndermiş, Osmanlı Padişahı II. Mahmud Han, onu "Nişan-ı İftihar" ile taltif etmişti.
İslam kavimlerini en iyi tanıyan ve dünyaya tanıtan Şarkiyatçı olarak kabul edilen Hammer, deyim yerindeyse "Almanca yazan bir Doğulu"ydu. Doğu dillerine ve kültürüne ait "Evliya Çelebi Seyahatnamesi", "Kâtip Çelebi'nin Cihannüma"sı, "Hafız Divanı" başta olmak üzere birçok önemli eseri Almancaya kazandırdı, Türk ve Osmanlı Tarihi üzerine yaptığı çalışmalar büyük yankı uyandırdı.
Hammer'in 1830 yılının Eylül ayında Hainfeld Şatosu'nda tamamladığı "Geschichte des Osmanıschen Reiches-Osmanlı Devleti Tarihi" adlı eseri, onun evrensel bir imparatorluğun Venedik, Avusturya, Almanya, İngiltere, Roma ve Fransa arşivlerindeki kayıtlarını takip ederek oluşturduğu oldukça hacimli bir Osmanlı Tarihi sentezidir.
Arap, Fars ve Türk kaynaklarının da geniş ölçüde kullanıldığı bu eser, Almanca olarak, Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'na kadar geçen olayları ihtiva etmektedir.
Hellert Dochez tarafından önemli bir kısmı Fransızcaya tercüme edilmiştir. Fransızca tercümeden de Tarihçi Mehmet Ata Bey, bazı notlar ilave ederek Türkçeye çevirmiştir. Hammer, eserinde zaman zaman ön yargılı değerlendirmelere ve bazı hatalara düşse de onun "Osmanlı Devleti Tarihi" adlı bu çalışması halen önemli bir kaynak olarak kıymetini muhafaza etmektedir. (DünyaBülteni)