2014-01-21 19:29
Tarih Haber / Cumhuriyet Döneminde Tarikat Cemaat ve Devlet İlişkileri
Cumhuriyet Döneminde Tarikat Cemaat ve Devlet İlişkileri
Türkiye Yazarlar Birliği Sakarya Şubesi tarafından Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Tarikat-Cemaat ve Devlet İlişkileri konulu panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Doç. Dr. Haşim Şahin ve Öğretim Görevlisi Aydın Aktay katıldı.
Doç. Dr. Haşim Şahin, Osmanlı’da devlet- tarikat ilişkileri üzerine konuşurken, Osmanlı’da cemaat kavramının daha çok Müslümanlar dışındaki din mensupları için kullanıldığını, Müslüman toplulukların daha çok tarikatlar etrafında buluştuklarını, devlette değişik dönemlerde farklı tarikatların etkili olduğunu belirtti. Haşim Şahin, Osmanlı’da tarikatların etkili olanlarını 3 döneme ayırabileceklerini; kuruluş döneminde Vefaiyye Tarikatı, 2. Murad ile Kanuni dönemine kadar Halvetilik, Kanuni döneminden bugüne kadar ise Nakşibendilik tarikatının etkili olduğunu anlattı. Bunlar dışında sürekli gizlenmeyi başaran; Kadiriler, Şabaniyye gibi tarikatların olduğunu kaydeden Şahin, tarikat şeyhlerinin zaman zaman padişahı bazı konularda uyardıklarını, Şeyh Bedrettin gibi isyan eden tarikatların aslında temelde saltanat kavgasındaki taraftarı oldukları kesim ile daha çok ilişkili olduğunu, devletin desteklemediği tarikatların hızla gerilediklerini sözlerine ekledi.
Panelin diğer konuşmacısı Aydın Aktay ise günümüzde Fethullah Gülen hareketini anlamak için Nur hareketinin öncüsü Bediüzzaman Said Nursi’yi anlamak gerektiğini belirtti. Said Nursi’nin eserlerinin temel amaçlarının; din- iman şuuruna sahip bireyler yetiştirmek, pozitivist anlayışa karşı, toplumsal hafızayı canlı tutmak ve seküler bilime karşı İslami bilimi savunmak olduğunu belirten Aktay, İslam dünyasının çıkış yolu olarak; Zaruret- Ekonomi, Cehalet- Eğitim, İhtilaf- Milli Birlik olarak şekillendirdiğini belirtti. Aktay, sözlerine; Risale-i Nurların birer iletişim dili olarak da kullanıldığını, bunun aynı zamanda dışarıdan müdahalelere karşı koruduğunu, kentli nüfusa hitap ettiğini, tekrar yapmaya elverişli ve takipçilerinin bu metinleri okumayı dini bir vazife olarak gördüklerini belirtti. Fethullah Gülen’in Said Nursi’nin ideallerini gerçekleştirmeye çalıştığını kaydeden Aktay, Gülen’in Türk Müslümanlığı temelinde meseleyi yönlendirerek farklı bir yol açmaya çalıştığını sözlerine ekledi.
Panel, dinleyicilerin soruları ve değerlendirmeleriyle tamamlandı.
Doç. Dr. Haşim Şahin, Osmanlı’da devlet- tarikat ilişkileri üzerine konuşurken, Osmanlı’da cemaat kavramının daha çok Müslümanlar dışındaki din mensupları için kullanıldığını, Müslüman toplulukların daha çok tarikatlar etrafında buluştuklarını, devlette değişik dönemlerde farklı tarikatların etkili olduğunu belirtti. Haşim Şahin, Osmanlı’da tarikatların etkili olanlarını 3 döneme ayırabileceklerini; kuruluş döneminde Vefaiyye Tarikatı, 2. Murad ile Kanuni dönemine kadar Halvetilik, Kanuni döneminden bugüne kadar ise Nakşibendilik tarikatının etkili olduğunu anlattı. Bunlar dışında sürekli gizlenmeyi başaran; Kadiriler, Şabaniyye gibi tarikatların olduğunu kaydeden Şahin, tarikat şeyhlerinin zaman zaman padişahı bazı konularda uyardıklarını, Şeyh Bedrettin gibi isyan eden tarikatların aslında temelde saltanat kavgasındaki taraftarı oldukları kesim ile daha çok ilişkili olduğunu, devletin desteklemediği tarikatların hızla gerilediklerini sözlerine ekledi.
Panelin diğer konuşmacısı Aydın Aktay ise günümüzde Fethullah Gülen hareketini anlamak için Nur hareketinin öncüsü Bediüzzaman Said Nursi’yi anlamak gerektiğini belirtti. Said Nursi’nin eserlerinin temel amaçlarının; din- iman şuuruna sahip bireyler yetiştirmek, pozitivist anlayışa karşı, toplumsal hafızayı canlı tutmak ve seküler bilime karşı İslami bilimi savunmak olduğunu belirten Aktay, İslam dünyasının çıkış yolu olarak; Zaruret- Ekonomi, Cehalet- Eğitim, İhtilaf- Milli Birlik olarak şekillendirdiğini belirtti. Aktay, sözlerine; Risale-i Nurların birer iletişim dili olarak da kullanıldığını, bunun aynı zamanda dışarıdan müdahalelere karşı koruduğunu, kentli nüfusa hitap ettiğini, tekrar yapmaya elverişli ve takipçilerinin bu metinleri okumayı dini bir vazife olarak gördüklerini belirtti. Fethullah Gülen’in Said Nursi’nin ideallerini gerçekleştirmeye çalıştığını kaydeden Aktay, Gülen’in Türk Müslümanlığı temelinde meseleyi yönlendirerek farklı bir yol açmaya çalıştığını sözlerine ekledi.
Panel, dinleyicilerin soruları ve değerlendirmeleriyle tamamlandı.