2013-09-02 13:20
Tarih Haber / Fatih Camii ne kaçak kitabe
Fatih Camii ne kaçak kitabe
Hattat Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, caminin tarihi giriş kapısı üzerine kendi yazısını kazıttırdı. Subaşı restorasyon sırasında caminin hatları ile ilgili danışmanlık yapıyordu.
Restorasyonunun ardından görkemli bir törenle ibadete açılan Fatih Camii’nde, büyük bir skandala imza atıldı. Prof. Dr. Hüsrev Subaşı’nın imzasını taşıyan bir kitabe, caminin ana giriş kapısı üzerine kazındı.
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, yaşanan gelişmeyi doğruladı. Kendi yazısının mermere kazınarak cami kitabesi yerine konulduğunu belirten Prof. Dr. Subaşı süreci, “Restorasyon sırasında bu eksikliğin tamamlanması için bilim heyetinden talep geldi.
Belirttiğim bilgiler ışığında orada mutlaka bir kitabe olması gerektiği düşünüldü. Biliyorsunuz Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Fatih Camii yıkılmıştı. III. Mustafa döneminde tekrar inşa edildi. Burada bir ihmal olduğunu düşündük ve tamamlamayı uygun gördük. Bir daha el değmez, hazır başlamışken burayı da bitirelim istedik” sözleriyle dile getirdi.
‘İYİ NİYETLE YAZILDI’
Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, bu eksikliğin giderilmesiyle ilgili isteğin restorasyon sırasında danışmanlık yapan bilim kurulundan geldiğini belirtti. Restorasyonu yapılan binalarda sonradan yapılan ilaveler bulunduğunu ve bunlara ‘dönem eki’ diye müdahale ettirilmediğini söyleyen Prof. Dr. Subaşı, “Fatih Camii’ndeki yazılar dönemin yazıları değildir.
Sonrasında yapılan müdahalelerle bozulmuşlardır. Bana sorsanız bu yazıların üstünü koruyucu ile kapatıp örtmek gerekir. Onun yerine, hat sanatının zirvesine gelmiş, o sanatın geldiği noktayı yansıtan yeni hatlar koyarım. Sanat noktasında aşılmış, geçilmiş yazıları göstermem. Hat sanatı bugün İslam tarihinin en yüksek zirvesinde. Kaldı ki bugün yazdığımız yazılarda 50 sene, 100 sene sonra dönem eki olacaktır. Kitabe yerine yazdığımız yazı da tamamen iyi niyetle yazılmıştır” diye konuştu.
Kurallara AYKIRI
Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Mülayim
Olmayan bir şeyi koyamazsınız. Restorasyon kurallarına aykırı. Ama şu sırada 200 eserde restorasyon çalışması var. Türkiye’de bu kadar restoratör mimar yok. Bir furya halinde restorasyon yapıldığı zaman bu tür hatalar kaçınılmaz olur. Başka eserlerde de böylesi hatalarla karşılaşabiliriz. Kaldı ki Fatih Camii’nde minareler hatalı restore edildi. 1950 öncesi fotoğraflarına baktığınız zaman minarelerde kurşun külah olmadığını görürsünüz. Caminin minaresinde taş tepelikler bulunur.
Tamamen işgüzarlık
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tayfur Erdoğdu
Sanat tarihi açısından yapının orjinalitesini değiştiren bir müdahaledir. III. Mustafa döneminde yapılan camiye müdahaledir. Tamamen işgüzarlıktır. Osmanlı mimari geleneğinde tamir yapılan esere, tamirin yapıldığı yere tamir kitabesi yerleştirilebilir. Ancak Fatih Camii’nde yapılan böyle bir şey değil.
Restorasyonunun ardından görkemli bir törenle ibadete açılan Fatih Camii’nde, büyük bir skandala imza atıldı. Prof. Dr. Hüsrev Subaşı’nın imzasını taşıyan bir kitabe, caminin ana giriş kapısı üzerine kazındı.
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, yaşanan gelişmeyi doğruladı. Kendi yazısının mermere kazınarak cami kitabesi yerine konulduğunu belirten Prof. Dr. Subaşı süreci, “Restorasyon sırasında bu eksikliğin tamamlanması için bilim heyetinden talep geldi.
Belirttiğim bilgiler ışığında orada mutlaka bir kitabe olması gerektiği düşünüldü. Biliyorsunuz Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Fatih Camii yıkılmıştı. III. Mustafa döneminde tekrar inşa edildi. Burada bir ihmal olduğunu düşündük ve tamamlamayı uygun gördük. Bir daha el değmez, hazır başlamışken burayı da bitirelim istedik” sözleriyle dile getirdi.
‘İYİ NİYETLE YAZILDI’
Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, bu eksikliğin giderilmesiyle ilgili isteğin restorasyon sırasında danışmanlık yapan bilim kurulundan geldiğini belirtti. Restorasyonu yapılan binalarda sonradan yapılan ilaveler bulunduğunu ve bunlara ‘dönem eki’ diye müdahale ettirilmediğini söyleyen Prof. Dr. Subaşı, “Fatih Camii’ndeki yazılar dönemin yazıları değildir.
Sonrasında yapılan müdahalelerle bozulmuşlardır. Bana sorsanız bu yazıların üstünü koruyucu ile kapatıp örtmek gerekir. Onun yerine, hat sanatının zirvesine gelmiş, o sanatın geldiği noktayı yansıtan yeni hatlar koyarım. Sanat noktasında aşılmış, geçilmiş yazıları göstermem. Hat sanatı bugün İslam tarihinin en yüksek zirvesinde. Kaldı ki bugün yazdığımız yazılarda 50 sene, 100 sene sonra dönem eki olacaktır. Kitabe yerine yazdığımız yazı da tamamen iyi niyetle yazılmıştır” diye konuştu.
Kurallara AYKIRI
Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Mülayim
Olmayan bir şeyi koyamazsınız. Restorasyon kurallarına aykırı. Ama şu sırada 200 eserde restorasyon çalışması var. Türkiye’de bu kadar restoratör mimar yok. Bir furya halinde restorasyon yapıldığı zaman bu tür hatalar kaçınılmaz olur. Başka eserlerde de böylesi hatalarla karşılaşabiliriz. Kaldı ki Fatih Camii’nde minareler hatalı restore edildi. 1950 öncesi fotoğraflarına baktığınız zaman minarelerde kurşun külah olmadığını görürsünüz. Caminin minaresinde taş tepelikler bulunur.
Tamamen işgüzarlık
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tayfur Erdoğdu
Sanat tarihi açısından yapının orjinalitesini değiştiren bir müdahaledir. III. Mustafa döneminde yapılan camiye müdahaledir. Tamamen işgüzarlıktır. Osmanlı mimari geleneğinde tamir yapılan esere, tamirin yapıldığı yere tamir kitabesi yerleştirilebilir. Ancak Fatih Camii’nde yapılan böyle bir şey değil.